Ana içeriğe atla

Son Günlerden Seçki Haberler

AŞKLAMA - METİN ELOĞLU
Şiirler
Şaraptı rakıydı şuydu buydu
Kişi esrimeyi bir aşkta tatmalı ilkten
Dedim ya ondan gayrı korkuluğa güvenmem
İçtiğim hep aşktı benim gerisi tortu

Sevişik bir keçi yumukgöz oğlağına
Özüne aşk sızmış o sütü emziriyor
Yumurtasını bir kovuğa koyarken
Aşkı da koyuyor anaç zargana

Aşk mavisi tükendiyse o boşuna denizde
Bil ki diken diken bir çamurla örtülüdür sığlığı
Niye enez bu zambak diye sordular mıydı
Aşksız geçen günlerinde örselenmiş, de

Aşk bürünmeseydi de bak hiç şakır mıydı
Şu bi damlacık isketeyi tâ gagadan kuyruğa
Kişi gönlünü yitirdi mi ne yüzle çıkar sokağa
Yaşamda nesi varsa aşk işte onun adı

Ansızın aşkla yağdı da sular
Ondan kokulandı ıtır çiçeklendi elma
Doğayla el ele bizi üreten bir sevgi var
Evrende en soylusu sezdim ki bu çoğalma
Metin Eloğlu

Keyif Sanat Kahvesi'nde bu hafta Metin Eloğlu şiirleri okunacakmış.Günlerden beri katılamadığım şiir akşamlarına yarın katılabileceğimi ümit ediyorum.İnşallah! Çünkü çok özledim şiir akşamlarında geçirdiğim zamanın keyfini.

Şair ise hayatını İstanbul'da geçirmiş.1927 
yıllarında doğup 1985 yılında ölmüş.
Kendisi hem bir şair hem bir ressam.Pek çok eserinin olması yanı sıra TDK şiir ödülüne de layık görülmüş bir şair.Şiirlerinde her ne kadar Orhan Veli etkileri de olsa aslında o Nazım Hikmet'in İnsan Manzaraları etkileri taşıdığı da gözlemler içinde.Ece Ayhan ve Behçet Necatigil de etkilerinin gözlemlendiği diğer şairler.Ataol Behramoğlu da Metin Eloğlu'nun şiirlerinden etkileniyor. Bu da kendisi hakkında küçük bir bilgi.

Aslında yarın yazmak daha mantıklıydı.Ama söz size.Hakkında bir kaç şey daha öğrenirsem ilk size yetiştireceğim dedikoduyu:)

Geçtiğimiz günlerde Moliere'in Hastalık Hastası oyununu oynadık ve toplu gösterimin sezonunu bitirdik çok şükür.Son zamanlarda ekip hafiften cozutmaya başlamıştı.İpler genelde hep bana sarıyordu.Ama neyse ki çevreden ve arkadaşların çevrelerinden olumlu tepkiler aldığım için bana sarfettikleri tüm olumsuz cümle ve kırıcı sözlerin cevabını performansımla ve izleyenlerin cümleleriyle aldılar.
Ben de kimseyle polemiğe girmeden,onları da yargılamadan en doğru şekilin göstereceğim performansla ilişkili olduğunu düşünerek sahnedeydim.

Oynamaktan en keyif aldığım sahneydi....Oooh Tanrı'ya bin şükür....! -Beline-

Şimdilerde ise değişik bir çalışmaya başladım.Tiyatroda Gratowski Deneysel Tiyatro  akımının bir örneğine başladım.Aslında bu öykü günlerinde okuduğum bir yazının farklı bir okuyuş çabalaması.Yetiştirebilirsem 19 Mayıs'ta Keyif Sanat Kahvesi'nde başlayacağım.Ama zihnimde ve kabimde o enerjinin sinmesi için 1 sene süre verdim kendime ileri aşama kaydedeceğim için.Konu ve yazar belli.ezber çalışmalarına başladım.Karakter tahlili ve bilmediğim sözcükleri öğrenmek ve tamamen hakim olmam gerekiyor.Beline karakteri zaten benim için zıttı.Ama bu da başka bir kulvarda bir karakter.Cins biraz.İsmini söylemeyeceğim.Belli mi olur ,belki geleceğim tutar oralara.

