Biricit'in beni mimlediğinden bu yana onun mim konusu zihnimde bir soru işareti oluşturdu.Tamam gelecek hakkında insanın mutlaka planları,hayalleri olıyor ama bunu 15 sene sonra olarak ...diye sorunca sanki hayatım bu mime bağlıymış gibi hissettim bir ara.Kız ,dedim sonra kendi kendime hayatın buna bağlı değil,elbette bu bir varsayım.Geri kalanı zaten yaşamının detayları...Da iyiden iyiye de zihnimde tartıyordum...Cevaplaması güzel bir o kadar da karışık geliyor bana...Sanki 15 yıl sonramı anlatsam yine ince ince planlar yapıyorum gibi hissedeceğim...Ki ben zihnimde devamlı plan üreten bir insan olduğum için planlar da benim dışımdaki bazı şartlardan gerçekleşmediği için ,hep alternatif çözümler oluşturmak zorunda kalan ben yay gibi geriliyorum sonunda.Ve....her defasında artık plan yapmayı bıraktığımı söyleyip bunu bir kez uygulayıp güzel de yaşayıp herşey yoluna girdiğinde yine plan yapmayı (!)ihmal etmeyen bir tipim.Neyse efenim işte böyle tipik bir mim konusundan teee nerelere çekerim konuyu ben...
Konuyu uzattım birazcık ama daha fazla abartmadan mim konusuna geçiyorum,
Bridget Jones'un afişteki haline baktım da pek ürkünçtü zavallının hali..Hala iki erkek arasında kalmıştı.Ne colin'den ne de hugh'tan vazgeçmiş.Onları beklerken saçı bile beyazlamış.Kendine bakmaya zamanı olmamış kadıncağızın...Afişi görünce Bridge Jones'a takılmadan edemedim.Ne yapayım;-)
Tamam tamam yine uzattım.Geçiyorum bak şimdi..Nasıl cevaplıyorum..
Şimdi şu şartlarda bekar olduğum için gündemde bomba gibi bir sevgiliyi bırakın odun bile sayılamayacak bir tür yokken medeni halimizin ikisini de mi cevaplamak gerekiyor diye bir çapraşıklığa düşüyorum...
Ben yine evli olma ihtimalimi söyleyeyim de,bekar kalırsam veya aksi bir durum olursa yine şimdiki yaşantımdan bir farkı olmaz diye düşünüyorum...
Ama evli olursam...O zaman durum başka ,arkadaşlar...
Bir kere 15 yıl sonra ben 43 yaşında bir kadın olacağım.Sülalemde genelde zayıf ve uzun boylular olduğu gerçeği genetiğine bakarak ben de şişko biri olmayacağım,bu bir ! Ki,benim için mutlu haber !
Bu şehirde kalırsam (Aslında pek istemiyorum ama )kalırsam bir bina kiralayıp kendi özel tiyatromu kurmuş olacağım.Henüz evlenmeden aldığım dikiş makinemle tiyatro kostümlerimi dikmiş ,kendi öğrencilerimi de yetiştirmiş yenilikçi bir kadın olacağım.Öğrencilerim de benimle kalıp zamanla büyüyen organizasyonlar yapmaya hazırlanıyoruz.Kurumlarla iletişime geçerek gerek trenle ,gerekse birikimimizi kullanıp büyük kamyonları tiyatro sahnesi haline getirip kimseden bina,amfi istemeden şehrin göbeğinde tiyatro perdesi açıp kültür sanat festivali açacağız.Ben yine oyunlar yazıp,müzikler oluşturup ,sanatın çeşitli dallarıyla ilgilenen her arkadaşımı çalışmama konuk olarak alacağım.Matematik seven ,aklı matematik konusunda zehir gibi çalışan kişilerle bri araya gelip buna yönelik çocuk tiyatroları geliştireceğim.Yani anlayacağınız ,evinde hımbıl hımbıl oturan,göbeği yağ saran ,hep şikayet eden ,dergi altın günü olan bir insan olmak istemiyorum.Hayatın yine içinde,sahnesinde,damarlarında olabilmeliyim ben...Eşim bana destek olur,ben de eşime destek olurum..Biz aslında hep birbirimizin destekçisiyiz...İki çocuğum ve eşimle koşturmalı bir hayatımız olurdu sanırım...
