Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Kasım, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bu Pazar Sokaklardayım, Anlaşıldı !

Sokakta yapılan sanatı seviyorum.Doğaçlama çıkan düşünceleri de.Tiyatroda Gratowski buna deneysel diyor.Bana göre herkes sanatçı olamaz,olmak zorunda değildir zaten.Ama herkesin kendisini ifade ediş biçiminin olması gerektiğine inanıyorum.bir fotoğraf çeksin,bir resim yapsın,hatta yapmasın ilgisi olsun sadece merak etsin sosyal medyayı bunun için kullansın.Herkes bir Yıldız Kenter olmasın herkes kendisi gibi olsun sahnede.Başkasının sözcükleri yerine kendi bedenini bulsun. Türkiye Eğitim Gönüllüleri Vakfı 15.yıl Reklamında Sokak Sanatına dair ayrıntı hoşuma gidiyor. İşte bu yüzden sokak sanatını önemsiyorum.Sokakta yapılan dansı ,müziği,tiyatroyu beğeniyorum.Sadece entellektüel aydın çevresi için sadece parası olanlar için değil o saatte sokakta olan çöpçü de o anı izlesin.Farkındalıklar diyorum ; sokak sanatı bana farkındalığın en yüksek ağrı eşiğini uyandırıyor.                                                  Boğaziçi Caz Korosu bankaya giderse... Bundan iki sene

Piedra Irmağı'nın Kıyısında Oturdum Ağladım

Aslında bu aralar hiç bu tarzda bir kitap okuyasım yoktu. İncecik , okunması kolay sürükleyici bir etkisi vardı kitabın. Kitabın sonlarına doğru son zamanlarda kafama takılan bir çok sorunun ve sessiz düşünüp sorgulamalarımın izini buldum kitabın içinde. Kitaplarda beğendiğim cümlelerin altını çizemiyorum. Bu sebeple okuduğum kitaplardan alıntılar yaptığım cümlelerimi panorama defterime not alıveriyorum. Kitaptan alıntı yapmadığım zamanlarda da kitabın zihnimde oluşturduğum düşüncelerimi yazıyorum bir başka deftere. Bazı alıntı yapacağım sayfalar çok uzun cümleydi.Bundan sebebtir ki,onların fotoğrafını çektim.umarım görüntüleyebilirsiniz. Son sözüm :  Latin Amerika etebiyatında bilirsiniz Marquez ,Borges gibi yazarların da büyük yeri vardır.Paulo Coelho da kendi ülke edebiyatlarının gurur neferidir bana göre. Ha bu arada çevirmeni Aykut Derman da yaptığım bir kaç incelemeye göre başarılı bir çevirmen ve kültür ataşe

Hayatımıza Taşan Sanat Ruhumuzla Dans Ediyor...

Bugünlerde algı ayarlarım her zamankinden daha fazla açık sanata karşı.Görsel sanatlar.Hani anlatabiliyor muyum ;resim,müzik,dans ..ne varsa beni besleyen onlarla geçiyor zamanım. dün günlük müzik dinleme seansımı yaparken aklıma geldi .Severim bazen izlediğim filmleri tekrar açıp açıp izlemeyi.Hatta sevdiğim bölümler varsa bilhassa onları izlemeyi seviyorum. Sizin de hoşunuza gider ümidiyle sizin için de bir seçki yaptım.Malum her zaman tiyatro,dans,bale,opera olmuyor,izleyemiyoruz.Biz de bu şekilde arayaı kendimizce kapatalım dedik;) Sevdiğim sokak dansı filmlerinden bir dans kareografı bölümü.İzledikçe bana ilham veriyor desem yalan olmaz. Bale ile sokak dansı ; ne alaka değil mi ! Bakın bu iki dans türünü nasıl güzel sunmuşlar. Olmaz demeyin ,şansınızı deneyin.Milli Piyangodan kendi başarınız çıkabilir :-) bu dans tam sokak dansı.Tam hayatın içinden.Bayılıyorum bunun müziğine ve dansına ! Nasıl dans edersen et ! Hayatın ritmine kaptır kend

