Ana içeriğe atla

Önce Cızzzz Sonra Cazzzz

Sakar mıyım ben acaba?
Ya ayağımı çarparım.Ya parmağımı çarparım.Başımı hep bir yerlere vururum.Birden parmağım bir şey kanar. Ya banyoda kayarım ya da bir şeyler batar.
Kardeşim de abim de çok yaramazlardı.Yapmadıkları muzurluk kalmazdı.Onlara bir şey olmadı.Ama bana...üüüfff !
Biri bana iyi bir şey dese bakarsın iki dakikada ben dağılmışımdır.
Olası başka bir ev kazası vehameti oluşturmamak için çaba sarfediyorum,inanın.Çünkü sabah bile bir oturdum benim gardrobun içine -şimdi ne işin var,orası mı kaldı oturacak derseniz,tipik ben ,evet orada oturmayı seviyorum-bir baktım el serçe parmağım kesilmiş,kanıyor.Hayır kesilmiş ve ben hatırlamıyorum nerde olduğunu.Odamdayım ya,düşünün,nerde keseceğim! 
Allah Allah ne alıp veremediğim var şu serçe parmaklarıyla benim,manyak mıyım ben:))

Şimdi sağ ayağımın serçe parmağıyla ,sol elimin serçe parmağı ittifak oluşturdular.Çapraz kruoşe !
Diğerlerini sakınıyoruz,çöp batmaz inşallah:))

Fedon'u dinliyorum şimdi.Bu şarkıları dinleyince yaz günleri ve aşk geliyor aklıma.Bizimkinin ise maşallahı var.Ne aramalar ne aramalar artık bir göreceksiniz!...Gerçek değil tabi sesini duyan arafta mı alır bilmem ! Nerden Fedon dinledim ben seni !
                                                 
                                               Aşığınım !
  
Hafta sonu internette  istanbul'da bebek tarafında otel bakınırken bir baktım JazzHotel!
İlgimi çekti,baktım.Ben cazı dinlemeyi severim.Oteli inceledim-tabi ışınlandım hemen ben oraya!-çok hoşuma gitti.İstanbul'a gittiğimde gezi için,orada kalmak istiyorum.Neyse ,nereye getireceğim lafı.Bu otel ayın sanatçısı diye müzisyenlere yer veriyorlar.NE gördüm biliyor musunuz,
yurdumuzun ne kadar nadide piyanist müzisyenleri,caz müzisyenleri varmışşş! Utandım kendi adıma.Sonra da mutluluk duydum.Bak tanışmıştım işt! Nerden nereyeeeee değil mi ?

 
Sonra sosyal medyadan da inceledim biraz .Araştırdıkça adını bilmediğimiz müzisyenlerin ne çok olduğunu gördüm.

 
                                           İstanbul Kültür Caz Festivalinden bir görüntü 

    





Amatör Caz Müzisyenleri Festivalinden görüntü.

Tabi daha var.Mesela Kerem Görsev.Zaten onu tanıyorsunuz.Ben zaten Türklerden bir onu biliyordum cazcı. Onu dinlerdim.
Caz demişken Göksel'in sesini de caz müziğine yakıştırırım hep nedense.The Moody Blues ise benim için bir başkadır hani.
Sonra işte cazın tarihçesi şu bu derken caz müziğinin de çok geniş bir alanı olduğunu gördüm.Bu konuda daha çok bilgi sahibi olmak için,dinlemek istediğim için,bahaneyle araştırmış olurum diye de bir kulüp kurdum ben.

içinizde ilgi duyan varsa seve seve kulübe katılabilir.Sadece caz müziği içeriklidir.
Profesyonel değilim.İddialı değilim.Ama araştırmacı huyuma ve caz müziğindeki sevgime güveniyorum.
ister sosyal amaç deyin,ister entel kuntin deyin,
İçimden böyle geldi :-))

Saksafon çalmak kolay mı ki acep,öğrensem ne güzel olur ;hihihi:-))

Seviyorum sizi,ışıkla kalın olur mu ;)




Yorumlar

Unknown dedi ki…
merhaba canım blogumda bi çekiliş var senide beklerim :)
Şükran dedi ki…
merhabalar Eda,
nazik teklifin için teşekkür ederim.Hediye çekilişi yapmadığım gibi katılmıyorum da.
sevgiyle kal...
Unknown dedi ki…
jazz klubüne ben de katılıyorum.çok aktif bir katılımcı olamam her zamanki gibi ama ben de zaman zaman dinlerim:)ve istanbula beraber gitsek ne güzel olur...
bu arada bir sevgilin mi var ben mi yanlış anladım?:)
Şükran dedi ki…
Sevgili Ebru,
gel tabi,
Dinlemek için gel:)Sen de bir isim duyarsan ismini söyle ben araştırmasını seve seve yaparım.
Amaç yeni yetenekleri de ,popüler olmayanları da,bu konuyla ilgilen müzisyenleri tanımak zaten.
Ah o hele o jazzhotel çok içimi gıdıkladı be ebrrruuu,harika olur;belki bir gün gideriz ha...ne güzel olurrr!
şu an herşey karmaşık.Kasıma kadar zamana bıraksak iyi olur kanaatindeyim:)
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
müzikler çok hoş..dinlendirici..
sayende cazcı olacaz..:)
çok dinlemsemde seviyorum cazı..:)
küçükken bende çok yaramazdım. çok yaralanırdım..:)
bu arada tekrar geçmiş olsun.. bir an önce iyileşirsin inşallah..
deeptone dedi ki…
ohoooo ne cazcılarmış var tabii.
kerem tuna onlar var evet.
çok var çok.
ilhan erşahini de keşfedebilirsin.
imer demirer.
filan işte.

bi de sakin ol yaaa, yavaş hareket etsene.
:)
Şükran dedi ki…
benim de caz hakkında bilgim aman da aman değil shirin;ama sevdiğim bir şey hakkında bilgi toplamak hoşuma giidyor.beğendiğine sevindim.
Çok nazik bir insansın gerçekten.Çok teşekkür ederim yanımda olduğun için:)
Şükran dedi ki…
deep,
iyi ki yazdın bak,ben onları da kulüpte konuk sanatçı(!)alırım:)

Bilmiyorum artık hızlı hareket etmekten mi:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o