Ana içeriğe atla

Şükriye'nin Gece gece İç Dökme Merasimi

Gece gece kafama doluşuyorlar yine.
Hani o an insanların ne dediği dikkatinden kaçar ya,sonra tedavülden kalkmayan jetonun tam yatağa uzanmışken -zank  diye tepene dikiliverir. sinir olurum neden zor uyanırım diye sonra ben.

Gece aklıma gelir.sinir olurum.Sonra sabaha kızgınlığım saman alevi gibi çabuk geçici olduğundan unutuveririm.Bir kez daha aynı sözü duyana dek böyle onu hatırlamam.Hatırlasam bile benim alınganlığımdır diye geçiştiririm.Kendimi suçlarım çoğu zaman da.

Bir hatam varsa veya birine bir kusurum ,açıklama yapmam gerekiyorsa yaparım.Hatalı olduğuma inanıyorsam zeytinyağ gibi üste çıkabilen bir insan da olamadım.Hatam varsa,evet bu benim hatam dedim.Gördüğüm bir yanlış varsa ,düşündüğümü ,kırıldığımı,ne hissettiğimi söylerim.Ama sonradan görüyorum ki sanki bir tek ben hatalıymışım gibi ,ben hatamı kabul ettim diye insanlar hatanın çoğunu bende arıyor.Ben kendimi suçluyor ve yargılıyorum,değil çuvaldız ,çivi,mıh ne varsa batırıyorum.Ama sen...ama sen ne yapıyorsun !

Bizim evdeki düzen hali daha çok annemin tekelinde olunca ,ben de dışarda olunca evde pek iş yapmıyorum.Çünkü annem de ,ben de tek başımıza ,kendi halimizde iş görmeye alışmışız.O yokken ben yapıyorum,ben yokken de o yapıyor.Bu durum benim çevreme batmaya başladı.Kime ne oluyorsa!
Bayağı bayağı süs köpeği filan görüyorlar bunlar beni ! Şükriye iş yapmaz!Şükriye ancak gezsin ! Şükriye varsa yoksa yardım kuruluşlarında koştursun ! Parasız da üstelik biliyor musun diye arkamdan konuşsunlar!
Şükriye ,evlenmeye acelem yok diyor ama ooo bulsa yıldırım nikahıyla evlenir ! Bak bak bak sen !
Benim hatam nerde biliyor musun ya da bazı insanlardan farkım ! Onlar kendini pazarlıyor.Yanlış anlaşılmasın kötü anlamda değil,bazı insanlar reklamını güzel yapıyor.Lafının arasında şunu yaparım bunu yaparım,bugün bunu yapacağım,bugün şunu yaptım öyle çıktım filan.İşte ben bunu yapamıyorum.İçimden gelmiyor.Neden yaptığımın çetelesini tutayım ki.Yaptıysam yaptım.söylediysem söyledim .Olacaktıysa oldu.İçimden geldi yaptım.Herkes gibi ben de mutfakta,evde vakit geçiriyorum.Her dakika reklam mı yapayım size canııım !
bir inat huyum var ki bundan dolayı,böyle diyen insanların önünde iş yapmayı sevmiyorum.Ama sevdiğim,kıymet verdiğim ,böyle şeyleri anlayan,beni tanıyan insanların peşinde de dört dönüyorum.sırf iş yaptığımı görsün diye de istemediğim şeyi yapamam doğrusu !

