Ana içeriğe atla

Yeni Bir Yıla Hep Birlikte


Köy köy ,ilçe ilçe,okul okul gezdiğim zaman zaman gergin,zaman zaman çok güzel,zaman zaman sıkıntılı günler geçirdiğimiz,zaman zaman beraber bir lokmayı paylaştığımız,kimi zaman yolda benzinsizlikten kaldığımız,aracımızın o soğuk havasına ,sonradan klima olduğunu duyduğum E.T filmi görmüş gibi heyecana kapıldığım tiyatro zamanlarım sona ermek üzere....
Kalbim mücadele ediyor ,güçlü olmaya,kuyruğumu dik tutmaya çalışıyorum,herşey yolunda demek için...Ama  bugünlerde iyi değilim ben.Yine bir yolun sonuna daha geldim günleri yaşıyorum..Her zamanki gibi...
Güçlü durmaya çalışmaktan yoruldum.Dört kolla sarıldığım tiyatromun,işimin biteceğini bilmek yine sevdiğimi kaybetmek gibi bir duygu...İnsanların tam kabullendiği sıra tekrar başa dönmek..
Allahım güç ver bana,sığındım sana /bu ne dayanılmaz bir acı/Sabır ver bana/Yeter artık çektiklerim bitsin bu ceza/ümitsiz haykırıyorum ne olur dön bana...
Barış Manço ,toprağın nur olsun,senin yazdığın bu şarkı şu dar zamanımda en iyi ilaç bana...



Bir de yılbaşı için sevdiklerimin mutlu olması ilaç gibi geliyor bana.Kuyruğu dik tutmaya çalışıyorum ya,kendimce küçük küçük hediyeler aldım.Yılbaşı için başka hoşluklar da yapacaktım benim için özel bir insana amaaa o da bu son gelişmeden nasibini aldı.Ne yapalım yılbaşından sonra alacak o da hediyesini :(

Yılın son günlerine doğru azcık mutsuz dakikalar geçiriyorum.Hayatımdan çıkıp giden sonra yoyo topu gibi geri gelen insanların ,benim dostluğum için geldiğini değil ,bir çıkarlarını yaptırmak için geldiklerini,arkamdan ileri geri konuşulduğunu duydum.Hakkımda ne diyor bilemem ama bu durum hakkında yorum yapmak bile beni incitiyor.Bir şey dersem kendime saygım azalır diye bir şey demeye çekiniyorum.
İstiyorum ki,bu artık son olsun.Akıllanayım artık diyorum.Çok verici olmaktan ziyade makul ölçüde almasını ve vermesini bil,diyorum.Ne kır ne de kırıl,diyorum...biliyorum yine uygulamayamayacağım bir kulağımdan girecek diğer kulağımdan çıkacak...



Diğer yandan anneannemi Erzurum'a gönderdik.Kadın gönülsüz gönülsüz gitti.Ama küçük kuzene bakması için gitmesi gerekiyordu.O değil de artık,gidenin ardından el sallamaktan bana bir haller oldu.Ben bildim bileli hem gidenin ardından el salladım.O yüzden gitmenin dayanılmaz hafifliğini,kalmanın ise dayanılmaz zorluğunu yaşadım.Çoğu zaman düşündüm gitmek mi zor kalmak mı zor diye,


Sonra birgün cevap verdi Tanrı :
Birgün en yakın arkadaşını aldım elinden.Sağanak yağan bir yağmurun tren garında başlattım bu yolculuğu.Dayanamadın hüngür hüngür ağladın o gece.Oysa arkadaşın alt tarafı bir Mersin'e gitmişti.Sen o kadar ağladın ki ardından annen bile uyarmıştı seni çocuk.
"Kızım o kadar ağlama,allah'ın gücüne gider" demişti.dinlemedin.Ağladın.Yetmedi sayfalar düzdün ona.Gücüme çok gitti çocuk.Senin için en kötüsü aklıma gelmemişti oysa. 
Lise dönemini kapamıştın oysa.biz senin gibilere genç derdik ama sen çocuktun,çocuk kalmıştın. 
Gücüme gitti çocuk.düşündüm sonra.Sesini duyabildiğin,satırlarının ulaştığı bir yere gönderirken arkadaşını.Sana bir ders vermeyi düşündüm o an.Oysa ben de farkındayım şimdi,seni yaktığım kadar sevdiklerini yaktığım için...
Sonra bir gün abini aldım yanıma.O şimdi çok iyi mutlu burda.Gitmek iyi geldi ona.acıtmıyor kimse onu burda.Kalmak çok ağır geldi sana.bilirim kalbinin yangını şah damarında.Ancak böyle ders verebilirdim sana.
O günden bugüne burukdu el sallamalarım.Bir tek o burukluğu ve kekremsi tadı atamadım dimağımdan.Ama hiç ağlamadım ondan sonra...korkum oluştu,evhamlı oldum...ağlamadım bir daha,kaybedeceğim diye güzel günleri...