eşim de ben de çocuklarla vakit geçirmeyi seviyoruzdur arada çocuklarımızın arkadaşlarını da evimize davet edip eğlenceler düzenliyoruzdur....Altın günü bile yapsam bu da kendimce bir düzen içinde olurdu herhalde.Aileler bir araya gelir bir hafta bu günlerin birinde play station oynar,bir hafta karaoke yapar,bir hafta pilav günü,bir hafta makarna günü ,bir hafta farklı bir mutfak konseptiyle konuklarımızı ağırlar,keyifli vakit geçirirdik.Günler öncesinden tasalanmaya başlamazdım misafirim gelecek diye...Çünkü zaten mümkün mertebe eşyalarım az ,sade,kendime özgü,temizlemesi de kolay bir ev dekorasyonu düşündüğüm için ev her daim bir fırtta temizlenecek şekildedir zaten.
Hani olur ya misafir gelecektir,gün vardır evde,annen günler öncesinden başlar büfe silmeye ,cam silmeye,perde yıkamaya,mutfak dolapları silmeye...Hadi toz al,yerleri sil süpür ...Bir de perdeleri ütülemez mi..Üstüne de ikram hazırlığı...Nevin 4 çeşit yapmış ben de yapayım...Bir keresinde şu keki yaptım şimdi ne yapsam acaba...Tabak tabak tane tane ikramlar yerleştirilir.Ki bu konuklar evine ilk kez gelmiyor...Koy masaya hepsini açık büfe gibi...Herkes istediği kadar tabağına alsın..Eksik arayan da gitsin evinde bulsun,bence.
Yani anlayacağın evinde kös kös oturan ,sabahtan akşama kadar evinde yatan,uyuzlanan,kafasını temizlikle bozmuş,akşam da gelen kocasına pijamayla karşılayan bir insan olmak istemiyorum.43 yaşında olabilirim,ama her yaşın bir güzelliği var,değil mi?
Tabi bu açıklamalar uzar gider.Ama evli olursam olacağım şekil budur dostlar,siz gözönünde bulundurun böyle!
Evli olanlar diyebilir tabi, "evlenince görürsün" "Evlenmeden biz de böyle düşünürdük tabi" diye.Bunlar hayal diyebilirsiniz,
Siz de haklısınız,horozun sesini duymadan ibibiğin kaç metre diye sorulmaz,sizin bildiğiniz tabirle dereyi görmeden paçayı sıvamamak lazım,değil mi !
Siz de haklısınız.Bunlar şimdilik hayali varsayımlar..Ama olmayacak bir şey de söylemedim size..Değil mi :)
Bekar kalırsam mı...Bekar kalırsam başta belirttiklerim geçerlidir dostlar,her tatilde de turlara gideceğim kesindir.Belki de 43 yaşından sonra birine aşık olurum.Olamaz mı:-)
Ola ki ters bir durum oldu,eşimden ayrılmak durumunda kaldım veya onu kaybettim...
Sanırım işte o zaman bu şehri terkederdim....
28 yaşındaysanız ve 43 yaşınızı tahmin etmeniz gerekiyorsa kendinizi yine güzel bir yerde görmek istiyorsunuz yine,
İnsan ruhu bu.....Şanse Ruhunda da bundan fazlası var.Eksiği bu yazı işte....
Bu yazıyı mimlediğim arkadaşlarımın da cevaplarını merak ediyorum :
Deeptone,Supercellma,Tunes,Sonsuz Dekarasyon,Uçurtma,Kitap gibi kız,Bir Kase Lezzet
Mimlemediğim ama cevaplamak isteyen arkadaşlar da elbet yanıtlayabilirler.Herkes mimlere sıcak bakmadığı için burda isim vermekten kaçındım.Yanıtlarsanız bana yorum yazdığınızda cevaplarınızı okumak için ziyaret ederim....Belki bu vesileyle bilmediğim blogları da keşfederim...:-)
Sevgiyle kalın....
