Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Aralık, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Ben Yaşıma Basmışım,biliyor muydunuz !!

Güya ben 10 gün ortalarda dolanamayacaktım. Hey Allahım ya ,dayanamıyorum ben size:)) İşin esprisi bir tarafa ,dün aklıma geçen sene yılbaşında neler yaptığımı düşündüm de...Sonra zihnimdeki ampul yandı . Ben tam bugün hem de saat gece 12'yi çalmak üzereyken bu blogu açmadım mı !!! Başlarda nasıl bocaladım...Mim gönderiyorlar, mim nedir,usulü nedir diye alık alık bakınıyordum cama...Blogları ziyaret ediyorum,ooo gezdiğim iki blogdan birisi mutlaka çekiliş yapıyor,hediyeleşiyor,etkinlik düzenliyor... bir baktım insanlar kaynaşmış burda filan, benim de bir gün böyle kaynaşacağım insanlar olacak mı derken, bir baktım benim bir ailem daha olmuş, sevmişim..sevilmişim..yeni şeyler öğreniyorum...üç nokta bu düşünceler bitmez... Kıssadan hisse : Eee ben bayağı bayağı yaşıma bastım...1 yaşında oldum..bugün blogumun doğum günü...İyi ki açmışım bu blogumu,ne güzel sizlerle tanıştık güzel güzel....Umarım hep böyle de devam eder.... 2013 yılına girerken derin bir nefes alın.Burn

ŞANSE'CE MECMUA:)

MECMUA : EDEBİYAT : İKİ KADIN BİR ERKEK DUYARLILIĞI  Hep erkek şairler var dendi.Şairlerin çoğu erkek ,dendi.Ne yani dedi içimizden biri ,erkekler bizden  daha mı  duygulu,daha isteri? Oysa bir Turgut Uyar erkek diye okunmaz değil mi ;onu Göğe Bakma Durağı için başka şiirleri için de okuruz.Şair şairdir.Şairin kadını erkeği olmaz.Ancak bir kadın duyarlığı vardır yazanda,o kadar ! Birhan Keskin'i de bu anlayışla okuduk.İyi ki okumuşuz...Ne güzel şiirler yazmış...Hayat ne ironik değil mi ,bazı insanların sancı ve acı ile yazılmış ,hırpalanmış ruhlarının içtenliklerine bizler dilimizden düşürmüyoruz..Üstüne kıskanıyoruz,keşke bu dizeleri ben yazsam diye...İlk hırpalanmamızda mızmızlanacak olsak bile...   Aşk Sevgilim sabahın erkenini seviyor, ben geceyi ve esmerliğini onun, o dorukları sevior, korkuyor bundan ben rüzgarla buluşan tepeyi, tuhaflığı, ona bir yeşil gülümsüyor, ben, hayatı delice sevdiysem nasıl, diyorum, seni de öyle. O kendi boşluğunda oyalanan günlerd

Yeni Bir Yıla Hep Birlikte

Köy köy ,ilçe ilçe,okul okul gezdiğim zaman zaman gergin,zaman zaman çok güzel,zaman zaman sıkıntılı günler geçirdiğimiz,zaman zaman beraber bir lokmayı paylaştığımız,kimi zaman yolda benzinsizlikten kaldığımız,aracımızın o soğuk havasına ,sonradan klima olduğunu duyduğum E.T filmi görmüş gibi heyecana kapıldığım tiyatro zamanlarım sona ermek üzere.... Kalbim mücadele ediyor ,güçlü olmaya,kuyruğumu dik tutmaya çalışıyorum,herşey yolunda demek için...Ama  bugünlerde iyi değilim ben.Yine bir yolun sonuna daha geldim günleri yaşıyorum..Her zamanki gibi... Güçlü durmaya çalışmaktan yoruldum.Dört kolla sarıldığım tiyatromun,işimin biteceğini bilmek yine sevdiğimi kaybetmek gibi bir duygu...İnsanların tam kabullendiği sıra tekrar başa dönmek.. Allahım güç ver bana,sığındım sana /bu ne dayanılmaz bir acı/Sabır ver bana/Yeter artık çektiklerim bitsin bu ceza/ümitsiz haykırıyorum ne olur dön bana... Barış Manço ,toprağın nur olsun,senin yazdığın bu şarkı şu dar zamanımda en iyi ilaç bana..

