Ana içeriğe atla

1.kONUŞMA

her perşembe ve her cumartesi bugün planladığım bir etkinlik var demek istiyorum.Bugün şiir okumak için,öyküler okumak için ,bugün kaç aydan beri hazırlanmış olduğum tiyatro oyunu için....

Yelteniyorum saatler bulmaya,oyunum için kostümler bulmaya,oyunum için seninle afiş hazırlığı yapmaya..Para ayıracak oluyorum bir kenara ,afişlerin basımı için,bugün bir saat almak için,saatlerin tiktağına katlanabilmek için..Sen bilmezsin ben odamda saat tiktağını bile duymak istemem...
Oysa şimdi gözüm envai çeşit saatlerde...
günler haftalar geçiyor ,ama saatler geçmek bilmiyor.Oysa önceden saat nasıl geçerdi ,günler haftalar geçmeyi zor bilirdi !

Ne tersim ben değil mi ?
Sen gideli tersliğim daha bir belli olur oldu.Meğer bir heykeltraşın ellerinde de yontuluyormuşum !
Şair duyarlığın bu olsa gerek !

Önceden zaman yetmezdi.Her gün bir şeyler olurdu.Her gün ben de bir şey bulurdum.Evin yolunu bulmak için randevular verirdim.Şimdi ise iş dönüşü bir yerde tıngırdamak için fırsat kolluyorum.

Çayını özlüyorum.Sigaranı da özlüyorum.Sensiz içtiğim bir sigaranın tadı bile yok.
Bazen içim coşuyor.sana gelmek için,haykırmak için,ben anlatmadan senin beni anlatmanı bekleyerek,hayattan ve insanlardan,edindiğim iş tecrübelerinden gözlemlerimi anlatmak istiyorum.
Sonra aklıma geliyor yokluğun.vazgeçiyorum.eve gidiyorum.Canım dışarı çıkmak,arkadaşlarımla görüşmek istemiyor.

Çünkü seninle konuşuyorum,seninle,içimden ta derinlerden,beni bu şehirde bu hayatta anlayabilecek insanken.Bu kentte yalnızlığımı unutturacak tek kişiyken.Senin karşında yorulmadığımda....

kimse bu yazıma yorum yazmasa iyi.Çünkü herkes yorum yaptığında senin bu yazıyı popüler bulup okumayacağına inanıyorum...

Biliyorum sen benim blogumu okuyorsun ...

Yorumlar

Profösör dedi ki…
Altının değeri yere düşşe kaybolur mu hiç?
Onu gören yere eğilip de almıyorsa bir hiç!..
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
"Hayatta kimseyi değiştiremezsin
ve kimse için değişmemelisin!
Ne sen başkası için mecburi istikametsin;
ne de başkası senin için...
Yorma kendini;
bırak hayatına eşlik etmek isteyenler seninle gelsin" /Bukowski
Şükran dedi ki…
Profesör ve Shirin,
ne kadar anlamlı ve güzel sözler yazmışsınız,
sanki ben bu sözlerin hakkında kompozisyon yazmış siz de bu cümlelerimi karşılayan sözler söylemiş gibi...
güzel oldu çok güzel :)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

'21 Aralık Blog Coşması

Herkese merhaba, İyisiniz hoşsunuz afiyettesiniz inşallah. Günlerden bu yana 21 Aralık furyası sürüp gidiyordu.O da bitti gitti.Maya takivimine göre on yıl önce de kıyamet oluyordu zaten.Yine bir şey olmadı.Delinin biri kuyuya bir taş attı ,medya da bunu alladı dalladı süsledi püsledi bir alamet-i farika şekline dönüştürdü. Aklıma şimdi Hüseyin Rahmi Gürpınar geldi Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç.Bilen bilir kuyruklu yıldızın  günlük hayatta insanların arasında nasıl rivayetlere yol açtığını yansıtıyordu bu romanında, yazar. Aynı mesele, yine benzer konuşmalar arasında geçmiyor mu şimdi... Hay Allah ,hiç mi değişmeyiz kardeşim,hiç mi :) Bu arada Şirince'de şaraplar ucuzlamış  ve bu kez yerli turistler sarmış Şirince meydanını...Hani ilk Şirince etkilenecekti ya bu 21 Aralık kehanetinden:)    Ah bu Mayalar..Mayalarrrr...Neyse burdan hareketle bugünlerde dolaşan bir mimi yazmak istedim ben.Ebru'yu ziyaretim sırasında yorum yapıp seve seve bu mimi cevaplama kara