Ana içeriğe atla

Hafife Aldığım Ezcaılığın Karşıma Çıkan Güzel Süprizi


Güya ben 10 gün ortalarda dolanamayacaktım değil mi ! Ah bu ben ! 
Bugünlerde eczacılık ilmine kafayı taktığım için bir parmağım maşallah hep internette.Sebep buyken ,bu sırada  keşfettiğim şeyi paylaşmadan ,blogumun önünden geçerken bir dosta selam verircesine çiğnemeyeyim dedim...

efendim sebebi ziyaretimiz ,eczacılık tarihi ve eski dönemlerdeki eczacılık zanaatı hakkında bilgiler toplamaya çalışmak.Araştırmacı gazeteci gibi bızzzzt(!) komşudaki eczanade, bızzzt(!) yılların eski eczanesi Şifa Hastanesi,ordan da sanal alemin eczacılık sitelerinde soluğu alıyorum. 
Okuyorum okuyorum okuyorum..Meğer eczacılık ne mübarek bir meslekmiş.Ben eczacıları hep esnaf adam bunlar,nesini okuyorlar anlamıyorum diye cahil cahil takınırken, meğer eczacılık neymiş öyle !

Bugünlerde Haldun Taner'in Fazilet Eczanesi'ni sahneye koymayı düşünüyorum ya ben , durum güncelliğini koruyor mu,ne derece koyuyor,hangi hastalıklarda önemini yitirmemiş diye çırpınırken son derece önemli ve derin bilgiler edinmiş de oldum laf aramızda.

Moliere'nin Hastalık Hastası oyununda da eczacı ve doktor olduğu için ,bununla ilgili terim sözcüklerine bugünlerde pek aşinayım,efenim.Buradan hareketle merakım her geçen gün katlanıyor da katlanıyor.



araştırmalarınız bitti mi peki ,diye soracak olursanız halâ araştırmalarım sürüyor.Bir labaratuara girmediğim kaldı.Yakında o da an meselesidir !

Neyse benim bu araştırmalarım devam ederken ,oyun hakkında bir kaç inceleme yazısı okumak isterken,dekoru hakkında bir kaç fikrim olsun isterken ve kafamı eczacılığın ilmine adamışken..
Bir de ne göreyim ben !



Bir eczacı arkadaş Fazilet Eczanesi  oyunu hakkında  yazı yazmamış mı ! Hem de bu kıymetli arkadaşımızın da  bir blogu varmıymış ! Yazılarının çoğu da oldukça iyi,birikimli ,içeriği zengin,dolu dolu bir değilmiymiş! Hem de üstüne üstlük o kadar güzel paylaşımları ve yazıları olmasına karşın takipçi sayısı yok denecek kadar az !
Oysa  herkesin okumasını istediğim yazılar..
Düşünün uçakta Fazıl Say ile karşılaştığından öyle güzel bahsediyor ki...Hem Fazıl Say'ın Uçak Notları kitabına dikkati çekiyor, hem müziğine değiniyor, hem de müzisyen kişiliğine dek uzanan sohbetini kaleme döküyor.Klasik müzik üzerine ayrı,kitaplar üzerine ayrı,eczacılığa dair ayrı,düşüncelerine dair ayrı olmak üzere 4 ayrı blogu var ve her biri kendince dolu içeriklere sahip...

İlginizi eğer çekebildimse 4 ayrı blogun adresini burada paylaşmak istiyorum.

Bakalım siz ne düşüneceksiniz !   

eczaciliktarihi.blogspot.com - Fazilet Eczanesi

haliltekiner.blogspot.com - Yazarak Düşündüklerim

klasikmuziknotlari.blogspot.com - Klasik Müzik

okudumdaneoldu.blogspot.com

Ha bir de şu blogu var :

haldun-taner.blogspot.com

2013'ün ilk güzel süprizi oldu bu blogla karşılaşmam.Böyle dolu dolu yazan bir insandan bence herkes istifade etmeli diye düşünüyorum.Belki sizler de beğenir ,benim gibi feyz alırsınız diye sayfamda paylaşmak istedim...
Öyle bir okuma listesi hazırlamış ki,tam bir kütüphaneci ,arşivci özelliği .
Kütüphanem için demirbaş defteri tuttuğumu gören ,şahsıma ait kaşemi gören arkadaşlarım gözlerini devirirken ,bu tutum karşısında ne derler acaba !
(Biz böylesini kütüphanede demirbaş defterine yazardık.Ama böylesine hiç rastlamamıştım.Şahsen kütüphanede çalışmasam bir zaman,hiç böyle bir şey aklıma gelmezdi benim.Bu yüzden hayran oldum desem yeri )

Ne var bu kadar abartacak, diyebilirsiniz.Ama kitaplarını bu şekilde sıralayan bir insan ,sanıyorum o kitapların anlamlarını özümseyebiliyordur...

Diliyorum Tanrımdan ,
birgün benim de böyle klasik müzikten anlayan,kitapları seven,sanattan anlayan,benden daha bilgili,benden daha görmüş geçirmiş,hoşgörü sahibi bir sevdiceğim olur...

zor ama umut ekmeğin fakiri be kardeşim:-)))

sözün özü ,siz bir inceleyin hele ,tamam mı !

Günü çok sevdiğim bir müzikle kapamak istiyorum izninizle. 
Mozart'ın Amadeus albümünden bir Türk kızı için bestelediği Zaide opereti...Keyifle dinlediklerimden bir tanesi...

sevgiyle kalın...


 Bir minik not : Yazarın profilinden fotoğraflarını görmek mümkün ama ben izinsiz bloguma koymak istemedim fotoğrafını.Belki hoşuna gitmeyebilir diye.bunun yerine bir zamanlar eczacılıkta sık kullanılan havanı koydum ki,eczacılığı simgeleyen bir görsel olsun;)



Yorumlar

umay dedi ki…
amin canım bütün dileklerin 2013'te gerçek olsun..
Unknown dedi ki…
senin içinde kendini kaybedebileceğin bir hazine demek.ben de merak ettim bak şimdi.ziyaretine gideyim en kısa zamanda.
eczacılar için yaygın kullanılan bir tanımlama vardır.okumuş bakkal denir. araştırmalarında sana ışık tutsun bu da;)
Profösör dedi ki…
"Ben bir kurbağayım" 2013'e bu şekilde girdim. Sayfamda bekliyorum. :))
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
senden övgü alan bir blog kesin iyidir.:) hemen bakılacak..
ayrıca kendin için dilediğin dilek umarım bu yıl gerçekleşir..
Şükran dedi ki…
umarım beğenirsin sen de,şu an yazarı askerde olduğu için pek güncelleyemiyor sanırım.Biraz araştırdım,kendisi ayrıca Andante adlı bir müzik dergisinde yazıyor:))
Yazısından istifade edilebilecek değerli bir insan olduğuna inandım ben:))
iyi temennilerin için bir kez daha teşekkür ederim:))

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o