İlkokul yıllarımdan bu yana fotoğraflarımı derleyip topluyorum.Ne kadar değişmişim.İlkokulda 'cüce'diyorlardı bana.Şimdi gülüp geçiyorum.Çünkü şimdi tam tersiyim.Ne kadar çok değişmişim.Şimdi ki halim defterde bile yerini al madı.
Laf aramızda bir zamanlar kendimi pek de güzel bulmazdım ben.Ama yıllar geçtikçe ben değiştim,hayata duruşum değişti,çevremdeki insanlar bile değişti.
Bir baktım ki,geriye meğer ne çok basamak çıkmışım arkamda derin bir uçurum sanki...
Fotoğrafta da zaten ilkokul yıllarım,ortaokul yıllarım,lise günlerimdeki halim,konservatuar sınavı giriş halim,iş yaşamına giriş halim....Hepsi çınar yaprağının baskısında minyatür gibi kaldılar.
Cin Ali'lere bir ara çok taktım ben.Habire Cin Ali çeşitlemeleri yapıyordum ben. Sonra bir gün Cin Ali figürleriyle günlük uğraşılarımı yazdım,çizdim,boyadım.
Ne yaparım?Ne severim?Nerelere giderim?Ben demek hangi mekanlar demek?
Bu soruların yanıtını Cin Ali karikatürleriyle resmetttim defterime.
Bir dönem değil hatta uzun bir dönem kütüphanede çalıştım.Hem gönüllü hem çalışan olarak.Dewey sınıflandırmasını iyi bilir,kitapları tasniflerim.Bu işi abartıp kendi kitaplarım arasında da küçük bir teşkilat kurdum.Bu yüzden Cin Ali resimlerim arasında kütüphane rafı görünüyor.
Tam benlik bir cümle.Bu cümle Bir sinema filminin gazete ilan resmiydi.Görünce hemen panorama defterinde yerini aldı.Her insan bir film,her hayat bir film Biz bu insanları ve hayatı seviyoruz, bile denebilirdi hatta !!!
Tamam kabul ediyorum,günümüzde pek mektuplaşma kalmadı.Zarflar ancak fatura ya da banka bildirim ekstresi halinde geliyor adresimize .Ama ben bu geleneği yılda bir kez de olsa sürdürenlerden biriyim.
Mektup yazmayı severim.Mektup yolu beklemek de heyecanlı olur.Yazdığım mektup da öyle bir sayfa değildir.Yazdıkça yazasım gelir.İşte böyle özel bir anı da hemen defterimde yer alır.
İstanbul,Mersin yazışmaları...
Zaman zaman oturduğum cadde güzergahında karpostal satan üniversiteli arkadaşlar oluyor.
Neden bilmem alnımda mı yazıyor bilmem,şap diye yapışırlar hemen.Nerden biliyorlar karpostallara hayır diyemeyeceğimi..Alırım ben de ...
Monet daha çok doğayı resmeder ,severim bana biraz romantik bir sanatçı gibi gelir.
Monet bana gücenmesin ama ben laf aramızda Chagall,Matisse,Salvador Dali resimlerini beğeniyor,kendime daha yakın buluyorum.
D&R'a uğradığımda kitaplar ve dergiler dışında ayrılamadığım yer varsa o da Karpostal ve zarfların olduğu bölümdür...
Bir ara güzide şehrimizde Assortie mağazası açılmıştı.Aradığım herşeyi orda buluyordum.Biraz fiyatı tuzluydu ama allah var aldığım herşey içime siniyordu.İşte öyle bir alışverişte mor bir zarfın içinde faturayı içine iliştirivermişlerdi.Ben de ona böyle bir düzenleme yaptım.İçine de kuru bir gül koyup sarı gülün kontrast oluşturduğu kombinle soluk benizli fotoğrafımı böylece defterimde değerlendirmiştim.
Peki şimdi ne mi oldu mağazaya ; kapandı .Ben de o günden bu yana şehrimde bir başka büjiteri dükkanından alışveriş yapmadım onda yaptığım kadar. Kapandığında çok üzüldüğümü itiraf ediyorum !
TEGV'in biz gönüllülere verdiği mıkanatıslı çerçevelerin içindeki sıcak çocuk gülümsemeleri.İşte bu gülüşler için TEGV var ya :-))
Başta çöp biriktiriyor gibi görünen ben hayatıma anlam ,dokunuş katan her nesneyi,resmi,fotoğrafı ,cümleyi ,sayamadığım bir çok şeyi Panorama defterine saklıyorum.
Şimdi soruyorum :
Sizce Panaroma Defterinin 3.Bölümü yazılır mı blogda? İşte bunu bekleyip göreceksiniz!!
Hayatınıza anlam katan dokunuşların yüreğinize sıcaklık vermesi umuduyla...
Hey insanlık,
Ne öğrendimse senden öğrendim,
Şimdi bir çirkef yüzünden
sendeki nefesimi hiçe mi sayayım?
Yorumlar
:)
:)
:)