Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2015 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Montessori de Neymiş !!??

merhabalar bizim misafirin gelmesine az kaldı.Bu sürede yeni doğan üzerine oyuncaklar ,kitaplar, gelişim kitapları üzerine de bayağı bir eğilmiş durumdayım. çok diyen oldu bana yeni doğan kitaptan ne anlar diye.ilk başta siyah beyaz gördükleri için onlar için kitap almak gereksiz .Ki,zaten yeni doğan üzerinde pek kaynak bulamadım.tabi Vlogger Merve Özkaynak da olmasa böyle bir yayının olduğundan bihaber olacaktım. Kendisi yeni doğan bebeği için amazon.comdan bulmuş.Ben de bu bilgi ışığında kendi bütçeme göre kendim tasarlamayı düşünüyorum.amaca riayet ettikten sonra her yol mübahtır değil mi ;) ben de siyah keçe üzerine beyaz desenler yaparak veya beyazın üzerinde siyah desenler yaparak bu yenidoğan konsantrasyon beceri kaynağını elde etmek istiyorum.sonucunun fotoğrafını paylaşırım sizinle.Bunun amacı yeni doğan bebekler öncelikle siyah ve beyaz gördükleri için dikkat geliştirme ve ilk aşamada kitapla yabancı olmaması için ,dikkatini toplaması için küçük bir kitap.

başlıksız yazı.

herkese merhaba, ne zamandan beri bir geleyim geleyim diyorum, bir türlü olmuyor.araya başka şeyler karışıyor.buraya da gelemeyince  de,  sosyal medyada kısa sürelerde girip çıkıyorum.Elbette buranın yerini tutmuyor.özlüyor arıyor insan.meğer yazarken ne çok şey öğreniyor ve ne çok şeyi pekiştiriyormuşum.hatta ve hatta bloga yazı yazacağım diye merak ettiklerimin üzerine daha fazla eğiliyor ve daha çok yaşamın içinde rol alıyormuşum.şimdi ise bir durağanlık dönemindeyim.sanıyorum hiç bu kadar kendi halimde günler geçirmemiştim.evde oturmaya mecbur kaldığım zamanlarda bile kafam deli gibi iş üretiyordu.şimdi de aslında bunları yapmamı engelleyen bir faktör yok.Aslına bakarsanız buraya uğramamı engelleyen küçük bir engelim var o da evime internet bağlatamayışım henüz.arada işte annemlere gelince bir sesimi duyurayım diye geliyorum.o da takvime bakacak olursanız en son 3 temmuzmuş.neyse bu da fazla sürmez elbet .vızır vızır  yazdığım yeni içerik ürettiğim günlerim de gelecek elbet.

Jet Hızıyla Geldim,Teyteyliyorum Şimdi

Selam , kısa bir merhaba deyip bir ses soluk paylaşayım diye geliverdim. kendimi es geçiyorum. Bugünlerde Buket Uzuner 'in Defne Kaman'ın Maceraları Toprak serisi elimde.hikaye hızla ilerliyor.Özlemişim Uzuner okumayı :) Arada da distopyaya devam.Yakma Zevki okuyorum.öykülerden oluşan bu kitap tipik bir Ray bradbury klasiğini andırıyor bana.Fahrenait 451 öykülerinden hareketle serüvenleri ardıardına takip ediyor.öyküleri okurken poe gibi birçok yazarın öykülerini de okumuş gibi oluyorsunuz.hatta bilim kurgu ve dispyografik anlatamının içinde bazen içime daral geldiğinde kolumu Uzuner'in omuzlarına atıverip rahatlıyorum.yani en azından bazen insan şimdiki modern çağın izlerine rastlayınca derin bir oh çekiyor. bir ara "korkuyor muyum""gerçekmiyim""benim ktaplarımı da böyle yakarlar mı bir gün"diye bir çok paranoyak duygularım oldu.filmi çekilse izlenir mi bilmem ama tam bir film senaryosu gibi geldi bana. bu aralar bir de en çok TRT be

Mobil Dönüşüm ☺

Herkese merhaba , Bugünlerde internete sadece telefonumdan ulaşabildiğimden sözü fazla uzatmayacağım. Uzunca bir süre yazamadım.evlilik işleri derken ;-) 10 mayıstan bu yana elbette bazı değişiklikler oldu bende.ama şu an en somutu ha bire belgesel izlerken  distopya öyküleri okurken ,bilim kurgu filmleri izlerken buluyorum kendimi. Ray Bradbury'nin Yakma Zevki şu ana kadar okuduğum en değişik türde kitaptan biri .öykülerde bol bol poe, lawrance, Shakespeare, Sokrates ve ismini şimdiye dek duymadığım yazarlar Kişiselleştirilmiş başka bir karakterin bünyesinde. Henüz tam adapte olamadim desem sanırım "pes "dersiniz bana galiba. şimdilik tikirdiyaveriyoruz işte .hayat akıp giderken biz biz gidenlere anlamlar yoruyor gelenlere Merhaba diyoruz. Hayırlı ramazanlar, Özlemişim sizi ve burda olmayı....

