Ana içeriğe atla

Rrrrrrrr!

Öfke baldan tatlı derler.Keskin sirke küpüne zarar derler.Hep de sonradan aklıma gelir bunlar.İnsan kızınca,hep kendini haklı sanırsın ya.Bir hak bularak kendine kızar taşar.Bazen haklıyken bile haksız duruma düştüğün olur.Karşındakine bir şeyler söylemeye çabalarken,öfkeye tutulursun ,hiç düşünmediğin şeyler çıkar çıkar ağzından.sonra oturur kalırsın böyle poponun üstüne.Gel de git şimdi şiir akşamına ,Atilla İlhan şiirlerini oku ! 
Nasıl giderim nasıl ! Seni böyle kırmışken,hele de haketmediğin şekilde !
böyle anlarda iğreniyorum kendimden.soğuyorum.Bir tek sana bunları yaptığım için.Afedemiyorum kendimi.
A kişisini kırsam bu kadar yüreğime oturur mu bilmem. Bir kulp takarsın ,ama o da bana bunu yaptı diye..Sana diyemiyorum işte.
ama sana onlara demediğim şeyleri söylüyorum.söyledim.Onları kırmadığım kadar seni çok kırdım.
Hayatımda en çok seni üzdüm ben.En çok seni kırdım.Ama hayatımda en çok da seni çok sevdim.Seni görmem gereken birincil yakınım gibi değil ,insani yönlerini,bana farketmeden aşıladığın iyi yönlerin için sevdim.Neden insan en çok sevdiğin ve sevildiğin bildiğin insanı çok kırar ki !

Sanırım ben biraz uyumsuz ,huysuz ,hassas dengeler üzerinde yaşayan bir tipim.Birlikte yaşamayı zorlaştıran bir insanım sanki.
Kardeşim 'Abla olur bunlar,hepimiz insanız ' diyor.

Bilmem ,ben sanki hep problem çıkartıyormuşum gibi geliyor...

    

Yorumlar

Unknown dedi ki…
Sen hatanı kabullenip karşı taraftan özür dilediğin takdirde karşı taraf anlayışla karşılayacaktır bence. Anladığım kadarıyla seni uzun zamandır tanıyor ve eğer öyle ise senin kişiliğini ve huylarını biliyor olmalı...

Özür dilemek de büyüklüktür unutma, belki de zaten biliyorsun canım... Ben tekrar hatırlatmak istedim...
Şükran dedi ki…
denizin yıldızı,
teşekkürler.Özür diledim tabi.öyle demek istemediğimi,kızgınlıktan söylediğimi,aslında öyle düşünmediğimi,hatamı da kabul ettim...özür dilemeye yüzüm var mı bilmem.çok incittim çoook!
Sanırım zamana bırakmam lazım ve bu huyumdan vazgeçmem:(
Unknown dedi ki…
keşke cevabını bilsem canım ya:(
böylece ben de aynı vicdan azabını çekmekten kurtulurdum...
Şükran dedi ki…
sanırım o kızgınlık anında sonradan pişman olabileceğimizi düşünmeliyiz..bazen başarılı oluyorum da bazen olamıyor işte:(
işin en kötüsü o vicdan azabı zaten.hani söyledim de kurtuldum diye bir mantığım yok,sanırım senin de öyle.yeneceğiz bunu arkadaşım,yenmeliyiz!

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o