Diğer yandan bazı gelişmeler olmuyor değil.Kafamda soru işaretleri,belirsizlikler,risk çözümlemeleri,analizler..Grubum dağılıyorken ara sıra aklıma bir mıh çakılıyor "acaba ben mi..."diye başlıyor bazı deli cesareti gerektiren girişimler.Şimdiye dek tüm görüşmelerde olumlu bir etkim olmuştu okul idarecileri ve yerel yönetim bürokrasisi tarafından.Azımsanmayacak bir çevrem var.Bazı kurumlarla işbirliği yaparak bir zaman organizasyon,sahneleme kısmında yer almıştım.Acaba bunun da altından kalkabilir miyim?
bu işe gireceksem bunun vergisi algısı var,oyuncusu yardımcısı var sigortası var ücreti var,mekanı var ,eğitimi var...Köylerin trafik yolunu bilmesi,iyi bir sürücü olması,eğitime açık,yaratıcı delişmen güvenilir bir oyuncu olması gerekiyor...Yani işin içine girdiğinde birbirini tamamlayan ,biri olmadığında biri eksik kalacak,eksik kaldığında işin sürekliliğini koruyacak unsurlar yok...Yani düşünün bir masa yapacak olsanız ,bacaklarını desteğini yapsanız masanın tablası kalıyor;masanın tablası tam olsa desteksiz işe yaramıyor...
İşin ticari girişiminden ziyade sosyal girişimcilik boyutu da beni son derece enterese ediyor.Girmişken iyi bir marka iyi bir konumla sürdürmeliyim...İşin bu kısmı da beni yakından ilgilendirirken ...Acaba ben de mi artık bu işin hobi boyutuna kaçacağım diye düşünürken....



Kütüphaneden çok yakın bir ablam aradı."Bir grup var var ,6 yetişkin üç çocuk.Tiyatro oyunu çıkarmak istiyorlar.Kime gittilerse siz öyle oyun bulamazsınız,en iyisi yazın siz demişler.Benim de aklıma sen geldin.Yapsan yapsan sen yaparsın.ama oyun metinleri de yok" Çok istekli bir grup.ayrıca altı yetişkin olması yanısıra yanlarında yetişkinlerin annesi de rol almak istiyormuş.Buna bayıldımmm ben ! 
Ücret mücret olmasa bile bu grup bu kadar hevesliyse,öğrenmeye açıksa evelallah neler yaparız biz o grupla:))

Öz ablam olsa ,bu kadar severim.Bak hemen de beni düşünür.Sağolsunlar ya.En yakın arkadaşlarımdan görmediğim kıymeti abla'larımdan görüyorum.Zaten benim çevremde abla bolluğu var.Çocukken anneme hayıflanırdım "neden benim bir ablam yok,keşke bir de ablam olsaydı " diyordum.Sen misin onu diyen.Gel zaman git zaman bir abla bolluğu yaşadım ki,anlatamam.Karşıma çıkan beni kardeşi gibi görüyor benimsiyor,yediriyor içiriyor,giydiriyor oldu.
Sonra zaten ablası olan,iki kız kardeşli olan arkadaşlarıma baktım ; amaaan iyi ki de olmamış.çok kıskanç,çok süslü çok alışveriş düşkünü çok bilmiş oluyorlar,birbirini çekemiyorlar.Çok kavga ediyorlar. Hiçbirşeylerini  paylaştırmıyorlar. Benim gördüklerimin çoğu böyle.Durum böyle olunca ben halime şükrettim sonra.Çünkü ben abimlerin kazaklarını giyiyordum.bir şey demiyorlardı.Evde bir ben kız kardeş olduğum için beğendiğim kazağı da alıyorlardı.Sonra öyle erkek arkadaşınla görürsem kafanı kırarım dayılıkları da yoktu.Yani anlayacağın tahtalara vuralım,onların aralarında ne husumet varsa bizim evde tersi oluyordu.Kavga ediyorduk saç saça baş başa.Ama uzatmıyorduk. Sonra tabi dediğim gibi zamanla ablalarım çok oldu.Hepsi evlenecek olsam,ayaktalar.Benden bile özençliler :-))Abartısız 7-9 kişi varlar.Zaman zaman bu ablaların her birinden evlenme sözcüğü duyunca biraz tırsıyorsun ama olsun,kötü niyetlerinin olmadığını biliyorum:))    

   Bir yandan Hastalık Hastası provaları sürüyor.Geçen bir yanlış anlaşılmadan dolayı gitmiş,geri dönmüştüm ki bu hafta arandım hayırdır bir sorun mu var, diye.Hani geçen gün bir çocuğu tiyatroda beklemeye aldıklarını söylemiştim ya.O çocuk bir daha gelirse ben o çocuğu ,kendi grubuma çekerim o zaman diye düşünüyorum,tabi biraz onunla sohbet etmem gerekiyor:-))Ne olur gelsin ne olur !!!