Tiyatro Medresesine başvurular başladı.Çok üzgünüm ama ben başvuru yapamıyorum.Bu sene de kendimce çalışmaya ,eşelemeye devam !

Hayatımda herşey yolunda gitmiyor elbette.Kimin gidiyor ki !Sorun bitiyor mu ' Bitmiyor...
Ama yılmak yok çalışmaya da devam....

Tiyatroyla yakından ilgilenen arkadaşlarım dışında kimseye söylemedim.Haberleri olacak bir gün ama süpriz olacak onlar için.

Yarın Kızılay Çadırında Gençlik İl Spor Müdürlüğüyle birlikte çadırda olacağım.
Pilatese başlayacaktım.Kaldı.Oysa heveslenmiştim...
Neyse onun yerine dikiş dikerim.Evde bir dolu onaracağım,revize edeceğim kıyafetler var.Hele bir onları yapayım...

Geçen gün de öğle yemeği için eve geldim.Uzun süre mutfağa geçmiyordum.Sanki plan yapmış da geçmişim gibi ,karnımın da acıkmasını fırsat bilerek yaratıcılıkta bulundum.bir an ,öylece !
Patlamış mısırı patlattım.Sonra onları bir tabağa aldım.ayrı bir yerde de 3 yumurta,biraz yoğurt ,süt,peynir,kekik,nane,kırmızı biber serptim.Sonra üstüne patlamış mısırları koydum karıştırdım.Yerken de çıtır çıtır yedim.Siz de isterseniz evde bayatlamış patlamış mısırları bu şekilde yapabilirsiniz.annem bazılarını sert buldu ama ben çıtır çıtır olduğu için sevdim.Kendim yapmış övmüş gibi olmayayayım ammmma......

Aman dereden tepeden haberler böyle.Siz de de sağlık afiyet olsun.Uykum geldi.
Kaçtım ben.Hadi görüşürüzzzz:)
   



Yorumlar

deeptone dedi ki…
fotonu koymuşsun çok sevindim gördüğüme. yoğunsun. kolaylıklaaar.
:)
Şükran dedi ki…
biraz sakinleştim aslında deep.Bunlar sadece günün ve haftanın belirli zamanlarında olan etkinlikler:))
Zaman zaman fotoğraflarımdan koyuyorum artık böyle.Bundan böyle de görebileceksin..:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Üniversiteli Anne

Evlenip de çocuk sahibi olduğumdan beri hayatım öyle bir değisti ki...bir türlü rotamızı kaybettiğimiz günler bile oldu.. 6-7 ay İzmir Tire'de yaşadık...O başka bir hikaye...burada bahsetmeyi istediğim en güzel şeylerden biri... Umarım yakın zamanda bunu size güzelce anlatırım. Zaten bundan sonra bu blog sayfamda bir takım değişiklikler yapma kararım var...Bunun için artık daha organize daha planlı gitmek için yöntemler edindim. Evet bu da başka bir gün yazısı .Burda bir gülümseme smile'ı görmüş gibi gülümseyebilirsiniz . Benim bilgisayarım biraz arızalı olduğundan eşimin bilgisayarından yazıyorum.Onun klavyesi de kırgız-kazak alfabesi ...Yani bu satırları yazana dek ben bir süre idman yaptım.Ama yine smile yapamıyorum... ben aslında gülümsemeyi seven yazı dilinde bile seven gerçek hayattaymış gibi bunu yansıtmayı isteyen biriyim. bu yazımı okurken bunu düşünüp hissederek okursanız doğru iletişimi kurmuş olacağız  burda bir gözlüklü smile düşünebiliriz işte...