Bazen diyorum ki,ne bitmeyen anım varmış.Ne dolu dolu yaşamışım hayatımı.40 yaşına gelene kadar daha neler yaşayacağım kimbilir.Yaz yaz yaz bitmiyor ! Anlattığım kadar anlatamadığım da var .Ama daha anlatmak istediklerim de bitmiyor.
Sonra bir bakıyorum evet yaşamışım ama boşuna da yaşamamışım!
Her yaşamımdan bir şeyler öğrenmişim,çok şey katmışım benliğime,hayatıma.
Acıtmış acıtılmıştım.Hayatta acıtıldığım acıttığımdan fazlaydı.Çünkü ben bilinçli olarak acıtmamaya çalıştım.Farkında olmadığım bir hatadan dolayı incitmişsem dedim,özür diledim.arkama dönüp boşveremedim.Çünkü benim için onu görüdğümde selam vermiş olmak önemliydi.
Bazen yapamadım bunu.Bazen ben de mi harcıyorum insaları dediğim oldu.Her sene yanımdaki en yakınlarım değişiyordu.Çünkü kim en yakınım olduysa o gidiyordu! Kendimi suçlamamayı da öğrendim kimi zaman...
Şimdi işte blog yazılarına taşıyor.Ben nasılsam,nasıl konuşuyorsam burda da benim işte....
Burda sizlerle birlikte olmayı,sizin bana 'şunu da yazsana' 'merak ediyorum şu hayatın nasıldı' 'yine uzun yazmışsın ' demenizi seviyorum. 'Evet bu karışık bir yazı olmuş.Umarım en yakın zamanda kafanın karışıklığı gider' diye dileğinizi...'Hayırlı olsun ' dediğinizi....Bir bakıp çıkmanızı ,dönüp dönüp gelmenizi seviyorum....Sizi seviyorum gerçekten ! Benden karşılık beklemeyen ,benim de beklemediğim,içtenliğimizi kelimelerimizle gördüğünüz için...vesaire nedenler için...Sizi sevmeye gerçek nedenli bahaneler bulduğum için seviyorum...!
Sayfamda uçup duran bu twitter kuşunu seviyorum.
Kafesinden uçup uçup Supercellma'nın Pinto'sunun evinde gezindiği gibi uçuşmasını seviyorum....Kuşlar .....Been kuşları sevdim. Siz de sever miyiniz ? Ben hala kuşlara hayran.....
Sonra bir bakıyorum evet yaşamışım ama boşuna da yaşamamışım!
Her yaşamımdan bir şeyler öğrenmişim,çok şey katmışım benliğime,hayatıma.
Acıtmış acıtılmıştım.Hayatta acıtıldığım acıttığımdan fazlaydı.Çünkü ben bilinçli olarak acıtmamaya çalıştım.Farkında olmadığım bir hatadan dolayı incitmişsem dedim,özür diledim.arkama dönüp boşveremedim.Çünkü benim için onu görüdğümde selam vermiş olmak önemliydi.
Bazen yapamadım bunu.Bazen ben de mi harcıyorum insaları dediğim oldu.Her sene yanımdaki en yakınlarım değişiyordu.Çünkü kim en yakınım olduysa o gidiyordu! Kendimi suçlamamayı da öğrendim kimi zaman...
Şimdi işte blog yazılarına taşıyor.Ben nasılsam,nasıl konuşuyorsam burda da benim işte....
Burda sizlerle birlikte olmayı,sizin bana 'şunu da yazsana' 'merak ediyorum şu hayatın nasıldı' 'yine uzun yazmışsın ' demenizi seviyorum. 'Evet bu karışık bir yazı olmuş.Umarım en yakın zamanda kafanın karışıklığı gider' diye dileğinizi...'Hayırlı olsun ' dediğinizi....Bir bakıp çıkmanızı ,dönüp dönüp gelmenizi seviyorum....Sizi seviyorum gerçekten ! Benden karşılık beklemeyen ,benim de beklemediğim,içtenliğimizi kelimelerimizle gördüğünüz için...vesaire nedenler için...Sizi sevmeye gerçek nedenli bahaneler bulduğum için seviyorum...!
Sayfamda uçup duran bu twitter kuşunu seviyorum.
Kafesinden uçup uçup Supercellma'nın Pinto'sunun evinde gezindiği gibi uçuşmasını seviyorum....Kuşlar .....Been kuşları sevdim. Siz de sever miyiniz ? Ben hala kuşlara hayran.....
Yorumlar
yazar mısın bilmem ama mimledim seni;)
ısmarlama söylemiş gibi oldum bu cümlemle ama samimi duygum bu...
Yazmam mı,hemen ilk fırsatta:)Saat geç olmasa şimdi yazardım ama tepinmem ancak bitti:)
hihihi mutlusun yaw.
:)
bak bi fıkra var.
iki adam yolda gidiyo.
biri ağacı işaret ediyo.
aaa bak guş diyo.
diğeri, o guş değil kuş diyo.
öbürü de, aaaa ama ne kadar da guşa benziyo diyo.
:)