Ana içeriğe atla

Son

Bitsin istememiştim ben de.Devam ettirmek için koşullarımı gözden geçirdim hatta.Ölçtüm,biçtim,tarttım.Bir sonuca eremedim.Çocuk tiyatrosu ekibim sizlere ömür..Ne kadar kolay değil mi söylemesi...Değil de işte..Ne yapıcan...Koşullar bazen yaşamana izin vermiyor.....



Yorumlar

Mutlu Eller dedi ki…
:))))) Üzücü, yapılacak bir şey yok mu gerçekten?
Profösör dedi ki…
Çocuk tiyatrosu yeniden kurulacak. Kurulmalı da. Gerekirse kurumsal kimlik çamlışmasını ben yapacaığım. Pes etmek yok. Sadece koşulları lehine yaratmak var. Bunun üzerinde biraz kafa yorma var. Bir çocuk gbi peşpeşe düşebilirsin ama, silkinip hemen kalkabilmen gerek. Bu konda yeniden düşünmeye davet ediyorum seni.
nevrotik dedi ki…
Pes etmek yok, ben başaracağına inanıyorum. Bazen doğru zamanı beklemek gerekiyor. Sen pes etme yeter ki. Yapabileceğim bir şey olsa keşke, ama yine de yapabileceğim bir şey olursa mutlaka söyle, arkandayım^^
deeptone dedi ki…
olsuuun.
başka daha iyisini yaparsın bigün.
:)
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
ne oldu ki? biraz daha açık anlatırmısın?
Şükran dedi ki…
Bu yorum bölümü de bir tuhaf oldu he,hatırlıyorum ben bir yorum yapmıştım ama...

neyse,

Şanselize Bulvarı'nın ilgili müdavimleri,

Ekibimiz maddi ve manevi açmazlardan dolayı artık dağıldı.Çünkü gereken desteği görmedi.Çünkü bazı koşullar yaşamaya izin vermiyordu.

Şu aşamada bitti.Tabi onun dışında kendi tiyatro faaliyetlerim sürüyor yine fahri bir şekilde...
benim bu konuda düşüncelerim var elbette.Ama gerçekleştirmek için kendime en kısa 2 yılı veriyorum..Daha iyi koşulları yaşama ve yaşatmak için...
Desteğiniz için teşekkür ederim..

Pes etmiş değilim de rotayı değiştirdim diyelim:)
Şükran dedi ki…
deep,
bir gün daha iyisini yapabilmek umuduyla bu gerçeği kabullenmiştim,
teşekkür ederim :))
uzulme herseyde bı hayır vardır belkıde daha guzelı olacak ılerıde,umutsuzluğa kapılma asla,sevgıler:)
Şükran dedi ki…
haklısın biricit ,
içimdeki o inanç hiç bitmedi,şimdiye dek böyle hüsranlar yaşadımsa da...

Benim hala bir umudum var/İsyan etsem istediğim kadar...;)

Sevgiler...:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o