Ha bir de koro çalışmalarımız başlıyormuş Maliyede.Bugün katılamadım son dakika haberim olduğu için.Ama günleri uyarsa seve seve katılmak isterim.Aslında benim aklıma Pop müziği korosu geliyor.Gözlerinizi devirmeyin öyle hemen,Sezen Aksu'nun "onu alma beni al" şarkısını koronun söylediğini düşünsene...Sen dur şimdi ,ben bunu tiyatroda işledim mi ,ortaya hem müzikli hem de oyunlu bir gösteri çıkar...



Bu uçmak hayır mı şer mi bilmem ama ateşteyim ben şimdi ateşte ateşte...Çeliiik! Kulakların çınım çınım çınlasın inşallah:-))



Tekli rakamlar konusunda uğursuzluğumu bu yıl bozmak istiyorum.Beklentilerden çok girişimlerimin çok olduğu ,girişimlerimden dolayı mahcup olmayacağım,sıradışı bir işe imza atmak istiyorum.bana inanan insanların güvenini kırmak istemiyorum.Bana inanmayan insanların şaşırmasını istiyorum.Kötü niyetli insanların değişmesini,onları değiştirecek,yanlışlarını gördürecek insanlarla karşılaşmalarını istiyorum.Önümüzdeki yıllarda daha fazla çocuğa,daha fazla tiyatro ulaşmamış yerlere gitmek istiyorum. İçlerindeki güçlü enerjiyi ve hareketi olumlu ,aktif faaliyetlere yönelten çalışmalara yönelip gençlerle bir şeyler yapmak istiyorum.Kimseye boyun eğmeden,hiçbir militarist güce katılmadan,sadece kişiliğimle sanatımla,duruşumla ,farkımla,paylaşımımla,eğitimimle başarılı olup öyle ünlenmek istiyorum.İyi bir örnek olmak istiyorum....
Allah utandırmasın:-)))



Diliyorum yeni yılda sizin de diledikleriniz gönlünüzce ve hayırlısıysa olsun.Sevdiklerinizle mutlu,sağlıklı,anlamlı,incelikli,bereketli,paylaşımlı,huzurlu bir yıl geçirebileseniz....Sevip sevilesiniz;kıymet verip kıymetlenesiniz inşallah...

Sizleri çok seven Şükriye.....


                                Tarkan'dan Yeni yıl şarkısı



  

Yorumlar

siyah kuğu dedi ki…
Bence de ateştesin ateşte:))
yalnız resimdeki kadın o kadar tanıdık geldi ki saçma ama öptüm resmi sonra gittim çekmeceden bütün resimleri çıkardım böyle yelekli bir resmi olacaktı ama bulamadım ,yaran varsa kabuğunu kaldırmana gerek yok en ufak rüzgarda sızlar işte!
Adsız dedi ki…
ne güzel dilekler onlar öyle..Gitmek mi zor kalmak mı zor demişsin..Onu gel bide bana sor..
Hepsi zor..
sevgilerimle
en güzel ve başarılı yıllar senin olsun..:)
Profösör dedi ki…
İnşallah artık tam manasıyla kendi grubunla bir eseri sahneye koyabilirsiniz. Özellikle sosyal sorumluluk projelerini destekleyen çalışmalar. bu konuda fikir paylaşımı içinde olabiliriz. İnşallah 2013 daha parlak bir sene olacak sizin için..
Şükran dedi ki…
siyah kuğu,
yaralarımız kabuk bağlar ve biz onun kabuğunu kaldırırız bazen.Bazen çok acır bazen kendiliğinden yavaşça çıkar.Bazen ilk yaraymış gibi acıtır yine ama iyileştiğini görmek bazen iyidir.Yara iyileşmez ama yaradan yeni oluşumlar doğuyor kanımca....
Resimdeki hangi kadın sana tanıdık geldi ki acaba,merak ettim şimdi.:)
sevgiyle kal...:)

arselice,
ah ah gitmek kalmak meselesine gelince söz ,ne kadar çok söylenecek sözümüz var değil mi,arkadaşım;sanırım senin de buna dair tatsız bir anın var..
ne diyeyim
Kimler geldi neler neler istediler
hepsi de bu dünyayı terkedip gittiler
sen hiç gitmeyecek gibisin değil mi
yoo,o gidenler de senin gibiydiler...
Ömer Hayyam dizeleriyle...:)

