Ana içeriğe atla

Nasıl Kitap Okurum Ben?

Selam dostlar,
Geçtiğimiz hafta hem Sade Ve Derin dünyasıyla Deeptone hem de Bir Sırrım Var Ebru tarafından mimlenmiştim.Yoğun geçen bir sürecin ardından bir boş vakit bulabildim sonunda ve geldim.

Mimin konusu şu :
Nasıl kitap okurum ?

Ben yapana dek çoığu blogger arkadaşım bir şekilde mimlenmiş ama ben de bu mimi Dönence,Mahalle Dayısı,Nevrotik ve Miss Eliane ve Semi Mutlu Eller'e paslıyorum.

Bugüne kadar sayfamdan beni takip edenler biliyor.Kitap okuma konusunda biraz hassasiyetim var.Buna benzer bir kaç soru sorulduğunda ucundan kıyısından cevap vermiştim.Yalnız bu mim ,kitap okuyuşumuzu daha çok irdeliyor.

Nasıl kitap okuduğum kitabına ,yazarına ve türüne göre değişiyor.
Akademik,mesleki tiyatroyla ,yazı yazmayla ilgili olunca zihnimin en açık olduğu saatlerde sabah ve öğle vakitlerinde okuyorum.Karnım aç olmayacak.Yanımda bir su ,bir kahve ,bir çikolata veya mentollü şeker olacak.Çünkü bu tür kitapları okurken tüm hücrelerim açık olduğundan ,dikkatimi yoğunlaştırdığım için dikkat toplayıcı ,el oyalayıcı,kan şekerini düşürmeyecek yiyeceklerin olması tercihimdir.Bazen yemem bile ama yanımda ne olur ne olmazdır.

Felsefe gibi davranış bilimlerine yakın sosyal bilime açık kitapları not ala ala ,okuduklarımdan çıkardığım fikir ve anlamlarla,yazılarla defterime kaydederim.Sade bir kahve çok iyi gidiyor bu arada ,biraz grissiniyle.

Şiir kitaplarını ,kısa öykü kitaplarını akşam yatmadan okumayı tercih ederim.
heyecanlı soluk soluğa kitapları okurken yanımda sadece su olsun yeter.Bunları gündüz okumayı tercih ederim.Çünkü bu tür kitaplar akşam yatmadan önce okunursa bir bölüm daha derken gece geç yatmanıza sebep oluyor.
Gece yatmadan olumsuz şeyler okumak istemem ben.Çünkü ben kolay etkilenen bir insan olduğum için depresif yazıları o saatte okumak istemem.
Eğer kütüphaneden yemek tarifleri,pasta tarifleri aldıysam onu da açlıkla tokluk arasında okurum.
İçsel yolculuk ve gelişim için yazılan kısa kısa,bölümlü kitapları da yoğun çalıştığım günlerde çantama koyar öyle okurum.Her bir beklemede bir bölüm mantığına istinaden.

Kitaplarımın sayfasını kıvırmam.Aldığım günün tarihini,nerden aldıysam onu ve ismimi yazarım.Tek bir zerresini bile karalamam.Kıvırmam.Şeffaf bir pvc ile kaplarım.Çoğu kitabımın arasında not kağıdım olur .Sayfasını yazarım.Ki,orda beni etkileyen satırı sonra defterime kaydedebileyim diye.Daha olmadı ,telefonuma yazarım.Yanına çok küçük belli belirsiz nokta koyarım.

Tiyatro veya felsefe ile ilgili kitapları klasik müzik ile okumayı severim.Tarihi kitaplar okuyyorsam ve daha ağır kitaplar sessizliği tercih ederim.Şiir ve hikayelerde de sessizlik tercihimdir.Onun dışında hafif ,okunması kolay kitaplarda davul da çalsa hiç tınlamam.

Bazı kitapları sesli okumayı tercih ederim.İşte o zaman evde veya dışarda tek başına olmam gerekiyor.
Bazı kitaplarla da iletişim kuruyormuşum gibi hissediyorum.Onun sorduklarına cevap veriyor gibi veya onunla kavga ediyormuşum gibi.O zaman da sesli sesli kendi kendime düşünür konuşurum.İtiraf ediyorum,bu daha çok oluyor.Sanırım ben birazcık deliyim:-))

Öneceden nerde ,ne tür olursa olsun her kitabı her yerde ,gece yattıktan sonra bile annemler kızsa da okurdum.Şimdi ise çeşit çeşit icatlarımız çıkıyor.

Hey Allahım,sen nelere kâdirsin!!! 

Yorumlar

Dönence dedi ki…
kitap okumak hiç bu kadar zor olmamıştır :) Şartlar oluşacak sonra o şartlara uygun kitap bulunacak...
Unknown dedi ki…
Senin gibi kitapları gruplandırıp da farklı farklı şekillerde okuyanı ilk kez görüyorum! Ama ne demişler, her yiğidin yoğurt yiğişi farklıdır :)
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
pek çok ortak şey var.. :))
kaplamayı bende yapardım eskiden epeydir yapmıyorum.
farklı olarak,
kalem veya fosforlu kalemle ilgimi çeken yerlerin altını çizerim. kitabın sonuna bitirdiğim tarihi de not düşerim.
birazcık deli olmak iyidir.. :)
hangimiz değiliz ki:)
deeptone dedi ki…
keyifle dikkatle okudum.
kitap okuma törenlerin pek hoş ve ayrıntılı.
:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o