Ana içeriğe atla

mektup

sevgili talat abi,
seninle konuşmaya geldim bugün.aslında ne diyeceğimi bilmiyorum.susumaya alışmışım ki.bir şey söylesem devamını getirir misin modundayım.benden çok senin konuşmanı istiyorum.beni senin anlatmanı istiyorum.çünkü en çok sen benim yerime daha iyi konuşabiliyorsun.Anlatabiliyor muyum!
dışarıdaki bir çok insan anlatmaya pek hevesli,izin verip vermememin onlar için bir mantığı yok.herkes teselli veriyor.herkes nasihat.ama kimse gerçekten beni anlamıyor.hahaha ergen gibi konuştum.yaşım otuza geldi be,ne ergenliği be abi!
çok mücadele veriyorum.canımın çok yandığı oldu ama her defasında başka bir acıyor be abi.bir acı bir acıma uymuyor.bir halimin halime uymadığı gibi.aslında böyle anlarda da gelmezdim sana.sadece bir kere geldim.gülümsedin.bana "AŞIK OL" dedin.Aşık mı olduğumu düşünmüyorum ama feleğimi şaşırdığım kesin.
hele de dolandırılışımın kuyruk acısı ,abim diye sevdiğim insanların usta bir yalancıve sahtekar olduğunu öğrenince büyük hayal kırıklığı yaşayan ben tam düzelirken oldu.tam klabimdeki ve aklımdaki kişiyi buldum derken küt diye o da beni yeryüzüne indirmesin zeplin hızıyla.bir den bir kez daha nevrim döndü.
bir ara yine ayağım sana doğru döndü.kaldım caddenin ortasında.bir öksürük nöbeti tuttu beni.nefessiz kaldım.bir allahın kulu da neyin var demedi.ölüme 2.yakın oluşum.ürktüm.ya şimdi ölürsem! oysa ben ölümümü böyle hayal etmiyordum.80-90 yaş görmeye umudum yok ama sahnede herkes rol yaptığımı sansındı.isterim ki "bu kadın şimdiye kadar düşünülmeyi yapılmayanı yaptı"çok övgü beklemem öyle adıma heykeller olsun falan da.sadece bir fark olsun.şu hayatta bir dikili ağacım olsun.
isterse hayatımda evlilik olmasın.ama sevip sevildiğimi bileyim.arkadaşım olsun.ama yanımda olduğunu hissedeyim.
çok param olsun istemem ama hayatımı idame ettirecek ,paylaşacak kadar olsun.
ve senin gibi ŞÜKRAN SAHNESİ olsun.sen benim için hayaller kuran güzel insan,
her defasında canım farklı yanıyor diyorum ya bu kez bir başka acıyor be abi.gören diyor ki bir psikiyatrise mi gitsen ,ilaç demiyorum bak !diyorlar.çünkü depresyon ilaçlarına karşı ,ve doktorun tüm verdiği ilaçları klozete kırıp atmış kişiyim.
doktora her gittiğimde kötü bir şey çıksın.uyutsunlar.sonra toparlarım.sonra savaşırım diye dua ettiğim çok oldu.sanırım bu dünyada yiyecek lokmam var.birilerinin bana ihtiyacı var.en çok da annemin var.yoksa artık beni farkedeceklerini düşünmüyorum.hayır hayır talat abi,hiç bir yorum yapma bu kez.lütfen.bırak beni.bu kez eteğimde ne taş varsa dökeyim.boğuluyorum.
kendimi ilk defa başarısız hissediyroum.asalak gibi.kimseye yardımım olmuyor.
geçen gün ne yaptım bak bir dinle ,
markete gidersin.abur cubur ,dergi canım ne istiyorsa aldım.sonra kasaya geldim.kredi kartını uzattım.kart geçersiz dedi.eksik bakiye.bankaya kızdım.sonra bazılarını seçtim.onları geçirdim.eksik bakiye dedi.tavır yaptım.banka dedim geçen gün de böyle yaptı,dedim.nasıl bri tavır nasıl bir tavır.
oysa biliyordum ya geçerse diye küçük bir ihtimal.bu kadar hesapsız gitmemiştim.ne olacağını bekliyordum ki!
ama iyi rol yaptım. kızın artık kafasında eksik bakiye diye acınacak bir halde olmaktansa bankanın da olabilir diye 2.bir bakış açısı oldu.uzun süre sahnede olmayışım formdan kaybettirmemiş.yırttık :-)
diğer taraftan her zaman keşke böyle yapabilsem.işte o konuda rol yapabilen biri değilim.seviyorken sevmiyor gibi,bağlanırken bağlanmıyor gibi,güvenirken güvenmiş gibi güçsüzken güçlü gibi içimde saç varken tilki gibi dolanamıyorum.hele de annem beni doğrucu davut doğurmuş.kendim hakkında hiç yalan söyleyemiyorum.
bugün gözlüğümü kırdım.bir camı tuzla buz oldu bir sapı ayrık diğer sapı da öyle.hippi yaşamaya karar verdim bu ay.cepte metelik yok.kartta bakiye yok.ekmek bulamazsak pasta yeriz kek çırpar.maria antoınette kulakların çınım çınım çınlasın emi!
adamın biri hepiniz geri zekalısınız dedi.nereme dokunduysa artık.adama laf anlatamadım.sinir oldum.bir de tabi sabahtan onu gördüm.aman bahane işte.gözlüğü nasıl kırdım kulaklığı nasıl bıraktım bilmiyorum.takım liderinden tut süpervizörüne çağırdı.kibar bir uyarı aldım.
sana bir şey diyeyim mi,
perma yaptırmanın bedeli ...tl
kitabın bedeli .... tl
aldığın hediyelerin bedeli .... tl
yaşadığın hezeyan ce can acıntısı paha biçilemez!

hah dedim manyak, üzüntünü aşıcan diye harcadığın her para burnundan geliyor şimdi.en yakın zamanda kredi kartı kapanır.kimsenin ruhu duymaz.ben de hepsini kapatır.kliniğe yatar temiz hava alır.işte o zaman hayrını görürüm.
sonra o süre zarfında ne düşündüm:
-ne istiyorsun sen?
-istemediğin ne ?
-önceliğin ne?
-öncelikle kendini iyileştirmelisin yoksa kurtulmalısın.
-eksiği ne
fazlası ne

aslında az kaldı biliyor musun kendi sahnemi kurmaya.bir gün aklıma şu ne olacak diye kaygı düşüyor.bir bakıyorum ertesi gün cevap geliyor ya da o tedirginliğim kalmıyor.o yüzden istediğim güzel günlerin geleceğine inanıyorum.yeni sıkıntılara göğüs gereceğim ruh halindeyken düzelecek.başaracağım.ama öncelik ruh sağlığımı tedavi etmek istiyorum.ne yapmam gerekiyorsa o olacak.

siz oraya boşuna gitmediniz.burdayken yetişemediğiniz kollar bugüm omzuma daha rahat erişiyor.

Yorumlar

deeptone dedi ki…
heeey iyimisin yaaaa :) ankaranın dikmeni diye bi dizi var. ordabi şarkı var. "her yer şanzelize" diye. hep sen aklıma geliyon kii :)
Şükran dedi ki…
iyiyim deep ,demek ben geliyorum aklına,seviniyorum.aynı duygunun bende de olduğunu bil;)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o