'21 Aralık Blog Coşması

Herkese merhaba, İyisiniz hoşsunuz afiyettesiniz inşallah. Günlerden bu yana 21 Aralık furyası sürüp gidiyordu.O da bitti gitti.Maya takivimine göre on yıl önce de kıyamet oluyordu zaten.Yine bir şey olmadı.Delinin biri kuyuya bir taş attı ,medya da bunu alladı dalladı süsledi püsledi bir alamet-i farika şekline dönüştürdü. Aklıma şimdi Hüseyin Rahmi Gürpınar geldi Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç.Bilen bilir kuyruklu yıldızın  günlük hayatta insanların arasında nasıl rivayetlere yol açtığını yansıtıyordu bu romanında, yazar. Aynı mesele, yine benzer konuşmalar arasında geçmiyor mu şimdi... Hay Allah ,hiç mi değişmeyiz kardeşim,hiç mi :) Bu arada Şirince'de şaraplar ucuzlamış  ve bu kez yerli turistler sarmış Şirince meydanını...Hani ilk Şirince etkilenecekti ya bu 21 Aralık kehanetinden:)    Ah bu Mayalar..Mayalarrrr...Neyse burdan hareketle bugünlerde dolaşan bir mimi yazmak istedim ben.Ebru'yu ziyaretim sırasında yorum yapıp seve seve bu mimi cevaplama kara

Yine Tiyatro İzlenimleri....

Beni bilen biliyor artık.Nerde ne yaşadıysam,ne hissediyorsam kızıyorsam düşüncelerimle izdüşüm yapıyorum bu blog sayfalarına.Ne kızdırıyor beni,nelere tahammül edemiyorum,neleri takıyorum kafama,nelere boş veremiyorum birer birer sayıp döküyorum huzurunuza. Yine böyle bir anlardan birini okuyacaksınız.Kah yaşadıklarımdan yola çıkacağım kah arkadaşlarımdan gördüklerimle kah dışarda herhangi bir insanı izlemiş olmanın görselliğiyle... Bir ben mi takıyorum bunları diyorum zaman zaman.Hep de böyle şeyleri bulurum ben .Huzurlu eve geldiğim pek yoktur.Mutlu geldiğim olmuştur ama huzur bambaşka bir şey azizim.Bir de mesela çok mutluyum o an,aklıma birden o gelir ,direkt keyfim kaçar. Sonra bir müzik dinleme seansımda hayallerimin içine koyarım o durumu.Onu o durumdan ya kurtarmışımdır ya da onu kurtaracak bir yiğit bulmuşumdur.Nitekim bir bakarım bir gün o kişiye, tam benim aklımın geçtiği bir şey olur,hayatı kurtulur. Ah keşke keşke...onlar için yapabileceğimiz şeyler olsa...Ama hi

Köylerde Tiyatro İzlenimleri

Günün  Çocuk Sözü : "Öğretmeniim,bu abla çok güzel ama burda çok çirkin olmuuuş." 20-30 kadar çocuk merdiven trabzanına çıkar.Karşılarındaki rengarenk,şimdiye dek gördükleri ablalarından farklı olan ablaya inceleyerek bakarlar.Sorular eksik olmaz tabi haliyle : -O afişteki abla niye gelmedi ? Bizim Sevcan'dan bahsediyor.Direksiyon öğretmenliği yapmadığı günlerde aramızda katılan bu arkadaşımız grubun en hareketli ,en delişmen ,en  organizatörcüsünden... -Adınız ne? -Seneye gelecek misiniz? -abla be ,parayı vurdunuz heee Nedense bir de böyle bir cümle var.Sanki parayı bedava alıyoruz.Sanki hepsini biz alıyoruz.Çocuğunda da böyle ,erişkininde de ,yaşlısında da..Gel sen bir gün bize katıl,bakalım içine girince ne oluyormuş !  Cem Yılmaz' ın kulakları çınlasın:)) -Abla,seneye de olacak mısınız ? Sonra öğretmenleri  gelir : -Öyle öcü gibi bakmayın kıza.Uzaylı mı o !Senin benim gibi bir insan ! Ufak tefek kıpırdanmalar olur.Kimileri gider.Kimileri ka

Sıcak Sıcak Mimler

Bugünlerde ben düşünüyordum bir mim.Erteleyip dururken bir baktım bu sabah Denizin Yıldızı mimlemiş beni.Sonra da Bir Sırrım Var Ebru mimlemiş beni.İkisi tarafınan da unutulmayıp mimlendiğim içim azıcık şımardım.Boynum tutuk olmasına,ağrım olmasına rağmen acım biraz kas gevşeticiyle ağrım azalmış gibi numara yaparken bana ,fırsattan istifade mimi cevaplayıvereyim dedim ben de. Hem belki Konya gezisine gitmiş olan annemler de gelir diye ümit ettim.Gelir gelmez de avuçlarımın arasına alıp romatizmal krem sürdüreceğim çünkü :)) Pek çıkarcı gördüm kendimi şu an ama,bugün köylere giderkenki çektiğim acıyı anlatmam imkansız.Yarın ki oyunu ertelemez de bizimkiler.El mecbur,yarına kadar iyi olmanın yollarını arayacağım. Sabah ilk defa dudaklarımdan şu döküldü.Tarihe kara bir iz gibi düştü : -Şimdi memur olsam izin alır,doktora gidersin.doktor iki gün rapor yazar.Hafta sonu ile birleştirir tatil yaparsın. Can havliyle canımın acısından söyledim.Yoksa şimdi öyle düşünmüyorum ben ! S