Son Günlerde Ben....

Selam Farzet ki siz bir kahve içiyordunuz aranızda ben katılıverdim aranıza.Hatta ve hatta beni görünce hayretler içinde ve sevinçle karşılayın.Hatta aranızda sitem edenler olsun "eh be şekerim şurda bir toplanalım demesek sen de görüşelim demiyeceksin" deyin.Deyin deyin haklısınız. Ben de hakkınız var diye azıcıktan mazeretlerimi sayıp bir yandan teker teker muck muck öpüp sarılırım size sevgili blogger arkadaşlarım :-) böyle de dan diye girerim lafa ben.Her yerde böyleyim.Sadece burda böyle değilim yani.İstemdışı ,o anki duyguyla olur bazı şeyler bende.Neyse neyse çok lafı uzatmayacağım. siz nasılsınız bakalım :) Bir Sırrım Var blogu sahibesi arkadaşım Ebru'da bir süpriz yaptı bugün bana.Bir baktım yazısı var ,günlerden beri kaybolmuştu ortalıktan. Aslında ben de pek buralarda sayılabilir miyim bilmem ama arada yaşıyorum diye ses veriyorum yine.bunun toleresi olur değil mi ;-) ******* Bu ara garip garip hallerim oluyor benim.bir bakıyorum ço

İnsan Mühendisliği

Hayat benim için bir kitap .İster sıkıla sıkıla kendini esir edercesine oku ;ister tadını çıkar isterse kitabı olduğu gibi kabul ederek oku ! Bir şekilde okuyorsun ya ona bak sen ! Zevkle okursun sonrasında ne olacak diye.Ümitle okursun güzel şeyler de seni bekliyordur.Bazen yazar beklenmedik bir olay yazar ,şaşar kalırsın.Bazen canın acır üzülerek okursun .Bazen de kızarsın. Bazen hayıflanırsın .Hayat işte canım , hepimiz kendi dalında bir şeyler çiziktiriyoruz.Bu kitabı okumak koşma bandında kan ter içinde yüzmek gibi... İşte bazen de durup yazıyorsun ,paylaşmak gereği duyuyorsun başka insanlarla.Kendine dönüp bu kitabın seni nasıl bir yolculuğa çıkardığı irdeliyorsun.Karakterle yaşıyorsun.Eleştiriyorsun acımasızca.Bu durumlarda , kitabın arasına kitap ayracı koymuşum da tekrar ordan devam edecekmişim hissiyatına kapılıyorum ben. Şimdi de ayracımı koydum işte : ****** bugünlerde elimde olan bir kitabın fotoğrafını akşedip ilgililere duyurup sevgilerimle ufak ufak uğurla

DİNLE KÜÇÜK ADAM !

William Reich 'in Dinle Küçük Adam kitabını sevdim .Kendimle başbaşa kaldığımda yüksek sesle odamda okur buluyorum kendimi zaman zaman. Hatta görme engelli bir arkadaşım için sesli kayıta alıyorum. Kitap hakkında şu an bir şey yazmayacağım. Diğer taraftan kitap hakkında yazılmış bir yazının linkini paylaşacağım. Dinle Küçük Adam Fantastik bir çocuk edebiyatı türünde bir kitap izlenimi verse de kitap yetişkinlere yazılmış bir kitap. Küçük Prens tadında desem haksızlık yapmış olur muyum dersiniz :-)) Özetle : ben bu kitabı çok sevdim.Bir kez daha içgüdülerime  kulak verdiğim için teşekkür ettim kendime.Bir kitabevinin en kuytu yerine saklanan inci tanesini bulmuş kadar zengin hissettim kendimi ! ****** 24-25 Ocak tarihlerinde Ankara'da idik.Müthiş bir eğitim ve harika ilhamlar aldığım kendimi arı gibi hissettiğim bir hafta sonu geçirdik.Aldığım notlar ve kararlarımı toparlayıp size dönme ümidim var. ******* bugünlerde sabah güne başlarken dinlediğ

