Ana içeriğe atla

Bugün...

Sabah ufak çaplı bir blog gezisine çıktım.Ufak çaplı diyorum çünkü daha ziyaret edeceğim birçok blog var.

neyse sabahleyin gezinirken Festigan'ın Muz kızartmasını okudum.Uzun süre böyle değişik tarifleri üretmediğimi düşündüm.Zaten uzun süre oldu mutfağa da geçmedim.

nasıl istedi canım o an mutfağa geçmek...hani o an Dedeman'da aşçılık verseler öyle hırsla saldıracaktım.Cilt bakımı yapma hevesim birden söndü.Ben mutfağa geçmek istiyoruuuuum !

işimden,sorumluluklarımdan şikayetim bir dirhem yok.Ama şöyle kafam halim selimken evde de kimsecikler yokken bir tarif uygulamak istiyorum.Öyle tarife bak ,yap değil basbayağı kendi tasarımım olsun diyorum...Bugünlerde üretici etkisi olan bir gezegen üzerimde dolanıyor herhalde..dikkat edeyim de başıma düşmesin...

Bir de dikiş dikesim var..Geçen gün bir butikte salaş ve oldukça stil duran bir tuniği kendim dikme arzum uyandı.

Ha bir de tepinmek arzusu var ama merak etmeyin şiddet dolu tepinmek değil aşırı enerjinin üzerime sirayet etmesinden kaynaklanan bir dans edinme gurusu...

Şimdi bu istekler ruhumda canlandı,canım çok çekiyor ya..Biliniz en yakın zamanda bunlar tek tek yapılacaktır.Artık size gösterir miyim bilmem.Anlatması iyi de fotoğraf çekmeye üşeniyorum iyi mi:))

 bugün saçmalamak istedim.İçimden yazmak geldi.Ne yazsam diye düşünmedim...Direkt yazdım böyle.


Yorumlar

Mahalle Dayısı! dedi ki…
Üretme isteği sarmış bedenini bu aralar kaçmadan birşeyler üret bari:)
Dönence dedi ki…
Yeni bir Einstain mi doğuyor yoksa :)
Sanselize Bulvari adi altinda ne guzel bir hosgeldin yazisi paylasmissiniz..Blogunuza festigandan geldim:)) ve guzel sevimli icinizden geldigi gibi bir paylasim yapmissiniz bugun..sevdim:)
Unknown dedi ki…
Sen üşenme de resim çek bakalım neler yapacaksın çok merak ediyorum :)
Şükran dedi ki…
Mahalle Dayısı,
kaçmaz kaçmaz merak etme.Şu günlerde biraz eselmek için iki satır yazıp,okuyup kaçma lüksünü ancak yaşıyorum.biter bitmez bu fırtına hemen sarılacağım alimallah:-))

Dönence,
Ben mi ?Einstein bir de ? ben kendim olmayı yeğliyorum:)zaman zaman böyle canım istiyor işte:)

Dostbahçesindenlezzetler,
iyi ki geldin,hoşgeldin,ne sıcak bir yorumdu böyle,gözüm gönlüm açıldı gerçekten:)

Denizin yıldızı,
hele bir fırsatını bulayım.Yapayım.Üşenmeyip fotoğrafını çekmeye çalışacağım:))
deeptone dedi ki…
mimin vaar.
:)
konusu da güzel.
:)
Unknown dedi ki…
çok merak ettim neler yaptığını.bazen böyle üretkenlik patlaması geliyor insana ve güzel şeyler çıkıyor gerçekten.
bu arada mimin var canım:)
Şükran dedi ki…
en yakın vakit senin ve deep'in mimini cevaplamak arzusundayım...
sevgilerimle...:-))
gooogoook dedi ki…
Öyle ruhun kıpır kıpır olduğu zamanlar olur... olur öyle şeyler;) ama hiç birinin kuyruğunun birbirine değip değmemesi önemli değil, benim de çok zamanlarım geçer böyle. Ama birşeyler üretilmiş olursa da mutlaka tanıklık etmek ister bu bulvar sakinleri;) bilesiniz, merakla bekleriz.. sevgiler.

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o