Küçücük Ufacık Evlerin Dekorasyon Modellleri

Bugünlerde dar ev dekorasyonlarına takıldım kaldım resmen. 1+1 ev düzen durumları anlayacağınız, bugün bir ilk daha yapayım dedim. çoğu kişi zaten biliyor az çok geniş evlerde ne kullanılıp kullanılmayacağını.Ama önemli olan dar ev dizaynı yapabilmek.Ben biraz araştırdım.Belki sizin de işinize yarayan bir kaç fikir olabilir diye paylaşıyorum. Koridordaki ölü alanları değerlendirmek için uygun bir yol Şayet sizin de böyle dar holünüz varsa bence uygulanması makul bir seçenek Mutfağınız bu şekilde dar ise iki tarafı da tezgahlı yapmak yerine bir tarafı aynalı veya camlı büfe olarak tasarlamak mantıklı görünüyor.hem evi aydınlık hem de büyük gösteriyormuş öylesi. yatak odası küçük.gardrop küçük sorununa küçük bir dolap çözümü.yatağın tepesindeki o dolap hoşuma gitmedi gerçi.bir dolabın kapağı aynalı biri ünlü bir ressamın tablosu olsa ne güzel olurdu ! Klimt desem ;-) İşte bu da başka bir mutfak dekoru çeşiti.Üst dolabı benim zevkimi yansıtıyor.Kullanışlı.

Evliliğin 3D Maddesel Eleştirmasyonları

Kültürümüzü oluşturan anane geleneklerimiz var bizim.ve şu bir gerçek ki çoğu anane geleneği yokluktan dolayı adet haline gelmiş. çünkü zamanın yaşam koşulları bu adetleri yapmaya mecbur kılmış. Bazı anane geleneklerini sürdürmek güzel bir şey tabi ama illa ki o geleneği sürdüreceğim diye bu kadar insanların kendini hezimete sokmasına karşıyım. Bazı şeyler tabi ki değişiyor.Ama bazı şeyler olduğu gibi duruyor .İşin komik ve trajik yanı "O şöyle yaptı,Ben de yapayım " gibi gelenekler.İlginç özentiler varmış mesela.Yok kına gecesinden sonra bir caminin avlusunda kınalı eller yıkanırmış . GİBİ ! İyi de kardeşim ,geçmiş zamanda insanların evinde su yokmuş.Bundan dolayı eller çeşmede yıkanırmış.Diğer taraftan  şimdi maşallah ve çok şükür ki evimizde her daim sıcak su bulunuyor . Bir de İzmir yöresinde testi kırma muhabbeti var ki ! Onun mantığını bilen varsa o açıklasın bana. Daha önceden de duyar görürdüm ama ben nişanı taktıktan sonra neler duydum neler ! Neymiş

Sohbet Muhabbet...Konu Evlilik Azizim !

Değişiyoruz...ve bazen değişirken farkına varmıyoruz hayatın bizden ne alıp ne verdiğinin...İşin esası hayatın aldığı bir durum yok.Hayatın bize verdiklerini biz teslim ediyoruz o duyguya o yaşanılırlığa ait olanlara.... Bazen diyorum ki ben mi çok hızlı değişiyorum ?bir gün düşündüğümü ertesi gün düşünmüyorum.Sonra görüyorum ki hayat ne siyah ne de beyaz ;gri net bir kontrast ayarlığında. Hiçbirşey göründüğü gibi değil.Duyulduğu gibi değil.Belki de hissedilir bile değil.Gerçi hisler bazen duyularımızdan güçlü oluyor.Onları nasıl yorumladığımızdır önemli olan. Ne çok değişiyorum diyorum ya ,Dış görünüş olarak değişiyor olsa bile insan ,Sanma ki sadece dışında değişiyordur .Tırtıl gibi düşün mesela.Nasıl ki bir tırtıl gömleğini değiştirir dahili ve harici.Öyle ! Bak yine değiştim.Kısa kıpkızıl saçlı kız gitti.İşin garip bir yanı biyolojik yaşım 30. Ooo lise yıllarımda 30 ne büyük bir yaştı.Bu yaştaki ablalar genelde çoluk çocuğa karışırdı.Evlenmezse de vahim tablo resmederdi