Ana içeriğe atla

Kasımda Depresyon Başkadır:))

Bazı şeyler hayatımda hiç olmayacakmış gibi geliyor bana. Bazısı beni ürkütmüyor ama bazıları bende gelecek  korkusu yaşatıyor.
zaman zaman benim de hırslarım mı var diye düşünüyorum,bu hırsın dozunu ayarlayabiliyor muyum diye düşünüyorum,
Tam ayar çektiğimi düşünürken öbür yanım da acaba çok mu törpüledim,hırsını aza indirim sende tembelliğe yol açıyor ,diye endişe ediyorum...
Bazen çok korkuyorum hayatımda hiç olmayacak diye düşündüğüm şeylerin kaçmasından...Bazen korkmaktan bile korkar oluyorum...hani korkarsan o başına gelir denir ya..kötü enerji çeker derler ya öyle...

Dedim ya bazısı ürkütmüyor ,
bazısı çok fazla beni geriyor...

Mesela evlenemeyeceğim düşüncesi...hiç evlenecekmişim gibi gelmiyor.Çevremde gördüğüm evliliklerin bir kısmına özenirken,bazılarının evliliği bende evlilik fobisi oluşturuyor...Bu sebepten çok ama çok ürkütmüyor evlenemeyeceğim düşüncesi. 
Herkes kadar ben de isterim ama evlilik görüyorum ki bir kumar işi..Bir de tencere -kapak işi.Benim tencere ikilisi nasıl olur ben merak içindeyim,benle beraber arkadaşlarım da..
Eğe gerçekten aşık olup kafa birliği kuramayacaksam,birlikte vakit geçirmekten hoşlanmayacaksam,evden gitsin de kurtulsam diyeceksem kalsın,ben kız kurusu olmaya razıyım:)

Hayatımda hiç olmayacakmış gibi hissettiğim şeylerden biri de çocuğumun olmama korkusu.Çocukları seven,onların da sevgisini hücrelerime dek zerk etmiş biri olarak bu kadar çok severken bir gün benim de çocuğumun olmayacak endişesi...Hani olur ya çocukları çok seven bir çift ,çocukları olmaz...Takdir ilahi..
diğer yandan ucunda ölüm yok ya ,kan bağım olmasa bile içimin aktığı,kalbime sokasım gelen bir sevgi ile başka çocukları evlat edinebilir yetiştirebilirim.bu bağlamda bir çok hayalim ve teorim var.Ama bizim malum zat benim gibi çocukları severse ,başkalarının çocuğunu bile kendi çocuğu gibi severse...

Bak bu da ürkütmüyor beni..
amaaa...

seneler sonra hala saydığım yerde sayarsam,bir gelişme kaydetmezsem,kafamdaki hayalleri yapamazsam,kariyer de yapamazsam,kendime ait bile bir yaşamım olmazsa ,seneler sonra birileri bana ahkam kesmeye hadleri olursa,  formumu koruyamazsam,ordan burdan bıngıl bıngıl etler sarkarsa ,acıdıklarını hissedeyim,bakışlarında bir ezicilik görürsem,hala kendi dünyamı kuramamışsam bu ufak şehirde ...kendi sigortam ve maaşımla hayatımı idame ettirmiyorsam ,kitaplarımı dergimi kıt kanaat alıyorsam ,tüm sosyo kültürel faaliyetlere kedinin ciğere baktığı gibi mel mel bakarsam ,bu düşünce tüylerimi diken diken etmeye yetiyor...
Hele de bugünlerde hayatım hiç düzene girecekmiş gibi hissetmediğim bugünlerde bu son yazdığım beni çok korkutuyor ve hayatım hep böyle tutunamayanlar şeklinde sürüp gidecekmiş gibi hissediyorum...

hem evlilik yok,hem çocuk yok,babandan kalanlarla idame ediyorsun ve hala aynı yerdesin!.
oooovv,düşünmesi bile korkunç !!!

Benim yıldızım bugünlerde düşük ,anlaşıldı !
Acilen ametist,kehribar ne varsa o taştan almalıyım ben,acilen :)))     

Yorumlar

aman canım herseyın hayırlısını ıste bıseyıde kafana takma ama yazının baslığını cok beğendım ben:))
Şükran dedi ki…
herşeyin hayırlısı tabi ki biriccitcim,o ayrı mesele:))Dediğim gibi kasım senromu bu.Başlığım benim de hoşuma gitti ,son dakika ışık yandı zihnimde:))
deeptone dedi ki…
yakında alışırsın kışa kalmaz depresyon. ya senin depresyona girmeye zamanın oluyo mu yaw.
:)
Şükran dedi ki…
depresyon kılıcını kuşanmış en boş olduğum iki saniyede bile kuşanıyor ,
bu aralar değil uzunca bir süre yolunda gitmeyen bir takım şeyler var.Aslında buna depresyon denebilir mi bilmiyorum,uyku düzenim,yemek düzenim seyrinde gidiyor...sorgulama diyelim biz yine.
Unknown dedi ki…
benim de çocuğumun olmmaması korkum vardı.2 sene boyunca olmayınca allah dedim sanırım korkumda haklıyım.ama bak oldu işte.şimdi bir daha olursa diye korkuyorum hahahaaa:)))
hayat ne sürprizler hazırlıyor insana bilinmez.inşallah güzel yazıların vardır..
Şükran dedi ki…
sağlıklı,güzel ,huzurlu,nice mutlu yıllarla dolu bir ömür çocuğunla olsun Ebrucum,
Allah herkese hayırlısını versin:-)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o