Ana içeriğe atla

Kaybedenler Kulübü


Yönetmenliğini Tolga Örnek'in yaptığı 2011 yılı filmlerinden olan Kaybedenler Kulübü filmdeki farklı çarpıcı yönü bir tarafa müzikleriyle de beni etkileyen bir film oldu.Replikleri hâla daha zihnimizden düşmemiş bu filmin müzikleri de kulağımda keskin bir tını bırakıyor.
The Moody Blues grubunla tanışma vesilem oldu.Melancholy Man şarkısı ise hafif savrulan deniz dalgalarının nasıl hırçınlaşıp büyüdüğünü gösterdi bana.Derin bir acı,isyan,kahkahaların ardından patlayan büyük haykırış,çığlık sesleri....Şarkının söz çevirisini de okuduğumda o derin acıyı,boyuneğmişliği,azabı hissedebiliyordum. Filmin en vurucu müziklerindendi. 

The Moody Blues - Melancholy Man 
I’m a melancholy man, that’s what I am,
Ben bir melankoli adamıyım, işte ben buyum
All the world surrounds me, and my feet are on the ground.
Tüm dünya beni çevreler, ve ayaklarım yere basar.
I’m a very lonely man, doing what I can,
Ben çok yalnız bir adamım, elimden geleni yaparım
All the world astounds me and I think I understand
Tüm dünya beni şaşkına çeviriyor ve sanırım anlıyorum
That we’re going to keep growing, wait and see.
Büyümeye, beklemeye ve görmeye devam edeceğimizi.

When all the stars are falling down
Tüm yıldızlar düşerken
Into the sea and on the ground,
Denize ve toprağa
And angry voices carry on the wind,
Ve kızgın sesler rüzgarda devam ederken
A beam of light will fill your head
Bir ışık demeti aklını dolduracak
And you’ll remember what’s been said
Ve hatırlayacaksın söyleneni
By all the good men this world’s ever known.
Dünyanın görüp geçirdiği tüm iyi adamlarca (söyleneni)
Another man is what you’ll see,
Göreceğin bir başka adamdır
Who looks like you and looks like me,
Senin ve benim gibi görünen
And yet somehow he will not feel the same,
Ve her nasılsa henüz o bizim hissettiğimiz gibi hissetmiyor
His life caught up in misery, he doesn’t think like you and me,
Yaşamı sefaletle geçti, o senin ve benim gibi düşünmüyor
’cause he can’t see what you and I can see.
Çünkü o senin ve benim görebildiğimizi göremiyor.

When all the stars are falling down
Tüm yıldızlar düşerken
Into the sea and on the ground,
Denize ve toprağa
And angry voices carry on the wind,
Ve kızgın sesler rüzgarda devam ederken
A beam of light will fill your head
Bir ışık demeti aklını dolduracak
And you’ll remember what’s been said
Ve hatırlayacaksın söyleneni
By all the good men this world’s ever known.
Dünyanın görüp geçirdiği tüm iyi adamlarca (söyleneni)
Another man is what you’ll see,
Göreceğin bir başka adamdır
Who looks like you and looks like me,
Senin ve benim gibi görünen
And yet somehow he will not feel the same,
Ve her nasılsa henüz o bizim hissettiğimiz gibi hissetmiyor
His life caught up in misery, he doesn’t think like you and me,
Yaşamı sefaletle geçti, o senin ve benim gibi düşünmüyor
’cause he can’t see what you and I can see.
Çünkü o senin ve benim görebildiğimizi göremiyor.

I’m a melancholy man, that’s what I am,
Ben bir melankoli adamıyım, işte ben buyum
All the world surrounds me, and my feet are on the ground.
Tüm dünya beni çevreler, ve ayaklarım yere basar.
I’m a very lonely man, doing what I can,
Ben çok yalnız bir adamım, elimden geleni yaparım
All the world astounds me and I think I understand
Tüm dünya beni şaşkına çeviriyor ve sanırım anlıyorum
That we’re going to keep growing, wait and see.
Büyümeye, beklemeye ve görmeye devam edeceğimizi.