15 Farklı Düğün Gelenekleri

Bu sene izdivacım söz konusu olduğu için malumunuz düğün aktüel dergilerini de karıştırmadan edemiyorum.Hani biz düşünüyoruz ya sadece geline,damata,balayına dair bilgiler diye.Onların yanısıra ilginç bilgileri okuyup zaman zaman şaşırdığım, zaman zaman hayretle karşıladığım, zaman zaman  ""acaba biz de mi uygulasak böyle bir şey " diye aklıma hin fikirler gelmiyor değil;-) Cosmopolitan Bride dergisinde 15 farklı düğün geleneğine değinilmiş.Ben de okuduğum bir bölümü sizlerle paylaşmak istedim işte !! Telefonumla çektiğim bu görüntğlerden ilkinde Almanya yer alıyor. Burdaki en dikkatimi celbeden durum gelinin saçına pirinç serpilmesinden ziyade başında ne kadar pirinç olursa o kadar çocuğun olması inancıymış.Yani 10 tane düşse 10 tane olacak !!                              Yumurta ,salça,gelinin kirletilmesi ve gezinmesi ! Cık ! Diğer taraftan ayakkabıya bozuk para koyulması fena değil !Bereketle gel bereketle git inşallah anlamında :-)) Bu a

Bir Tıkla Geziveriyoruz İşteee :)

insan beyni bir derya deniz arkadaşlar, bizler onunla nelerin yapılabildiğini ,beynini kaybedenleri görünce (!) farkedebiliyoruz.... Ne diyor Yetenekleri Eller filminde doktorun annesi :sen beyninle tüm dünyayı ellerinde tutabiliyorsun !" kulağımda japon esintisi bir müzikle sesleniyorum işte- size- şimdi- Bir yandan uzun süreden beri unuttuğum -aslında çok da sevdiğim ve bir zamanlar oldukça çok sık ziyaret ettiğim - bir internet sitesi düşüyor aklıma.Bir zamanlar sosoyoloji,müneraloji gibi bilimlere merak sarmakla beraber genetik bilimine merak etmişliğim olmuştu.Bundan mütevellit ordan bir aklımda kalmışlık bu site .Belki sizin de ilginizi çeker diye düşündüm.Paylaşayım istedim. TÜRKİYE BİLİM SİTESİ oldukça bilimsel makaleler hazırladıklarına şahit oldum.izlediğim bir kaç National Geografic belgeseli de buna ışık tutuyor diyebilirim. ****** Geçmiş zaman olur ki bir de bir site daha vardı arada ziyaret ettiğim. uzun zaman oldu o alışkanlığım da yitip gidivermiş.

Sohbetin ucunu kaçırdım ben

bir yazı yazıyorum.epey de ilerliyorum. sonra da vazgeçiyorum.sonra vazgeçmekten de geçerim diye onu da kaydediyorum.ama hiç dönmüyorum...silinenler vazgeçtiklerim oluyor... tatmin olamıyorum. Ne yazasam boş geliyor.. bazen sadece yayınlarınızı okumak için geliyorum buraya... geçerken de bir selam çakıyorum size işte böyle... uzun kitaplar okuyamıyorum bu aralar ...kısa öyküler ,şiirler okuyorum. Orhan Kemal -Önce Ekmek kitabına devam...Tozan Alkan - Açık Kapı elimde olanlar... Bu aralar bir de meal okuyorum . Kulaktan dolma şeyler,insanların Dini görüşlerinden artık bana bir haller geldiği için ben de bunu kendi perspektifimden değerlendirmek istedim.Ki iyi de olmuş şimdiden neleri anlamak istediğimiz gibi anlamışız onları gördüm. Okumaya devam...Sıra diğer meallere de gelecek... Mahsun Kırmızıgül'ün Mucize filmine gittik.filmin ilk yarısı bende bir etki uyandırmadı.Ama ikinci yarıda beklediğim etki görüldü.Ağlamak için de gülmek için de gitmedim.Diğer taraftan i

Yeni Yıl Yeni Yıl Bizlere Kutlu Olsun !

2012 yılbaşı....2013 yılbaşı 2014 yılbaşı..2015 yılbaşı... bu seneyi de sayarak tam 4 yılbaşı geçirmişim blogu açtığımdan bu yana... 2011'i kapatırken açmıştım blogumu içimde neler neler vardı ...gözlerimde ise onu özetleyen buğulu gözlerim... neler neler yazmadım...neler neleri paylaştım....bu blog sayesinde neleri neleri öğrendim....blog yazmak için giriştiğim bu süreçte artık amacımı aştım şimdi de iyi ki aşmışım sayelerinde çok bilgim olduğu ,bulunduğum yerden beni bir çok sergiye,bienale ,tiyatroya,sinemaya  götüren ve okumadığım kitaplar hakkında bile bilgi edinebileceğim ve başka insanların hayat dokunuşlarında şahit olmak için girdiğim bir deryada yüzmek için gelir oldum . oturduğum yerde bir ülke hakkında fikir sahibi olmak ,şehir kültürünü öğrenmek için güzel bir keşif aracı oluyor benim için.yoksa nerde bilirdim Talin festivalini ,nerde bilirdim sokak sanatçlarının festivalini ve nicelerini.. tamam internettir bunu sağlayan ama bazen internette bile kaybolabili