Ana içeriğe atla

Uyumaya Çalışırken





belki bir an siz de benim hatlarıma düşüyorsunuz.kim bilir.aranızda çağrı merkezini aradığında kızan arkadaşlarım varsa bazınız haklısınız ama çoğu zaman da haksızsınız.Bu hayatta bazen ticaret denilen şeyin hizmet sektöründe olduğunu gözardı ediyor ve orada çalışanların da bir yere bağlı olduğunuzu unutuyorsunuz sanki.yetkili isterken çağrıdaki kişiye zaten yetki verildiğinizi ,verilseydi seninle onca lafı edeceğine direkt bağlamayı tercih ederdi değil mi !

işte bu cümleler günlük hayatımın bir parçası olmaya başladı !

*****

geçen hafta hep gece çalıştığım için tek tatil günümde de takdir edersiniz uyku düzenimi oturtamadım VE ben 5:30'da kalkacak olmama ve bu saate kadar hortlayıp zıplamama rağmen,kitap okumama rağmen ve gözlerim yanmasına rağmen UYUYAMIYORUM !

Heyecandan mıdır nedir ! Deli olacağım.Ben uyuyamazsam çok huysuz olurum !

Bir yandan içim içime de sığmıyor.Bir garip huzursuzluk da var.Bunda ev ahalisinin gerginliği de var tabi.Diğer taraftan telefonumun bozulmaya yüz tuttuğundan ve yeni alacak olduğum telefonun fiyatının beni düşündürmesi.bir yandan gelecek hayallerim....

tüm bunlar bir yana düşününce içimi aydınlatan,güneş gibi içimi ısıtan,hayatıma yeni birisi girse bu kadar sevinir miydim acaba diye düşündürten bir durum :

TATATATAMMMMMM,

oyun teklifi aldım. "1 saatlik bile olsa gelse ne iyi olur " denmiş hakkımda.Benim için düşündükleri rol de yine benimle ters köşe bir rol.Öyle sıradan değil yani.oyun hareketli de bir oyun.oyunu okumayı yeni bitirdim.kafamda işliyorum bakalım.

henüz kesin değil ama %95 olacak gibi.:)

burdaki çoğu insan beni tiyatroyla tanıdı."bir oyunun olduğunda haberimiz olsun ,izlemek isteriz"diyorlar.
hayatımda ilk defa tiyatro izledim.bir daha oyunun olduğunda haber ver.eşim çok beğendi,bundan böyle hep tiyatroya gidelim"diyen oluyor.
çok mutlu oluyorum.koltuğum kabarıyor.ve yerimi anımsıyorum bu hayatta.sonra tekrar hedeflerime yoğunlaşıyorum.

******

başka bir yazı yazacaktım bugün.içimden bu saatte bu geldi.
eski yazılarıma bakıyorum da önceden daha bir dolu yazıyormuşum.ee tabi müsait zamanım daha fazlaydı.
dur bakalım yine olur,yine !



Yorumlar

Profösör dedi ki…
Yine de samimi bir yazı okudum ben. Hemde ders alınacak, doğal bir yazı. Gönlüne sağlık.
Unknown dedi ki…
Olmak istediğin yeri hatırlatan bir gelişme çok sevindirici:) bakalım ben ne zaman izleyebileceğim seni sahnede?Bir de rolünü merak ettim tersköşeden kastın ne?:)
Şükran dedi ki…
kimsenin benden beklemediği ters köşe bir rol.hani günlük yaşamda çok sade olup senden onu beklemeyip sahnede şaşırtan,anladın;)
umarım ben de çok isterdim oyunumda beni izlemeni :)
Şükran dedi ki…
bunu duyduğuma gerçekten sevindim.demek ki hayatımda öğrendiklerimi yansıtabiliyorum ve bir şeyler katabiliyorum.Ne mutlu bana o zaman :-))
Unknown dedi ki…
Anladım,rolün ayrıntıları şimdilik açıklanmıyor sanırım;)
Bir de Deeptone sana yorum bırakamadığından yakınıyor hala.Ben bırakabildiğimi söyledim ama yine de bilgin olsun canım.
Şükran dedi ki…
http://bbt.bakirkoy.bel.tr/default.aspx?pid=10025&nid=73769
bu linkte küçük bir sahne var rolümü anlatan.kim çok çığırıyorsa o benim:))
tamam tatlım teşekkürler,deeptone,müsait olunca gelir :)
deeptone dedi ki…
deneme.olmuş herhalde. yandaki feys, twit şeysileri izin vermiyoduuuuuu. oh beeeee :)))
deeptone dedi ki…
ama, ebru, nasıl bırakabiliyordu ki. yandaki gadgetler izin vermiyordu. söleseneee :)
deeptone dedi ki…
ebru nasıl yapabiliyordu, sölesene ama. yandaki o renkli şeyler yorum kutusuna girilmesine izin vermiyordu ki ama yaa :)
Şükran dedi ki…
ıhım ıhhmm şöyle aktarayım efem,sen bunun bildirimini bana yaptıktan sonraki ilk izinimde sayfa genişliğini ayarladım.yani önceden geniş tutmuştum şimdi daralttım hepsi bu kadarcık ;-)
ve tatataaaammm oluverdi işte böyle ! ;)
Mutlu Eller dedi ki…
Tebrikler!!!! Umarım bir gün ben de seni sahnede izleyebilirim.
Ruhsuz Atmaca dedi ki…
Uyku haliyle gelmiş samimi yazı :)))
Şükran dedi ki…
Teşekkür ederim .evet öyle anlasiliyor.:))

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

'21 Aralık Blog Coşması

Herkese merhaba, İyisiniz hoşsunuz afiyettesiniz inşallah. Günlerden bu yana 21 Aralık furyası sürüp gidiyordu.O da bitti gitti.Maya takivimine göre on yıl önce de kıyamet oluyordu zaten.Yine bir şey olmadı.Delinin biri kuyuya bir taş attı ,medya da bunu alladı dalladı süsledi püsledi bir alamet-i farika şekline dönüştürdü. Aklıma şimdi Hüseyin Rahmi Gürpınar geldi Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç.Bilen bilir kuyruklu yıldızın  günlük hayatta insanların arasında nasıl rivayetlere yol açtığını yansıtıyordu bu romanında, yazar. Aynı mesele, yine benzer konuşmalar arasında geçmiyor mu şimdi... Hay Allah ,hiç mi değişmeyiz kardeşim,hiç mi :) Bu arada Şirince'de şaraplar ucuzlamış  ve bu kez yerli turistler sarmış Şirince meydanını...Hani ilk Şirince etkilenecekti ya bu 21 Aralık kehanetinden:)    Ah bu Mayalar..Mayalarrrr...Neyse burdan hareketle bugünlerde dolaşan bir mimi yazmak istedim ben.Ebru'yu ziyaretim sırasında yorum yapıp seve seve bu mimi cevaplama kara