Ana içeriğe atla

Don't Cry Ömer

"Neden bizim okula gelmiyorsun "

Geldim bugün. Göremedim seni. Görsem değişecek mi peki.

Bir selamımız olacak ,o da olursa.Belki yanyana gelmemek için kaçacağız birbirimizden.Belki sen bir fırsat bulacaksın ,aynı ortamda olmak için.Ben sana arada kaçamak bakışlar atacağım.Sen de farkettirmeden ara ara bakacaksın bana.

Aklımdan seni ilk gördüğüm an geçecek.Utangaç,sevimli gülüşün.Oturduğum sandalyede 'buraya çok yakışıyorsunuz' dediğini.Blue 'da biralarımızı içerken nasıl çene çaldığımı.Sen sanki masal dinliyor gibiydin ama.Küçük Prens'i sahneye koyacaktım.O gün için beyaz dantelli bir elbise almıştım.Beraber gidecektik.Bıdır bıdır bizimkileri şikayet ederken öyle munis gülüyordun ki..Tüm gerginliğim gidiyordu yanında.Senin yanında acıkmıyordum.açlığımı unutuyordum.Oysa o sene hem TEGV ,hem okuldaki bücürüklerimin tiyatro hazırlığını yapıyorduk.O sene üniversitenin projesi bir yandan,kendi projemiz bir yandan ,okul çalışmaları bir yandan koştura koştura her yere yetişmeye çalışıyordum.Öğle yemeği bile yemek aklıma gelmiyordu.Çünkü açlık hissim kalmamıştı sayende!

Bakışını yakaladım işte senin.Hay allah ,ben de sana bakakalmışım! düşünürken .Gülümsedin.Gülümsedim.Kimse farkında değil.Herkes kendi dalgasında.Bir tek bizim ekiptekiler takipte.Magazinci gibiler valla.Şimdi uğraşırlar bunlar benle.Ne vardı buraya gelecek sanki.Hepsi benim yüzümden!Çünkü ben söylememle geldik,buraya.Umutlu değildik biz burdan. Oyunumuza gelmesen de olur Ömer ! Sen karşımda olursan nasıl oynarım ben ! Nasıl çirkin bir kadın olurum önünde.Sana bakarken bile gözlerim doluyor.Gelme Ömer!

Beni kime göstermek istedin,kime nispet yapmaya çalıştın,kime övünmeye çalışıyordun bilmem ama geldim işte !Burası da benim gelebileceğim okullar.Biliyorum senin övünme gibi huyun da olmaz ama...Birilerine birşeyler ıspat etmeye çalıştığın belliydi....Yüzümü yıkayıp kendime gelmeliyim.Çıkıyorum .Tekrar döndüğümde kapının önünde telefon görüşmesi yapıyorsun .1 dk .diyorsun bana.Duruyorum.Telefonu kapatıyorsun.

-Memnun oldum seni gördüğüm için ,diyorsun.

Heyecanlı olmamaya çalışıyorum.gözlerimi kaçırıyorum.Aptal gözlerim yine yaşardı. Topluyorum kendimi.

-Ben de memnun oldum.burdan pek umutlu değildim.

Başka bir şey söylemek istiyorsun.Beklediğin sözleri söylemedim sana.

-Ekiple ne zaman başladınız tiyatroya?

Ekip umrunda değil senin.İşimin seni ilgilendirdiğini söyleme bana.Sen beni tanımaya çalışmadın ki.

-Geçen sezon başladık.Biliyorsun Küçük Prens bitmişti.

-TEGV nasıl ,devam ediyor musun?
Geç düşen jetonlarım yüzünden bana yapılan haksızlığı da geç gördüm.Zaten ben hemen düşünen,hemen atağa geçen pratik bir zekası olan insan değildim.

-Eskisi kadar değil.İşlerimden pek zaman bulamıyorum.

-Başka neler yapıyorsun ?

-kendimce şeyler işte boşver.

Kendim hakkında bir şeyler söylemek gelmiyor içimden.Ne yapayım ,hayatım tiyatro oldu.Kendim için kitaplar okuyorum.Yazıyorum bol bol.Yarım bıraktığım sesli kitap okumama devam ediyorum.Zaman zaman kendi kendimi acıtıyorum.Sonra yine yaramı kendim sarıyorum.

Birlikte güzel vakit geçirmek istediğim,zaman zaman müzik dinlemeye blue'ya gitmek için,cumartesi günü başlayan şiir günlerine sazını da al gel deyip eşlik et bana demek istediğim anlar oluyor.Bazen sırf gıcıklık olsun diye öylesine dandik bir filme girip birlikte gırgır yapmak istediğim zamanlar oluyor.Hafta sonları kafamızın estiğinde bir izmir yapalım dediğim çılgın geçişlerim oluyor.
Susuyorum.Guns Roses dinliyorum sonra.Don't Cry diyorum.Soğumamak için şarkıyı az dinliyorum.



Taşınmışsın .Artık daha yakınız.Geçen markette gördüm seni. Bir kız arkadaşın vardı yanında.Halâ devam ediyor mu?Benim gibi kalantor değildi ayrıca.Tapuklu ayakkabı giyecek resmi bir insana benzemiyordu.Tarz olarak daha uygundunuz.Ayrıca senden uzun da değil.Aynıydınız.
Günde karşına çıkmak için fırsat kollardım ama...Görmemek için saklanacak delik aradım.
-Hayatında biri mi var ?
İşte burda susulur .Ekipten arkadaş seslenir."Bahçeye çıkıyoruz biz".Bir nefeste ben çektim sigara.Sen bakakaldın.ekipten bir densiz 'Hayırdır ,gerildiğin zaman içersin sen " Sen önüne baktın.Ben ise karşıdaki koruluklara...İkimizde gölgedeydik.....

Önümüzdeki günlerde görürsem nasıl olur bilinmez tabi....







Yorumlar

deeptone dedi ki…
pufffff ya etkileyici ufffff.
:)
Şükran dedi ki…
maalesef hala etkileyici.Beni de saran bu duygu.Allahtan ki mantığım duygumu perçinliyor:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o