Ana içeriğe atla

Ta...Ta....Tammmmm...Bu gece çılgınlık tepemden baktı iyi mi:D



Tam zamanıdır şimdi yazmak.
Zihnimin sağ köşesi matematikle cebelleşti.Çeyrek kısmı ne zaman uyuyacağım kaygısıydı.Diğer kalanı ben matematikle debelenirken arkadaşımın çektiği mesajdı.
Özeti şu : Dürüstüm diye geçinen ,akıllıyım diye geçinen,ben iyi yaparım şöyleyim böyleyim diye şişinen bir zat meğer saklı gizli ne işler beceriyormuş.Tiyatrodan bir iş arkadaşım.Gece gece mideme bir ağrı otutturdu.Patlıcan bile böyle oturamazdı hani oturduğu sahanlıkta.Gelecek sezon hazırlığı yaparken sen tut bunu öğren.Ne bileyim çok üzülmedim,kızmadım amaaa hazmedemedim.Ya da içimdeki bir dürtü sakin ol Şanseliz deyip durdu.
Şu an ne idüğü belirsiz bir duyguyla mücadele vermekteyim.Şut 1 -karşılama 0 !! 1.yarı sona erdi sayın futbolseverler !!


Biri benim yerime küfür edebilir mi ?Ben bu konuda pek beceriksizim de.En son konservatuar sınavına girerken Ena çalıştırmıştı beni  küfre.Şuna koy,buna koy,şurdan bilmemnenin sülalesinin bilmem neresine koy.Sanırsın Ender Saraçoğlu yine bir tarif veriyor.Biraz bundan,biraz da ondan koy,şunu da koyarsan tadından yenmez filan...
Öğretti de ne oldu;hiççç !Konuşamıyorum bile!!



Hey Allahım ya...hey allahım ya...bu devirde kimseye güvenilmeyecek mi...Babam yine mi haklı...Ama ben artık onun haklı çıkmasından yoruldum bıktım....babamın şimdiki nesil ve zaman üzerine nutukları etkisinde kalırsam zaten yaşama enerjim de bitti.
-benim de bitti kızım,diyor babam böyle deyince. 
iyi ama sen kaç yaşındasın.Gelmişsin altmışına,tamam genç görünebilirsin ama kemale erdin artık.Emekli olmuşsun.Kazık kadar kendi boyunda kızın ve oğlun var.Tek derdin onlar için ve onların evlendiğini görmen..Bilirim için artık torun hasretiyle yanar durur...bunu küçüğümüz Sinem ile ilgilenirken yakınen gördük....Neyse 
Babamın yine haklı çıkmasını kaldıramadım...
Ama günümüz insanları (istisnalar elbet vardır)sanki Afrodit Banu Alkan ile düet yapar gibi şuh bir eda ile "kaldıramazsan kaldırırlar gülüüüüm"der gibi içimi yiye yiyee sömürdüler.
Kaldırıyor bünye bir süre sonra kaldırıyor...alışıyor..insanoğlu buna da alışıyor....


(Kadının kulağını çok çınlattım gece gece.Belki uykusu bile bölünmüştür.gönül borcumdur.Gece rüyamda zebellah gibi dikilmesin :D)

işin en acısı ne biliyor musunuz 
geçen gün çok sevdiğim bir ablam var,kahve falıma baktı ayıptır söylemesin,inanmayayım inanmayayım diyorum ama bak ne dedi şimdi
biri zayıf biri şişman bir kişi sana zarar verecek dedi arkandan iş çeviriyor kıskançlık var dedi
geçen gün bir arkadaşım onu da düşünerek yaptığım bir programdan dolayı kendisini aramamamı söyledi.Yani incir çekirdeğini doldurmayacak bir sebepten dolayı konuşmuyor.Vaalimiymişim de ,benden izin mi alınmalıymış da,filan fişman . Ne yapayım çevrem kalabalık.Herkese de zaman ayırmaya çalışıyorum.Birini bulunca seni unutmuyorum ki ama !!! Halbuki o arkadaşımla ilgili  yemin üzerine billah edeyim içimde en kötü bir niyetim yoktu.Kime danışsam bu konuda,içimi döksem "ee ne var bunda,ne güzel onu düşünmüşsün,hatta dürüstlük yapmışsın" diyor."Kıvırabilirdin" diyorlar.Ben kıvırmayı sadece dans ederken yaptığım için böylesi kıvırma akrobasi hareketleri beni sarmıyor tatlım,
Üstüne de bu şişman diyebileceğim varlık(maalesef var böyle insanlar !)böyle arkamdan iş çevirince ahannda(!) kahve falı yerini buldu diye zankkk diye aklıma geldi!!   
Sizin de olsa gelmez mi Allahaşkına?
Yani fal doğru çıktı arkadaşlar...tövbe tövbe tövbe çarpılacağım şimdi dinime imanıma ha!
ben de kim ki bu şişman diyordum...şimdi aklıma geldi.....

(Bu benim fincanım değil,peşinen söyleyemyim.Falımda bunu görsem zebraya benzetirdim.Kazara Amazonlara gideceğim yorumunu yapardım herhalde.Nerrrdeee bizimkisi türk halk gelenek görenek çerçevesinde çıkıyor.Biriyle tanışacaksın.İşin şöyle böyle,balığın var,kısmetlerin çok,seni çekemeyenler var.Beni çekemiyorsa beni çeken bir baskül alsın ne yapayım veya belediye baksın ona)


Şimdi var ya canım acayipp sigara çekti..bir fırt olsa çekeceğim ya...bir de şöyle yanına kırmızı şarap yanında da bağrı yanık Frank Amcamız...