Bir de ne oluyor biliyor musunuz,
Beni gözünde nasıl şekillendiriyorsa ,nasıl büyütüyorsa artık  beni tanımak istiyor bu ona keyifli geliyor.Diyelim bir şaka yaptım,bir muziplik yaptım ya da bir şeyden bahsettim ya da bir sözcük ağzımdan çıktı "bunu senden beklemezdim,beni çok şaşrtıyorsun" demeleri yok mu...Şimdi yanlış anlaşılmasın,egosunu şişirmeye gelmiş muhabbeti gibi oldu ama..yeri geldi diye söylüyorum çevremden farklı zevklerim var mesela.Çoğu kitap okumak isteyip de fırsat olmuyor diye yakınanlardan...müzik dinleme zevkleri Demet akalın,Serdar Ortaç çizgisinde olanlar...benim ekibimde olup da kendini yetiştirmeye adamış insan bile yok...ancak ortada profesyonelim diye geçinen bir tip görürsünüz...Sen bir şey desen he ?deyip kalacak kişi ama..Küçümsemiyorum kesinlikle,yanlış anlaşılmasın,herkes aynı şeyleri sevecek diye bir kaide yok ...Ama ben bunları seviyorum,gözlerinde entellektüel gibi görünsem de(bu entel kelimesinden de hoşlanamadım gitti )ben de etten kemikten,hatalarıyla,kusuruyla ,takıntılarıyla ,haliyle tavrıyla bir canlıyım,insanım !Beni artık ne şekle koyuyorsa "bunu senden beklemezdim "diyorlar. Cevabım "Beni o kadar gözünüzde büyütmeyin,ben de bir insanım"diyorum.Her vakit Türk Dil Kurumundan çıkmış gibi konuşamam size.Her daim ayak uyduramam size.ama uydurduğumda yadırganmak da istemem.
"çok iyi bir insansın"
"meleksin melek" 
"şöyle iyisin böyle iyisin"
"çok profesyonel oyuncusun.Ekran yüzün var"
geçiniz efenim geçiniz! Kendimi iyi tanıdığımı düşünüyorum. Nerde eksiğim var,nerde fazlam farkındayım.Bu yüzden sürekli öven insanları sevmem .Bir fikir söylersin "aynen ben de " der.İyi de hiç mi üzerine koymazsın!
Biri bir şey beğenir .O beğense de beğenmese de arkadaş kazanmak için "beğendim"der.İstemediği yere gider.Sonra saatlerce somurtur.

Şekilcilik,reklamcılık,etiketlemeler,beklentiler,kinayeler,kendini anlatırken karşındakini düşünmemeler,rahat yoz,basit yorumlar değildir insan sevgisi,dost sevgisi,eş/sevgili ilişkileri !

Neden insanlarda beğendiğimiz özellikleri değiştirmeye kalkışıyoruz ki ?
Neden İnsanları belirli kalıplara koymaya çalışıyoruz ?
Neden kendi kalıbınızda görmediğiniz insanlara uzaydan gelmiş biyonik canlı gibi farklı görürsünüz ?

Şehrim ,benim varlığımı kabul etmiyor.İnsanları geçtim,benim en yakın çevrem dediklerim beni kabul etmiyor.
Kabul ettirmem için sizin gibi mi olmam gerekiyor ?
İnsan doğası herşeye uyum sağlamalı mıdır !
 


 

Yorumlar

deeptone dedi ki…
ha haaaaa evet biraz fazla kaçıyosun galiba oraya. ama bak bence sen istanbula değil ankaraya uygunsun. senin kültürün ankaralık. ve ankara istanbuldan çok daha ciddidir sanatta.
:)
Şükran dedi ki…
deep,biliyor musun bir arkadaşım daha söylemişti böyle ,sen Ankara'da olmalısın yine diye.Biz de iandım inat Uşak diye tutturuyoruz,belki anlarlar,kabullenirler diye:)teşekkür ederim
Unknown dedi ki…
bence sen yaşadığın yer neresi olursa olsun gelişmişliğin şehirden ziyade insanda bittiğinin en iyi örneklerindensin.yaşadığın yerin seni şekillendirmesindense senin yaşadığın yeri şekillendirmen en güzeli ve tabii ki en zoru da.
bırak herkes nasıl istiyorsa öyle düşünsün,öyle konuşsun.sen kendini anlatmak için boşuna çabalarsın.çünkü anlattıkların karşındakinin anlayabildiği kadardır.çevrendiklere ufak da olsa brşeylr katıyorsundur mutlaka.sana itiraf etmeseler de seni takdir eden ve hatta sana özenen pek çok kişi vardır eminim..

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o