Ana içeriğe atla

Adını siz koyun

yaşadığınız acıdan,kayıptan dolayı özel bir insan olduğunuzu hissettiniz mi?
neden gitti diye ahlar vahlar edinip,
bir yandan canın çok yanıp...

sevdiğiniz ,benimsediğiniz,canınızın içi kabul edip sonra suistimal edildiğiniz için sustuğunuz,
günlerce ağlayıp zırladığınız,sizi anlayacak insanın artık geri dönmeyecek olmasına,
tek sigaranın ve çayın onunla keyifli olup onunla edebiyat,sanat,hayaller,insanlar,herşey ama herşey üzerine konuşup,o gittiğinde derin bir boşluk hissettiğiniz,
onu kaybederken bile duyduğunuz acıdan özel olduğunuzu
hissettiniz mi?

her defasında artık bu işi devam ettireceğim,benim de artık devamlı bir işim olacak,birikim yapıp hayallerime daha kolay erişeceğim,bu iş ortamım çok iyi sanırım bu kez tam oldu derken
sonra hayatınızın tepe taklak olduğunu görüp tekrar iş değişikliği yapıp kendini o işte ıspatlamaya çalışırken didindiğiniz,didinirken bile özel olduğunuzu hissettiniz mi?


hayatın ,senin hayallerine doğrudan değil de dolaylı olarak gerçekleştirmesine sebep olduğu için,dolaylı gerçekleştirirken de bazılarına göre daha çok kendini yetiştirdiğinde ve farklı olduğunu gördüğünde,seni kategorize etseler de ,canın çok yansa da,nazarlar değse de bir yerlerine,canın çok çok çok yansa da,
özel olduğunu hissettin mi bunları yaşadığınız için ?

küçük bir şehir senin ihtiyaçlarına karşılık vermiyorsa,
canın opera izlemek,bale izlemek,klasik müzik resitallerine gitmek,caz festivallerine katılmak,farklı sergi ve bienalleri görmek,sokak sanatinı görmek isteyip bir yandan bunları okuyup araştırıp,gitmiş kadar olmayıp ama gitmiş gibi bilgi sahibi olup kendi şehir insanının vizyonundan bir nebze sıyrılıp kendini bir yerde dünya vatandaşı gibi görüp ,hem o kısıtlılığı yaşayıp canın sıkılırken hem de ona ulaşmak için yaşadığın vehametin başarı mutluluğunu yaşamak...hem tezat hem özel hissetmek değil midir ?

ve daha bir çok şey sayabilirim...biliyorum içinizde birileri benim gibi düşünüyor,aynı olmasa da bazı noktalarda veya kendi durumlarında...

işte ben bu durumlarda hem canımı yakıp hem de kendimi özel hissettiğim oluyor ,

tıpkı keyif sanat kahvesin'deki dev adam hayatımdan bir ay önce çıkıp gittiğindeki hissettiğim gibi...
canım çok yanıyor ama onu tanıdıığım için de özel hissediyorum...

şimdi olsaydı yanımda bir çay koyardık.sigaramızı yakardık,
yanında cannetti,borges,ece ayhan tınıltıları...
bu yazı böyle sonucu olmadan asılı kalsın
ölümünü gördük,yazının sonucu şart değil ya.....

Ah senin hiçbir zaman okunmaya yakıştıramadığın şiirlerin...Oysa ne kadar güzeldir onlar.....

Keyif Adamı Ailesi

Ataol Behramoğlu şiirlerini okurken




Yorumlar

Profösör dedi ki…
Tarifini yapamadığın bir kavramın adını nasıl koyabilir iz ki! Bence yaşadığın süreçin sonucu dostluk olmalıydı. Çünkü dostluk sonsuz değerleri birlikte paylaşmaktır. Birbirini terketmek demek değildir.
Profösör dedi ki…
Tarifini yapamadığın bir kavramın adını nasıl koyabilir iz ki! Bence yaşadığın süreçin sonucu dostluk olmalıydı. Çünkü dostluk sonsuz değerleri birlikte paylaşmaktır. Birbirini terketmek demek değildir.
deeptone dedi ki…
hay allah. anladığım kaybettiğiniz oldu onu. başınız sağolsun. tüh ya.
Şükran dedi ki…
profesör,
bir tarifi,bir adı yok,öyle bir telaşım olmadı bu paylaşım hakkında.birşeyleri yaşıyoruz adlı veya adsız,sonrası hep belli,gidene bir şey olmuyor ;ama kalan ,kalmak bir bencillik bence....

deeptone,
teşekkür ederim...

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o