Ana içeriğe atla

Kelebeklerimle Susuyorum

İçimde anlatmak istediğim bir şey var.
Anlatsam ,olmayacak diye korkuyorum....
Susmanın dayanılmaz yakarışı !

Sami Saygun

Radikal değişimlere kala...Çeyrek Düşünceler...Birgün olmazsam aranızda farkedilir miyim diye düşünüyorum....Tembelliğimi,Oblomovluğumu bununla yenmeye çalışıyorum.... Bir şeyler söylemek istiyorum...İçimde tekrar uçuşan umut kelebeklerinden bahsetmek istiyorum..Haykırmak...Lalalala diyerek...Konuşursam büyü bozulur diye korkuyorum...Susuyorum...

Yorumlar

Unknown dedi ki…
sen de mi şükriye?
yokuluğun hissedilmez olur mu hiç?
gidecek misin sen de ?:(((
Şükran dedi ki…
yooook, burdan gidemem ben ebru:-))
Gidersem mecburi ayrılış olursa diye ,içimdeki düşünceleri biran evvel gerçekletirmek istiyorum anlamında...ömrümden uzun ideallerim var...ömrüm yetmezse farkediliir miyim diyerekten falan.işte öyle bir şey:)
Unknown dedi ki…
:)
o kadar takılmışım ki gitmeye,ayrılığa algıda seçicilik işte:)
umarım adım adım her idealini gerçekleştirebildiğin,yaşayabildiğin,yaşatabildiğin uzun bir ömrün olur.
ya da bir ömür yetmez dersen de ideallerini yaşatacak bir neslin:)
Şükran dedi ki…
Sağlıklı bir ömür diliyorum önce hepimiz için tabi.Ondan sonra allah kerim evelallah:-))ben yapamazsam bile yapacaklar yetiştireyim en azından;)
bence susma canım anlatmaya devam et ben okuyorum senı:)
Şükran dedi ki…
çok teşekkür ederim biricitcim:)Susuşum şundan kaynaklanıyor,yazmaya devam edeceğim elbette ama gündemde güzel şeyler olma ihtimali var %80 oranında.Anlatırsam olamayacak diye korkuyorum...çünkü ne zaman heveslensem olmuyor ondan:)çok memnun oldum...:)
deeptone dedi ki…
evet öle derler, söylenirse gerçekleşmeyebilir, rüyalar da anlatılırsa gerçekleşmezmiş ya.
:)
sona annatırsın.
:)
iyi bişilerdir umarım.
:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o

Köylerde Tiyatro İzlenimleri

Günün  Çocuk Sözü : "Öğretmeniim,bu abla çok güzel ama burda çok çirkin olmuuuş." 20-30 kadar çocuk merdiven trabzanına çıkar.Karşılarındaki rengarenk,şimdiye dek gördükleri ablalarından farklı olan ablaya inceleyerek bakarlar.Sorular eksik olmaz tabi haliyle : -O afişteki abla niye gelmedi ? Bizim Sevcan'dan bahsediyor.Direksiyon öğretmenliği yapmadığı günlerde aramızda katılan bu arkadaşımız grubun en hareketli ,en delişmen ,en  organizatörcüsünden... -Adınız ne? -Seneye gelecek misiniz? -abla be ,parayı vurdunuz heee Nedense bir de böyle bir cümle var.Sanki parayı bedava alıyoruz.Sanki hepsini biz alıyoruz.Çocuğunda da böyle ,erişkininde de ,yaşlısında da..Gel sen bir gün bize katıl,bakalım içine girince ne oluyormuş !  Cem Yılmaz' ın kulakları çınlasın:)) -Abla,seneye de olacak mısınız ? Sonra öğretmenleri  gelir : -Öyle öcü gibi bakmayın kıza.Uzaylı mı o !Senin benim gibi bir insan ! Ufak tefek kıpırdanmalar olur.Kimileri gider.Kimileri ka

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle