Ana içeriğe atla

Bana bi şeyler oluyor!



Bazen herşeyin üstüste geldiğini düşünenlerden misiniz?
Hep dengesizler beni mi buluyor?
Tanrım karşıma bir gün benden daha okuyan ,kültürlü,aktif hatta beni ezebilecek birini çıkarakacak mı?Yine de dilimi ısırayım.Bunu söylerken bir de karşıma katlanılmaz biri çıkar filan...Siz anladınız onu;)
Yoksa bana hep böyle kompleksli,egosu ezikle  tavan yapmış gelgitli  erkekler mi denk gelecek?
Ben mi çekiyorum bunları allahaşkına?
Uzaktan pek mi bir zengin görünüyorum acaba da ,hemen bir çocuk yanıma gelir para ister,dayandıkça dayanır sırtını bana?
Yoksa benim geleceğim böyle hep değişik değişik işlerde mi çalışmak olacak?Tiyatro hayatımın şah damarı tamam da ...

Kahretsin,ben de mi bir problem var,yoksa ay burcum terazinin dengesi mi değişiyor;yükselenimin yengeçliği tuttu ,Yoksa...Yoksa güneşin burcu aslanım bilmem kaçıncı evresinde de bir gezegenin galyanına mı  geliyor? Ne bu!Ayarım kaçıyor ha !

Kafam zehir gibi çalışıyor ama tüm bu sinir harbi durumunda.İlerdeki projelerimle ilgili habire resim çizip notlar alıyorum.Bir mekana gidip sevip sevmediğim yönlerini tartıp yöntem geliştiriyorum.

Şu ana kadar hep güzel işlerde çalıştım.İyi bir çevre edindim.Ama hiçbirinde uzun uzuuuun çalışma hayatım olmadı.Karışık tabi benim iş hayatına girişim.Önce gönüllü oldum sonra çalışanı oldum.Yani girdiğin her iş kurumunu iki açıdan gördüm.O kadar farklı ki...Hem kısa hem uzun...Dedim ya karışık biraz diye:)
Bu sebeple pek çok şey hakkında tecrübe sahibi oldum diyebilirim...Hatalarım,yediğim kazıklar oldu ama...Şöyle bakınca bir tek benim başıma gelmedi değil mi?Ne kadar canım acısa da,
bazen onlar olmasa hayatı öğrenemez,tecrübeleri edinemez,güvenli adımlar atamaz,şu an ki duruşumu belirleyemezdim diye düşünüyorum.
Bugünlerde tüüüm bu sorular geçerken zihnimden zaman zaman da çalışsaydım biraz daha bir üniversite okusaydım veya bitirseydim paşa paşa tüm bilgileri ezberleyip  atanıverseydim daha mı iyi olurdum ,diyorum
sonra bir bakıyorum...
tamam ara sıra huzursuzluğum olsa  da bazen kendi çapımda krizler yaşasam da belki tüm bunları üniversite okuyarak elde edemeyecektim...Böylesi bir yaşam bana göre değil...

Kpss'yi kazanıp yerleşen bir akrabama tebrik için aradığımda nazik bir teşekkür ederim sözünü duyacağıma 'eee şükriye bu işler kolay olmuyor' demişti.Sen bilgileri ezberleyip bu başarını iktidarda olan birine borçlu olduğunu söylüyorsan ,kendi emeğine yazık ediyorsan bırak ben de memur olamayıveririm..Peki sen özel sektörde çalışan bir insanın iletişim becerisine,problemlerin üstünden gelme becerisine mi sahipsin!
(Bu arada istisnalar elbette vardır,KPSS ayrı bir mevzu ama bu sınava girip de ilerde bizim çocuklarımızı yetiştirecek arkadaşlarımız var.Genelinde konuştum.) 

Aklıma geldi durduk yere bak,gördün mü neyse
Böylesi bir yaşamın bana göre olmadığını söylemek  bir teselli mi  sizce ? Öyle görünüyor.olabilir..Değil ! Ben şu ruh halimi saymazsam %95 memnunum .Geri kalan %5 lik  tedirginlik oranı içimdeki laf-ı güzaftan ibaret...
Geçecek geçecek biliyorum
Benim hala umudum var.....

Yorumlar

deeptone dedi ki…
o kişi ayıp etmiş ukala.
:)
resim tiyatro ne güzel ilgi alanları.
:)
yüzde 95 iyi bi derece bence.
:)
ne üniversite mezunları var cahil boşveeer.
:)
umarım sürekli ve sevdiğin bir işin olur.
:)
Şükran dedi ki…
teşekkürler Deep , resim derken işte böyle cin ali resimleri(aşağıdaki blog yazısından göründüğü üzre) ve kafamda bir takım chagall figürleri...ama kendimi iyi hissettirmeye yetiyor.umuyorum hepimiz dilediklerimize sahip olabiliriz bir gün:-)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o