Ana içeriğe atla

İncelikler yüzünden

Çok şey yazdım.Sildim.Bu dördüncü olacak.
Uzun cümlelerimin hasılı 

İncemiydik kaba mıydık,görgülü müydük bilmem önceden 
görgümüz gitmiş,
              inceliğimiz gitmiş,
                          incelik yüzünden hep incitilmişiz...
                                                                     incinmişiz...

hepimiz insan doğuyoruz ama insan ölüyor muyuz ,bilinmez 
hakkın,adaletin,hoşgörünün,bilgeliğin,dürüstlüğün sözlerde,
                                   sosyal medya duvarında profil süsleyen sözler olduğunu görüyoruz,

Masa başı insanlar olmaya özendik,
masa başı insanlar olmak için düşüncemizi,hürriyetimizi,duygularımızı takas ettik 
Koltuklar önemli sayıldı hep devlette,bürokside 
Bazı ülkelerden iyiydik ,bazı ülkelerden geri....

Bu ülkede kim eğitimin,sanatın ekonomiden siyasetten önemsiz olduğunu söylüyorsa o aslında onların daha önemli olduğunu bildiği için söylemiyordur...

Bugün geldiğimiz nokta incitilmişlik...bir kültür yobazlığından ,özenmişliğinden,bir sanat merkezinin otopark ve AVM olmasından anlıyoruz...
Otoparkların çoğalıp çoğaldığı halde otomobillerimizi sığdıramadığımız toplumdan,okul bahçelerinin çoğunu işgal eden çocukların oyun oynama alanını gasp eden tüketim toplumundan,müzik beden dersinde fazladan matematik dersi yaptırmayı kâr bilen ebeveyn ve öğretmenin anlayışından,çocuklara her gün 2 saat etinlik verdirecek gönüllünün sertifika ve not alma çabasından,Erkek çocukları deyince paşa deyip çıplak çıplak gezdirilmesi ,aslan oğlum denilmesi ,kız olunca 'ört ayıptır' diyen bir toplum geliştiğini mi düşünüyor ?



   



Yorumlar

Mutlu Eller dedi ki…
Gelişmek mi?!
Asla!!!! Ne yazık ki asla öyle düşünmüyorum.
İçi boşaltılmış insanlar topluluğuna döndük, döndürüldük. Üstelik asıl tuhaf karşıladığım, bu sürecin son derece "muhafazakar", manevi değerlere sahip çıkan(!) birileri tarafından yönetildiği. Bilinçli bir şekilde...
Şükran dedi ki…
Demek istediklerimi ne güzel tanımlamışsın.Al benden de o kadar arkadaşım !
Tam da bu akşam da konumuz işi boşaltılmış,makineleşmiş insanlar topluluğuydu.Bak şimdi sanki sohbetimiz sırasında varmışsın gibi hissettim şimdi:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o...

Guguk Kuşu'ndan Uyanış'a

Gecenin kör vaktinde fikirlerim üşengençliğimin esiri olmadan fırından yeni çıkmış bir simiti ağzımda erimesini bekler gibi yazıyorum buraya.Taze ve çıtır çıtır etkisini kaybetmeden.Çünkü soğuyunca aynı keyfi almıyor insan.Çay, kahve, çorba nasıl sıcak içilmeliyse öyle de yazılmalı yeni bir sinema filminin tadı. Ben filmi uzun uzadıya anlatmayı pek sevmem aslında.Anlattıklarım  filmin müzikleri ,karakterleri ve oyunculukları ve konunun nasıl ustalıkla işlendiğidir ,beni ne derece etkilediği ve bende neler uyandırdığıdır. Henri Carter Bress fotoğrafı İnsanları severim.İnsanları izlemeyi çok severim.İnsanları yürürken kulağımdaki soundtrack müzikle izlemeyi severim.Alışveriş merkezinin cam kenarına oturup bilgisayarımı masaya koyup hem yazı yazmasını hem insanları izlemesini severim.Bu yüzden fotoğraf gerçek gelir bana.Tiyatro ayrı büyü .Sinema ise ayrı bir beyaz cam büyüsü.Karakter ve durum sinemaları ise bir o kadar etkiler ve büyüler beni.Bu sebepten olacak ;ben ...

Anitta'nın Laneti

KENDİME YAZILAR: Matematikte Sondan İkinciymişiz : Türkiye’ye bir açık oturumda konuşma yapmak üzere gelmiş olan Nobel ekonomi ödüllü matematikçi John Nash, Türkiye’nin matematik bilgisinde... http://www.mutlueller.com  bloğunda yeni gelişmelerini takip ederken Mahfi Eğilmez'in sitesine rast geldim.Doğrusu Semi'nin bloğuna ne zaman uğrasam öğreneceğim mutlaka bir şeyler bulunuyor.Bu yüzden kendisi en sık takip ettiğim blogger arkadaşlarımın arasına girdi. Ordan hareketle Mahfi Eğilmez'in matematikle ilgili yazısını okudum. Mahfi Eğilmez de zaten sık takip ettiğim bir yazar.Kendisi ekonomist dışında tarihle de yakından ilgileniyor.Özellikle Hititlerle ilgili yazdığı Anitta'nın Laneti adlı kitabını okuduğumda Hititlerin şimdiki türklerin yaşayışıyla birebir örtüştüğünü gördüm.Yemekleri,kültürü ,ekonomisinin şimdiki yaşayışımıza benzerliği bende hayret uyandırmıştı.Önceden bu tür tarihe ilgi duymayan ben artık eski çağların medeniyetleriyle de yakın ilgilenir oldum.Y...