Ana içeriğe atla
Ocak ayına bir girdim pir girdim.bir yerlerde iyi gelişmeler olduğu kesin,kesin olmasına da bu yıl bana yine de pek bir şey vaat etmiyor sanki beee!
Evet içimde böyle bir boşvermişlik hissi var.Ama bir yandan kelebekler uçuyor kalbimde.
kelebek derken,hani aşık oldum anlamında değil.Yeni kıpırtılar.
Bu başka bir aşk,illa ki kelebek uçmanın anlamı aşkta aranacaksa.
**
yeni yıla televizyon karşısında geçmenin de tadına doyulmuyor doğrusu.aman da ne şenlik!kumanda ile bir zapla oraya,bir zapla şuraya....eskisi kadar da yılbaşı programları o kadar şenlikli değil.önceden saat 00:00 olduğunda  kutlanırdı.şimdi ise saatin 23:00 de kutlanıyor.saat 00:00 mı oldu diye handikap yaşar olduk.Benim için yılbaşı yemek,pasta,kuruyemiş ve kestaneden ibaret hale geldi.daha ne olsun değil mi?çevremizde 'biz de yılbaşı kutlanmaz,bizden geçti'diye bir sendengeçmişlik kol gezer.Evde durmaya mecbur kalmış gençlere daha baştan ofsayt bir durumdur bu.

Yılbaşı demek,tıkınma demek.yılbaşı demek televizyon programlarında playback yapan sahtekar şarkıcılara çanak tutmak demek.yılbaşı demek bir yaş daha büyüdün,haltları yedin demek(böyle derler bizde,halt olabilmek kavramı ise kime göre bir baltaya sap olmaksa )böyle işte ezerler gencin hayyalerini,umutlarını...

Ama ben ne yaptım,bunların hepsini yaptım!Hepsi bu yılbaşı başımdan geçti.

Yaşama enerjimi alan bazı  aile bireylerime  rağmen sevcoşumla girmek istedim.girdim.tüm sevdiklerime gündüzden kısa ziyaretlerde bulundum.öpüştüm koklaştım mutlu bir yıl diledim.Yetmedi,uzaktaki dostlarıma yetiştim hemen yeni yıl dileklerimle.içimi ne kadar baysa da ,başarısızlıkla sonuçlansa da pasta yaptım.veee...kendi kendime söz verdim...bu sene ertelemeyecektim isteklerimi.hayatıma dair bir ukde kalmayacaktı içimde....

"hayat için bugün vardır,yarın ertelediklerimiz için sadece bir bahanedir" ben söylüyorum bu sözü.

Sonra tabi yeni yıl ilk filizini verdi.
*ne zamandan beri görme engelliler için sesli kitap okumak istiyordum.deneme kayıtlarını gönderdim.kabul edildi.Sesli kitap okuma kayıtlarına can havliyle girişiyorum.
*geçen kış Uşak'ta Musiki derneğinin türk sanat müziği konserine gitmiştik arkadaşım nurcan ile.mest olarak dinlemiştim.Ben de ondan feyz alarak girmek istemiştim koroya.Başlarda yine ertelemiştim.sonra ne oldu peki dersin?sesli kitap okuma vesilesiyle tanıştığım bir ablam sayesinde bu isteğime de nail oldum ve koronun içinde yer aldım.şimdi solo söylemeye de özeniyorum.bakalım ne olacak?
*bu önümüzdeki cuma İzmir Çeşme 'de gerçekleşecek Gençlik Şûrası için yol hazırlıkları da gündemde.Şûrada işsizlik,demokrasi,kültür sanat,üniversite gençliği gibi konular hakkında çalışmalar yapılacağı söyleniyor.

Bir de devam eden çalışmalar ,bitirelecek kitaplar var :
*öykü çalışmalarım her zamanki gibi gündemde.Zaman zaman James Joyce 'Dublinliler' adlı öykü kitabını okuyorum.Ve hala dinlendire dinlendire özümseyerek okuyabildiğim Oğuz Atay'ın Tutunamayanlar romanının ortasındayım.
*son olarak matematikle başım dertte.Yüce Tanrım zeka dağıtırken acaba sayısal zekadan muaf mı tutmuş beni,ne! Çenem ve kalemim ne kadar işliyorsa rakamlarla ve işlemlerle başım hoş değil!
 biri beni anıyor galiba; o1:o1 - 8 ocak gecesi 

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o...

Guguk Kuşu'ndan Uyanış'a

Gecenin kör vaktinde fikirlerim üşengençliğimin esiri olmadan fırından yeni çıkmış bir simiti ağzımda erimesini bekler gibi yazıyorum buraya.Taze ve çıtır çıtır etkisini kaybetmeden.Çünkü soğuyunca aynı keyfi almıyor insan.Çay, kahve, çorba nasıl sıcak içilmeliyse öyle de yazılmalı yeni bir sinema filminin tadı. Ben filmi uzun uzadıya anlatmayı pek sevmem aslında.Anlattıklarım  filmin müzikleri ,karakterleri ve oyunculukları ve konunun nasıl ustalıkla işlendiğidir ,beni ne derece etkilediği ve bende neler uyandırdığıdır. Henri Carter Bress fotoğrafı İnsanları severim.İnsanları izlemeyi çok severim.İnsanları yürürken kulağımdaki soundtrack müzikle izlemeyi severim.Alışveriş merkezinin cam kenarına oturup bilgisayarımı masaya koyup hem yazı yazmasını hem insanları izlemesini severim.Bu yüzden fotoğraf gerçek gelir bana.Tiyatro ayrı büyü .Sinema ise ayrı bir beyaz cam büyüsü.Karakter ve durum sinemaları ise bir o kadar etkiler ve büyüler beni.Bu sebepten olacak ;ben ...

Anitta'nın Laneti

KENDİME YAZILAR: Matematikte Sondan İkinciymişiz : Türkiye’ye bir açık oturumda konuşma yapmak üzere gelmiş olan Nobel ekonomi ödüllü matematikçi John Nash, Türkiye’nin matematik bilgisinde... http://www.mutlueller.com  bloğunda yeni gelişmelerini takip ederken Mahfi Eğilmez'in sitesine rast geldim.Doğrusu Semi'nin bloğuna ne zaman uğrasam öğreneceğim mutlaka bir şeyler bulunuyor.Bu yüzden kendisi en sık takip ettiğim blogger arkadaşlarımın arasına girdi. Ordan hareketle Mahfi Eğilmez'in matematikle ilgili yazısını okudum. Mahfi Eğilmez de zaten sık takip ettiğim bir yazar.Kendisi ekonomist dışında tarihle de yakından ilgileniyor.Özellikle Hititlerle ilgili yazdığı Anitta'nın Laneti adlı kitabını okuduğumda Hititlerin şimdiki türklerin yaşayışıyla birebir örtüştüğünü gördüm.Yemekleri,kültürü ,ekonomisinin şimdiki yaşayışımıza benzerliği bende hayret uyandırmıştı.Önceden bu tür tarihe ilgi duymayan ben artık eski çağların medeniyetleriyle de yakın ilgilenir oldum.Y...