Konuyu uzattım birazcık ama daha fazla abartmadan mim konusuna geçiyorum,
Bridget Jones'un afişteki haline baktım da pek ürkünçtü zavallının hali..Hala iki erkek arasında kalmıştı.Ne colin'den ne de hugh'tan vazgeçmiş.Onları beklerken saçı bile beyazlamış.Kendine bakmaya zamanı olmamış kadıncağızın...Afişi görünce Bridge Jones'a takılmadan edemedim.Ne yapayım;-)
Tamam tamam yine uzattım.Geçiyorum bak şimdi..Nasıl cevaplıyorum..
Şimdi şu şartlarda bekar olduğum için gündemde bomba gibi bir sevgiliyi bırakın odun bile sayılamayacak bir tür yokken medeni halimizin ikisini de mi cevaplamak gerekiyor diye bir çapraşıklığa düşüyorum...
Ben yine evli olma ihtimalimi söyleyeyim de,bekar kalırsam veya aksi bir durum olursa yine şimdiki yaşantımdan bir farkı olmaz diye düşünüyorum...
Ama evli olursam...O zaman durum başka ,arkadaşlar...
Bir kere 15 yıl sonra ben 43 yaşında bir kadın olacağım.Sülalemde genelde zayıf ve uzun boylular olduğu gerçeği genetiğine bakarak ben de şişko biri olmayacağım,bu bir ! Ki,benim için mutlu haber !
Bu şehirde kalırsam (Aslında pek istemiyorum ama )kalırsam bir bina kiralayıp kendi özel tiyatromu kurmuş olacağım.Henüz evlenmeden aldığım dikiş makinemle tiyatro kostümlerimi dikmiş ,kendi öğrencilerimi de yetiştirmiş yenilikçi bir kadın olacağım.Öğrencilerim de benimle kalıp zamanla büyüyen organizasyonlar yapmaya hazırlanıyoruz.Kurumlarla iletişime geçerek gerek trenle ,gerekse birikimimizi kullanıp büyük kamyonları tiyatro sahnesi haline getirip kimseden bina,amfi istemeden şehrin göbeğinde tiyatro perdesi açıp kültür sanat festivali açacağız.Ben yine oyunlar yazıp,müzikler oluşturup ,sanatın çeşitli dallarıyla ilgilenen her arkadaşımı çalışmama konuk olarak alacağım.Matematik seven ,aklı matematik konusunda zehir gibi çalışan kişilerle bri araya gelip buna yönelik çocuk tiyatroları geliştireceğim.Yani anlayacağınız ,evinde hımbıl hımbıl oturan,göbeği yağ saran ,hep şikayet eden ,dergi altın günü olan bir insan olmak istemiyorum.Hayatın yine içinde,sahnesinde,damarlarında olabilmeliyim ben...Eşim bana destek olur,ben de eşime destek olurum..Biz aslında hep birbirimizin destekçisiyiz...İki çocuğum ve eşimle koşturmalı bir hayatımız olurdu sanırım...
eşim de ben de çocuklarla vakit geçirmeyi seviyoruzdur arada çocuklarımızın arkadaşlarını da evimize davet edip eğlenceler düzenliyoruzdur....Altın günü bile yapsam bu da kendimce bir düzen içinde olurdu herhalde.Aileler bir araya gelir bir hafta bu günlerin birinde play station oynar,bir hafta karaoke yapar,bir hafta pilav günü,bir hafta makarna günü ,bir hafta farklı bir mutfak konseptiyle konuklarımızı ağırlar,keyifli vakit geçirirdik.Günler öncesinden tasalanmaya başlamazdım misafirim gelecek diye...Çünkü zaten mümkün mertebe eşyalarım az ,sade,kendime özgü,temizlemesi de kolay bir ev dekorasyonu düşündüğüm için ev her daim bir fırtta temizlenecek şekildedir zaten.