                                              Strangers İn The Night-Frank Sinatra


Dün bir restorantın bahçesinden Frank Sinatra yankılanıyordu.Telefonu arama bahenesiyle zınkazınk durdum.öylece dinledim onu...Ah tanrım bu şehirden uzaklaşmak istiyorum...ama tatil yapmak lüksüm bile yokkk!!!


Ben onlarla anlaşma yaptım diye kaldım buaralarda...yoksa gidip kendime ait bir dünya kurmayı kafaya koymuştum.Para biriktirmem lazım.Dişlerime baktırmam lazım.
Bakın aklıma ne geldi.Bu kış arkadaşlarla kaplıcaya gittik.Baya ha,gittik soyunduk çıktık sokağa...şaka şaka avlusuna....hiç gitmemiştim çocukluğumdan bu yana.Büyük hamam o gün kadınlaraymış bir de şansıma!!ben de ne don ne bir çamaşır; üstümleyim.Neyse hamama girdik.Herşey satılıyormuş.Soyunduk filan.Cıscıbıl altımda bir donla sabun almak için (önceden haberim yoktu olsaydı teşkilatımı toplar gelirdim)bakkala girdik.bir baktım kadınların memeleri meydanda.bıngıl bıngıl sallanıyor.
-Tanrım ben yaşlanmak istemiyorum!!
Doğal yani herşey.Bakkala gidiyorsun öyle.Satıcı bayan sütyenini geçiriyor filan.Ben de don beğeniyorum.Ömrümde hep ayıcıklı,kalpli şeylerden almam,nefret ederim.ömrümde ilk kez takımımın rengi uğruna siyah beyaz kalpli don aldım.Çok agrip bir takıntım vardır benim iç çamaşırının kendini söyleyemem pek erotizmi çağrıştırıyor gibi geliyor bana=)ne erotizmi len ,basbayağı Nuri Alço oldum ben:)
hamama girdim.Yeşil sabunla gür ve sık saçlarımı yıkadım.Sonra da bir kese yaptırdım.





Sonra bana yine bir ışık geldi.Havai fişekler patladı.Konfetiler atıldı.Zihnimin köşesinde kadınların carlak "yaşasın "sesleri.
Buldum!Nerdeyse Arşimed gibi hamam tasıyla fırlayıp evreka evreka diye dışarı taşmadığım kaldı.Zaten benimkiler de iki armut yerleştirmiş gibi duruyor, o kadınlara  âşık atamayacağım belli !! neyse gözlerim parladı benim  :




ortada büyük alan var ya ,işte orda bir tiyatro sahnesi olurdu.Karşımda cıscıbıl her yaştan kadın ,teyze,nine,bilumum kadın türü izleseler ne güzel olurdu....Karşında seni aydın tabaka gibi entel geçinen kalantorlar yok...herkes eşittir...çıplak geldik...çıplak gidiyoruz o halde neden tiyatro hamamda olmasın,değil mi....
Ses sistemi mükemmel zaten....Eee ses desen..eh hiç de fena değilim hani...türk sanat müziği ,türk halk müziği korolarında az şarkı söylemedim...ne güne duruyor arada hamam tasına vura vura müzikal hamam tiyatrosu yaparım.


(Bu kadar hamam sahnesine Tosun Paşa filminin hamam sahnesi de iyi gider değil mi ama:) 


ben niye ekip arıyorum ki...tek kişilik orkestrayım işte....ee çenem de yeri geldiğinde çok iyi laf yapar...yarım saatte yıllara lastik gibi uzayıp meydan okuyan yakın arkadaşlıklarım var benim...

Böyle işte bu ruh durumu  bana böyle şeyler yazdırıyor.....
Bir şarap olaydı iyiydi...Bir fırt çekseydim şimdi iyiydi....



(Ne imlasına dokunacağım,ne de bir hatası varsa diye cümlesine,şu an böyle geçti aklımdan,böyle okuyun siz de)


Yorumlar

Adsız dedi ki…
Ahahahah koptum ordan oraya geçtim ışınlanarak :D bi hamamda buldum kendimi, şu Tarık Akan'ın Gülşen Bubikoğlu'nu kovaladığı Türk Sineması sahnelerini gerçekleştirirken bi de amazon ormanlarında... sonra yılanlar, aslanlar falan kovaladı beni. Kafam karıştı sonra döndüm tekrar okudum, anladım.
Ne dicem biliyor musun, Siktir et :)
Mutluluğun birinci kuralı: umursamayacaksın. Acayip hafif hissediyorsun :P

öperim
Şükran dedi ki…
evet genelde bir ordan bir burdan yazdığım için blog yazılarında,devamlı ışınlama tekniği kullandırıyorum okuyucularıma:)kendi üslubumca bugün durumumu arzettim şişman varlığa...önceden daha çok takardım bu tür şeyleri şimdi ise artık yavaş yavaş umursamamaya başlıyorum...Bu iyi bir şey herhalde galiba sanursam:-))

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o