Filmin her müziği elbette başlı başına etkileyici ve başarılı uyumlardı.Mazhar Fuat Özkan'ın Yalnızlık Ömür Boyu ,Ferdi Özbeğen'in Dilek Taşı şarkıları da kulağımıza aşina gelen müziklerdendi.Geride kalan film müziklerine haksızlık etmek istemem.Onlar da gerçekten birbirinden değerli parçalardı.Beni en çok etkileyen ve filmin temasını en iyi vurgulayan müzikler bu üç şarkı olmuştu.


KAYBEDENLER KULÜBÜ filminden bazı replikler :
*Cevabı olmayan herhangi bir şeyin sorusu da olmaz zaten sayın dinleyen. Sorular sadece cevabı duymak isteğiyle var olurlar.
*Ölümün olduğu yerde daha ciddi ne olabilir.
              * Bazen büyük farklılıklar insanları birbirine daha da yakınlaştırır.
*Yalnızlıkla öyle güzel dalga geçiyordunuz ki; sonraki akşamınınkini de dinleyeyim ondan sonra yaparım, dedim. Farkında olmadan baktım ki, sürekli sizin programı bekler oldum. Beklerken de bir baktım ölmeyi unutmuşum.
*Hiç aradığın şeyi bulduğunda, bulduğun şeyin aradığın şey olup olmadığına dönüp baktın mı ?
*Yeryüzünde sana en uzak nokta aslında sırtındır.
*Bunca insan yalnızken neden bunca insan yalnız. Madem hepimiz yatıyoruz neden yalnız yatalım?
         *Kadınların özelliği ne biliyor musun?
           Seni sen yapan özelliklere âşık olup sonra senden o özellikleri almaya kalkıyorlar.

*Bazen gidersin, sırf dönebilmek için.
*İnsan karar vererek aşık olmaz. Sadece bir bakar, olmuş.

  •    * -Yaşlı bir Kızılderili ne kadar yanılabilir?
  •        +Bazen yanılabilir.
  • - Bazen susar.
  • + Bazen konuşmak ister.
  • - Bazen dinlemek ister.
  • + Bazen yalnız kalmak ister.
  • - Bazen arkadaş ister.
  • + Bazen gitmek ister.
  • - Gider bazen.
  • + Bazen gidemez.
  • - Bazen hiç gidememekten korkar.
  • + Bazıları sonsuz neşeye dolar.
  • - Bazıları sonsuz geceye.
  • + Bazen ölürsün.
  • - Bazen ölemezsin.
  • - Bazen bütün koşullar uygunken bile ölemezsin.
  • + Bazen kendinden uzaklaşmak ister insan.
  • - Bazen gidersin, sırf dönebilmek için.
  • + Bazen ağlarsın bayağı.
  • - Bazen ağlayamıyorsun bayağı bayağı.
  • + Bazen içiyorsun, bazen çok ama çok fazla içmek istiyorsun da …bazen sen zaten içmeye gidiyorsun.
  • - Bazen Acıbadem’den bir taksiye biniyorsun, Kadıköy diyorsun.
  • + Bazen yüzüne bile bakmıyor.
  • + Bazen bir kadın geliyor oturuyor karşına… ve ağlıyor.
  • - Kadınlar hep ağlıyor.
  • + Bazen bir kadın sana… “En çok korktuğum şey, bir kadının göz yaşıdır” diyor, kendi adına.
  • - “Eğer çok sevdiysem” diyor… “Eğer çok sevdiysem…”
  • + Oysa bilmiyor ki, sevmek de bir… An’a ait.
  • - Her şeyin başı su.
  • + Felsefenin de.


*Bazı insanlar aile kurmayı öğrenirler. Yani buna değer verirler. Bazıları ise başka bir takım şeylere, değer verirler. Onlara değer verirken niye değer verdiğini düşünmez birey, toplum için erimiş olan birey. Toplum koleje girmeyi bir değer olarak sunduğu için artık o kişiliğini yoksayma halidir. Koleje girmek için yarışır, üniversiteye girmek için yarışır, iyi bi işe girmek için yarışır, güzel bi kadınla evlenmek için yarışır. Devamlı bir yarış ve kazanma zorunluluğu.