Hani olur ya misafir gelecektir,gün vardır evde,annen günler öncesinden başlar büfe silmeye ,cam silmeye,perde yıkamaya,mutfak dolapları silmeye...Hadi toz al,yerleri sil süpür ...Bir de perdeleri ütülemez mi..Üstüne de ikram hazırlığı...Nevin 4 çeşit yapmış ben de yapayım...Bir keresinde şu keki yaptım şimdi ne yapsam acaba...Tabak tabak tane tane ikramlar yerleştirilir.Ki bu konuklar evine ilk kez gelmiyor...Koy masaya hepsini açık büfe gibi...Herkes istediği kadar tabağına alsın..Eksik arayan da gitsin evinde bulsun,bence.
Yani anlayacağın evinde kös kös oturan ,sabahtan akşama kadar evinde yatan,uyuzlanan,kafasını temizlikle bozmuş,akşam da gelen kocasına pijamayla karşılayan bir insan olmak istemiyorum.43 yaşında olabilirim,ama her yaşın bir güzelliği var,değil mi?
Tabi bu açıklamalar uzar gider.Ama evli olursam olacağım şekil budur dostlar,siz gözönünde bulundurun böyle!
Evli olanlar diyebilir tabi, "evlenince görürsün" "Evlenmeden biz de böyle düşünürdük tabi" diye.Bunlar hayal diyebilirsiniz,
Siz de haklısınız,horozun sesini duymadan ibibiğin kaç metre diye sorulmaz,sizin bildiğiniz tabirle dereyi görmeden paçayı sıvamamak lazım,değil mi !
Siz de haklısınız.Bunlar şimdilik hayali varsayımlar..Ama olmayacak bir şey de söylemedim size..Değil mi :)
Bekar kalırsam mı...Bekar kalırsam başta belirttiklerim geçerlidir dostlar,her tatilde de turlara gideceğim kesindir.Belki de 43 yaşından sonra birine aşık olurum.Olamaz mı:-)
Ola ki ters bir durum oldu,eşimden ayrılmak durumunda kaldım veya onu kaybettim...
Sanırım işte o zaman bu şehri terkederdim....
28 yaşındaysanız ve 43 yaşınızı tahmin etmeniz gerekiyorsa kendinizi yine güzel bir yerde görmek istiyorsunuz yine,
İnsan ruhu bu.....Şanse Ruhunda da bundan fazlası var.Eksiği bu yazı işte....
Bu yazıyı mimlediğim arkadaşlarımın da cevaplarını merak ediyorum :
Deeptone,Supercellma,Tunes,Sonsuz Dekarasyon,Uçurtma,Kitap gibi kız,Bir Kase Lezzet
Mimlemediğim ama cevaplamak isteyen arkadaşlar da elbet yanıtlayabilirler.Herkes mimlere sıcak bakmadığı için burda isim vermekten kaçındım.Yanıtlarsanız bana yorum yazdığınızda cevaplarınızı okumak için ziyaret ederim....Belki bu vesileyle bilmediğim blogları da keşfederim...:-)
Sevgiyle kalın....
Yorumlar
gelicem zaten. yine bi dolu güzel şey yazmışsın zaten.
:)
mim evet gördüm. allam bugünlerde çok mim ve duyuru filan yazdım.
:)
bakarım belki daa sona yazarım.
tenks yani.
müzmin bekar blogçular grubu varsa üye olmak lazım.
:)
gelicaam.
:)
bi deeee zaten ben de seni tanıdığıma memnun olmuştum ki, hıh.
:)
ondan sonrası da komik amaaaa.
:)
hömmm sanırım kanada, kuzey avrupa, kuzey amerika, japonya veya avustralyada yaşamak isterim o zamanlarda.
:)
tebi yine bekar olarak.
:)
Biricit bence de insan hayatını dolu dolu yaşamalı,aslında o günler öyle çabuk geliyor ki..gözünü açmanla kapaman arasında bir şey ...Ben 28'i nasıl bulduğuma şaşıyorum doğrusu...O günler mi gelmeyecek değil mi;)