Ana içeriğe atla

Hayat Bu Ya,


Falling Apart: Monika Serkowska Fotoğraf
hani yıllar geçtikçe insan sertleşir ya,
hani daha dayanıklı olur.
ben daha hassaslaşıyorum,
başkalarının yanından sesimin kırılmasından nefret ediyorum,
sulugözlü,nazenin,çıtkırıldım kızlar gibi,ne o öyle !
bu kadar hassas olmak zorunda değilim !!!

*****
bir çıkar yol arıyorum gerçekten,yoksa burada anlatacağım süper bilgiler vereceğim iş dünyam hakkında.Ne var ki elim kolum bağlı,dudaklarım mühürlü ! :)

bir de benim nedense bir işte tutunamamak gibi bir durumum yok.

Bu hayattaki okul anlayışı,eğitim anlayışı,iş dünyası benim zihinime göre ters !

***
Bu düzen bana Mıchael Ende'nin Momo kitabını aklıma getiriyor.fantastik bir felsefi romandır.
Sonra Antoine De Saint Exupery'nin Küçük Prens'i.sonra Georges Pulitzer'in Felsefenin Başlangıç İlkeleri'ni sayabilirim başta.bu örnekler çoğalabilir tabi. Sonra Elias Canetti -Körleşme'deki Prof.Kien...
hani bazen biri bu hayata ters bir cümle söyler.yadırgarız başta.Aslında yadırgadığımız işimize gelmediğindendir.

****
geçen gün sorguladım kendimi.Başkalarını da düşündüm.
Kendi hayatımızı mı yaşıyorduk yoksa onaylanma duygusu muydu ,yaranmak için mi yaşıyorduk,
bir kanı yerleşmiş toplumda "çoğu insan sevdiği işi yapmıyor ki "
toplumda çoğu kadın çocuk sahibi olmak için evleniyor.Ne kadar acı değil mi aslında !
İnsanlar seni dürüst bulduğunda düşüncelerin için "adamsın" diyorlar.
kanıksamışız bazı şeyleri.Çok normal geliyor.İnsanlar mekanikleşmiş mesela.İnce dokunuşlar ortadan kalkmış.
-Neden?
-E öyle zaten !



insanlar sağlığı için sigortalı işe giriyorlar.ama hayatını riske atacak işe yöneliyorlar.Sağlığı için girdiği işe sağlığını kaybederek çıkıyor.Sağlığı için girdiği işe,geleceğini düşünerek girdiği işi çile görenler çok.
herkes hayatı zorlaştırmak zorunda değil elbette.
ben mesela bana göre daha basit ve pratik düşünen bir insanın bana uyacağını düşünüyorum.Çünkü biliyorum ,
Denge için zıtlıkların olması gerekli!

Sabah ezanında servisi bekliyor oluyorum eve 10 dk mesafede.Etrafta kimseler yok belediye görevlileri dışında.Geçen gün beyaz sevimli bir köpek,ben servisi bekleyene kadar benimle durdu,dolandı çevremde.Sonra bir ara endişelendim.Köpeğe "otur"dedim.Köpek bir sokak köpeğiydi.Konuştum ,dertleştim onunla.Sonra diz çöktü.ben servise binene kadar beni bekledi,izledi.
hani derler ya "köpek gibi azarladı "
YALAN !
Bir köpek kadar kalbimiz yok !

İnsanlığımı oturdum,Serviste düşündüm.Kulağımda Yaşar "kuşlar"şarkısını söylüyordu.

HAYVANLAR,ÇOCUKLAR,YAŞLILAR.....

Güzel ya gerçekten güzel....


Yorumlar

deeptone dedi ki…
ah ah ben de hep böle senin gibiyim yaaa.
:)

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o