  • - Üff eski sevgilimi hatırladım ya.
  • + Hangisini?
  • - Ya,işte onu hatırlıyamadım…
  • - Geçen cumaya gittim.
  • + Ne zaman?
  • - Salı. Ben hep salıları giderim, daha sakin olur.
*Yol zamanın bi fonksiyonu değildir. hız , yolun zamana bölünmüş halidir. ivme ve sürtünme katsayısı bizi ilgilendirmez. yolda olmak bi hıza sahip olmayı gerektirir. aksi durum , yolda durmaktır.
durmak , sıkıcıdır ..
yolda durmak , yolda olmak anlamına gelmez .. yolda durmak , yolda durmak anlamına gelir ..
yolun bittiği yerde durulmaz ,.. ya önce durulur , ya durulmaz ..
bazen yolun kenarından renksiz duru sular akar. o sularda balık da vardır. yolun yardığı tepelerin biri yeşil toprak , diğeri bej olabilir.
su , aktığı yerin rengine bürünmez. ama , sana öyle gelebilir.
ayrıca .. yol ,
bitmez ..!!
o , labirentin duvarıdır ..
evet , yol .. asla bitmez ..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o...

Üniversiteli Anne

Evlenip de çocuk sahibi olduğumdan beri hayatım öyle bir değisti ki...bir türlü rotamızı kaybettiğimiz günler bile oldu.. 6-7 ay İzmir Tire'de yaşadık...O başka bir hikaye...burada bahsetmeyi istediğim en güzel şeylerden biri... Umarım yakın zamanda bunu size güzelce anlatırım. Zaten bundan sonra bu blog sayfamda bir takım değişiklikler yapma kararım var...Bunun için artık daha organize daha planlı gitmek için yöntemler edindim. Evet bu da başka bir gün yazısı .Burda bir gülümseme smile'ı görmüş gibi gülümseyebilirsiniz . Benim bilgisayarım biraz arızalı olduğundan eşimin bilgisayarından yazıyorum.Onun klavyesi de kırgız-kazak alfabesi ...Yani bu satırları yazana dek ben bir süre idman yaptım.Ama yine smile yapamıyorum... ben aslında gülümsemeyi seven yazı dilinde bile seven gerçek hayattaymış gibi bunu yansıtmayı isteyen biriyim. bu yazımı okurken bunu düşünüp hissederek okursanız doğru iletişimi kurmuş olacağız  burda bir gözlüklü smile düşünebiliriz işte... ...

Anitta'nın Laneti

KENDİME YAZILAR: Matematikte Sondan İkinciymişiz : Türkiye’ye bir açık oturumda konuşma yapmak üzere gelmiş olan Nobel ekonomi ödüllü matematikçi John Nash, Türkiye’nin matematik bilgisinde... http://www.mutlueller.com  bloğunda yeni gelişmelerini takip ederken Mahfi Eğilmez'in sitesine rast geldim.Doğrusu Semi'nin bloğuna ne zaman uğrasam öğreneceğim mutlaka bir şeyler bulunuyor.Bu yüzden kendisi en sık takip ettiğim blogger arkadaşlarımın arasına girdi. Ordan hareketle Mahfi Eğilmez'in matematikle ilgili yazısını okudum. Mahfi Eğilmez de zaten sık takip ettiğim bir yazar.Kendisi ekonomist dışında tarihle de yakından ilgileniyor.Özellikle Hititlerle ilgili yazdığı Anitta'nın Laneti adlı kitabını okuduğumda Hititlerin şimdiki türklerin yaşayışıyla birebir örtüştüğünü gördüm.Yemekleri,kültürü ,ekonomisinin şimdiki yaşayışımıza benzerliği bende hayret uyandırmıştı.Önceden bu tür tarihe ilgi duymayan ben artık eski çağların medeniyetleriyle de yakın ilgilenir oldum.Y...