Ana içeriğe atla

.............................

Merhaba,

Günlerden beri yeni bir yayın yazmak için didindim.Ama ne yalan söyleyeyim bloga yazacak iç açıcı bir şeyler yazmak henüz içimden gelmiyor.
Garip bir içine kapanıklık var.Kendimi tanımlamakta,anlamakta zorluk çekiyorum.Haliyle bu halim bazen çevreme olumsuz yansıyor.Fena gelgitli durumlar anlayacağınız...
Kayıtlarda yayınlanmayı bekleyen bir kaç yazım daha var önceden.Ama paylaşmak bile içimden gelmiyor.
Ama işten ilk fırsat bulduğumda uzuuuuun süreden beri ziyaret etmediğim gözardı etmek durumunda olduğum bazı bloglara ziyarete gidip yorumlar bırakıyorum.Sayelerinde isigami öğreniyor,Anne Ben Barbar mıyım bienaline gitmiş gibi oluyor ordan ver elini Londra demiş gibi gezilere çıkıyorum oturduğum yerde.Ve uzuuuuun süreden beri ara verdiğim öykülerime dönüş yaptım.Artık hergün kısa öyküler yazma çalışmaları yapıyorum....Belki birilerini yanımda hissetmek,hatırlarını yaşamak için kimbilir...Belki'si fazla ,öyle....
bu sırada blog ziyaretleri sırasında Betûl Mardin'i okuyorum.Buyrun siz de okuyabilirsiniz,herkese lazım!
KEndimi bazen saçma sapan espriler yaparken buluyorum.Telefonda da soruyorlar :
-Sen bir şey mi içtin ?
-Yooo
-ne bileyim,bir tuhaf konuşuyorsun?
(Bu arada karşıdaki şahsın ağzı yamulmuş,tek kaşı havaya kalkmış,bir eli saçında kaşınıyordur)
Öyle çok çalışmak istiyorum ki ,bir şey düşünecek,bir şeyin yokluğunu hissedecek zamanım bile olmasın.Tabiri caizse başımı kaşıyacak vaktim olmasın!

Sonra pek bir uykucu oldum bu aralar.
keşfettiğim de bazı müzikler var .

Sonra arada Edith Piaf ,Dvorak Yeni Dünya senfonisi,Mozart'ın Zaide'si,sonra Tchaikovsky -Scene Black Swan,Giazotti-Adagio takip ediyor.
bu son günlerde Ferhat Göçer'in son şarkısı Yarabbim şarkısı da hoşuma gitmedi değil.Pek sevmem aslında ama bu şarkının sevgi voltajı yüksek.Ama bir süre sonra o da sıktı beni.
Ki,ben şarkıları çok dinledikçe bağlanırım.Bazısından soğudum mu tam soğuyorum.Onları çok dinlemeye gelmiyor.
Bu şarkıyı günlerden beri belki dinlediğim 1000i bile geçti.Telefonumda,bilgisayarımda,zihnimde  hep bu şarkı :)
Sanki bana O'nun hediyesi....
Öyle işte,
başka diyeceğim bir şey yok....

Yorumlar

semmma dedi ki…
ben de aynı moddayım.. uyuyayım, o arada beynimle ellerim işbirliği yapıp bloğa postlar girsin, hayat aksın, çok şey düzelsin ama ben uyuyayım istiyorum. arada ne idüğü belirsiz saçmalamalar, sonrasında beynimin varlığını kanıtlamamı gerektirecek espriler, çevremdekilerden "ne diyon sen değişik" tepkileri.. ne yazasım var, ne bloğa girip bakasım. havadandır, dimi? bence havadan..
Şükran dedi ki…
havadan havadan tabi ;)
Mutlu Eller dedi ki…
Havayı suçlama yahu! Sana gelmişler biraz hepsi bu:)
Geçer, hepimize olur bazen:) Gel sen bizim bloglarda gezin, başak şeyler düşün, kafan rahatlasın...
Şükran dedi ki…
evet Semi,
bana gelenler geldi,
modumu değiştirip önümüzdeki günlerde yayın akışını değiştiriyorum :)
Unknown dedi ki…
extravaganza sonrası kaybettiklerim ulaşamadıklarım var sankı kayıplar eksiklik hissettirir şu aralar eksiğimm...
Şükran dedi ki…
Merhaba İzleten Adam,
Extravaganza'da olduğuna göre Herbalife içinde olduğunu düşünüyorum.

kaybettiklerin,ulaşamadıkların hakkında ne söyleyeceğimi bilemedim ama eksiklikler hayatımızda hep var ,arkadaşım....
Unknown dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Unknown dedi ki…
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
sıkma canını şükran.. zaman zaman böyle ruh halleri pek çoğumuzu ziyaret eder.fazla kalmasına izin vermemek gerek..:) bir an önce yol vermek gerek. gitsin uzaklaşsın..
deeptone dedi ki…
neyse bak mime neşelendin işteeee.
:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o