Profesör,
inşallah bir işleri yoluna koyalım da ,daha çok işimiz var..
Sizinle fikir paylaşımlarına varım ben de,bir akıl bir akıldan üstündür:)
Unknown dedi ki…
canım hem üzüldüm okurken hem ümitlendim güzel gelişmelerin olabileceğine dair.
tiyatro neden bitmek zorunda?ekonomik sebeplerle mi?
kendi tiyatronu kurma hayalin umarım birgün gerçek olur.ama tabii işin farklı boyutlarını da düşününce karar senin tabii.Elimden gelen yardımı yapmaya hazırım biliyorsun.
Allah abine rahmet eylesin.Böyle bir acı karşısında herşey anlamsız kalıyor...
bu kadar azimle, zekayla, çalışkanlıkla, yaratıcılıkla ve fikirle birşeylerin olması kaçınılmaz.Mutlaka en doğru anı bekliyor kaderin.o andan itibaren herşey daha farklı olacak ve bunlara değecek inanıyorum.
Şükran dedi ki…
Ebrucum tiyatro ekonomik sebeplerden yanısıra yerele yönetim şartlarından ve başka sorunlardan dolayı sona ermenin sinyalini verdi...
Bende de bir ümit var ama bilemiyorum şartlarımın zeminini sağlam oturtmam gerekiyor.
Desteğin ve içtenlik dolu kalbinden akan sözlerin için nasıl teşekkür etsem az..İnsan bugünlerde bir şey talep etmese bile güzel iki çift söz duymak istiyor...iyi ki varsın hayatımda...
nevrotik dedi ki…
Sen nadir iyi insanlardansın, Allah da seni seviyor, biliyorum, ama bazen bazı güzel şeylerin olması için bazı kötü şeylerin olması gerekiyor, öyle olmasa güzel şeylerden de bir tat alamayız belki..
''...kişiliğimle sanatımla,duruşumla ,farkımla,paylaşımımla,eğitimimle başarılı olup öyle ünlenmek istiyorum.İyi bir örnek olmak istiyorum...'' İşte bu cümlendekileri ben de istediğim için seni çok iyi anlıyorum. Hatta bazen yetenekli, iyi eğitimli ve farklı olsan da olaylar istediğin gibi gitmiyor, ama nefes aldığımız sürece ümit var demektir^^ Önemli olan ümidini kaybetmeyip hayallerinin peşinden koşmak, kimbilir belki de bir gün o hayaller senin peşinden koşar^.^
umay dedi ki…
bi insan bu kadar mı tatlı olur ya şu ablalık konusunda seni mıncırma kısmına katkıda bulunabilirim.
her şeyde vardır bi hayr unutma olmayan şeyler olacak daha güzel gelişmeleri engellemesin diyedir..
hani senin hevesi kırılmasın arka plandada olsa bizimle olsun dediğin şahıs vardı ya noldu o..
bi de senin için en güzeli neyse o olsun dileklerin gerçek olsun bi de aşk olsun e daha nolsun..
Şükran dedi ki…
Nevrotik,
çok teşekkür ederim.Doğru diyorsun akadaşım,kötü gün yaşanmadan iyinin de kıymeti bilinmiyor.Ben vazgeçsem bile zaman zaman karşıma yine o yol çıkıyor zaten.Sanırım kaderim benim böyle.böyle mızmızlanıyorum ara sıra ama..teşekkür ederim beni mutlu eden satırların için:-))

Umay,
ay ne yazacağımı şaşırdım.bir yandan bu kadar içtenlikle böyle yazmanız hem utandım hem de çok mutlu oldum:-))beni seve seve mıncırabilirsiniz tabi:-))
O tiyatrodaki çocuk,bir dahaki çalışmaya geldi umay. Gelemeyen arkadaşlar olmasına rağmen o gün,onu görmezlikten geldiler.Sohbet ortamı oluşmadı ama bu konunun konuşulma yeri ama bugün inşallah gelir de,ben de diğer gruba koyacağım onu.
Çok teşekkür ederim,sabah kalktığımda yorumunu gördüğümde günümü aydınlatan güzel insan..:-))
Mutlulukla kalın...
deeptone dedi ki…
uffff ama çok duygulu hepsi. biraz hüzünlü. hadi yeni yıl sana yesyeni bitmeyen bi enerji getirsin ama.
:)
Şükran dedi ki…
hepimize inşallah deep:-))

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o