Ana içeriğe atla

Denizin Yıldızı'nın Kısmetine...

Sevgili Denizin Yıldızı beni günler öncesinde mimlemişti sağolsun.Azcık (!)dağınık olan çekmecemi düzeltmek bugüne nasip olduğu için mimi de bugün cevaplayabiliyorum.
dağınıklık dediğinde bir iki parçanın ilgili yerlere konamayışı. Durum bu ! 

Yine de her zamanki düzenimin halini koymak istedim.

Bir de yani şimdi... çekmece bu;boru değil!
İçinde çok önemli şeyler olmasa da,siz bilseniz de bunları az buçuk,en nihayetinde azami dikkat göstermek gerekiyor.
Şunun şurasında çekmecem görücüye çıkıyor yani:-))

İşte bir dokun bin ah işit!Denizin Yıldızı da  "iyi ki mim verdik,yine saymış uzun cümlelerinden birini" dese yeri yani;-)

Haklısın arkadaşım,bence sen de haklıııısın :)


Konsolun üstündeki numunelerim de içinde yeralıyor.Ne olduğu seçiliyor değil mi onların da:)
Neyse benim düzenim de genelde budur.Aslında ben dağınık bir insanım.Bu yüzden eşyalarımı bölüp bölüp koyuyorum çekmeceye. Karton kutuda makyaj malzemeleri,yandaki kozmetik çantasında krem ,parfüm,yüz maskesi filan.Onun yanında tarak,fırça gibi bilumum edevatlar..Ojeler zaten görünüyor orda.Çok kıymetli hedayeli saatim(!)kolumda saatim olmadığını görenler saatim yok diye düşünerek bana saat alıyorlar ,sağolsunlar.Yakında parasız kaldığımda tezgah açıp caminin önünde satasım var ;-))Amaaa hedaye olduğu için bu yöndeki ticaret zekamı tiyatro bileti satışı üzerinde kullanacağım şimdilik:))

Kırmızılı,beyazlı,yapraklı ,kumaşlı kılıflar (Ayıptır söylemesi o kılıflar ben gibi beceriksizin elinden çıktı.Dikiş kursunda dikiş öğretmeninin entrikasından kurtulabilmiş tek eserlerim)
bendeki hikayesini merak edecek olursanız yoruma (yaz yaz yaz bir kenara yaz diyebilir şarkı moduna girebilirsiniz) Olmadı 4891 yazın cebinize hikayesi sesli gelsin ! Şaka şaka ,gevezeliğim tuttu yine azcık;)

Birinde saç düzleştiricim,birinde de saç maşası var.Orda gördüğünüz kırmızı kutu da alet çantası aslında,ben de onu takı kutusu yaptım.Çok iyi oluyor ya,kullanışlı yani.İşinize geliyorsa uygulayın derim:)
Güneş gözlüğü de mevsim itibariyle çantadan çıktı,çekmeceye yerleşti.güneş çıkarsa bilmem ama bugünlerde buralarda soğudu artık..hem de birden bire...

Ya bu arada ben yeni şarkılar keşfettim.Bir tanesini de buraya koyacağım :

Bilmiyorum artık beğendiniz mi? Ben bu tarz şarkıları severek dinliyorum.Gece yatağına uzanıp hayal kurarken bir kahve yanında bitter çikolata lezzeti veriyor bana.

İkisini de aynı anda isterseniz bir türk kahvesi tarifi size.
iki kişilik bir kahve yaparsanız 4 çay kaşığı türk kahvesi koyun.Şeker yerine de damak tadınıza göre (az tatlı,orta tatlı,çok tatlı) çikolata koyun.Sert çikolata koyarsanız iyice karıştırın.Chocella'lı ,nutella'lı gibi krem gibi olursa da az karıştırın pişesiye kadar.Kaynamadan önce de kendi haline bırakın.Kahveniz hem çikolatalı hem de köpüklü olacaktır.Çok karıştırdım diye köpürmez bu,demeyin.Köpürüyor köpürüyor:-))



Hem mim,hem Birddy ,hem de çikolatalı kahve tarifi...Hadi yine iyisiniz kız ;-))

Afiyet bal şeker..yediğiniz içtiğiniz löp löp et olsun...

Hadi ben kaçtım...    
  
  

Yorumlar

Unknown dedi ki…
bak bu çekmece gayet de düzenli görünüyor.dağınıksan da çaktırmıyorsun arkadaşım:)
şarkı gerçekten de tam karanlıkta yatarken uyku öncesi rahatlatıcı ve tatlı hayallere daldırıcı.
benim ufaklığa şu sıralar norah jones dinletiyorum uyurken.carnival town diye bir parçası var o da tarz olarak buna benziyor belki biliyorsundur.
http://www.youtube.com/watch?v=Wd1gjZYuyRI
Şükran dedi ki…
bak bilmiyordum dinleyeyim.merak ettim.demek ufaklığa böyle değişik müzik dinletiyorsun.çok iyi bir fikir:-)
Unknown dedi ki…
Mimi cevapladığın için teşekkür ederim. Hiç aklımdan kötü kötü düşünceler geçmedi bu arada :D

Tarif için de ayrıca saolasın... Ben bunu bir koca üzerinde deneyeyim bakalım kendisi kahve gurusudur, bakalım nasıl karşılayacak?

Şükran dedi ki…
rica ederim sen mimlemissin yapmaz miyim;))esin kahve guruşuysa çıkokatasini fazla koyma ki kahvenin önüne geçmesin.yine sen daha iyi bilirsin tabi:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o