Ana içeriğe atla

Hızı artırdık,Kimse Tutamaz artık bizi

Selam dostlar,
Bugünlerde pek uzak kaldım buralardan.Nasıl içim gidiyor bir bilseniz..ah bir bilseniz...

Tek boş anım yok desem.Kendime ayırdığım zamanları bazı işlerimin ucundan bucağından kırparak zorunlu işlerimi yapıyorum desem...

Tüm bu koşturmalar sırasında geçen gün çok fena üşüttüğüm için tüm kemiklerim nasıl ağrıdı o halimle bile nazlanamayıp koşturdum desem..
Kendimi acındırıyorum sanmayın...Durum bu çünkü...
Nasıl sıkıştım anlatamam.Facebook'a bile duyuru yapmak için giriyorum.O kaddar söylüyorum:))

Şubat ayında Ankara'da gözlüğümü kaybettiğimden beri daha yeni gözlük aldım.O vakite kadar uzağı görmeyen gözlerimle az buçuk idare ettim.Baktım Afyon-Sandıklı'da da eğitimimiz var,kör kör dolaşamayacağıma göre aldık artık'ın:)

Tiyatro provaları da hızlandı.Kıpkısacık saçlarıma artık ne yaparım bilmem ama benim acilen ayakkabı bulmam lazım fransız oyununa göre:)

Tabi sizden uzak kalmamın bir sebebi sevgili laptopumun kardeşimin emin ellerinde Ankara'ya yolculuk etmesinde.Yapacak bir şey yok,şimdilik böyle idare edeceğiz.

No Problem....

Koşturduğunuz halde ,tek boş bir vaktin olmadığı zamanda bile İyi Görünüp hayata ve insanlara No Problem diyorsam demek ki iyi şeyler yapıyor ve iyi şeyler kullanıyorumdur,ne dersiniz;))

Sizi seviyorum....
Gününüz aydın olsun...

Yorumlar

Profösör dedi ki…
Nema problema.. Tinatiyata ijjj moyne more..! :)))
Şükran dedi ki…
Profesör bunun Türkçe anlamını da rica edebilir miyim sizden?
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
ne güzeldir çabalamak, üretmek.. yaşamı güzelleştirmek yaşama değer katmak için çabalıyorsun..
bravo sana..

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

'21 Aralık Blog Coşması

Herkese merhaba, İyisiniz hoşsunuz afiyettesiniz inşallah. Günlerden bu yana 21 Aralık furyası sürüp gidiyordu.O da bitti gitti.Maya takivimine göre on yıl önce de kıyamet oluyordu zaten.Yine bir şey olmadı.Delinin biri kuyuya bir taş attı ,medya da bunu alladı dalladı süsledi püsledi bir alamet-i farika şekline dönüştürdü. Aklıma şimdi Hüseyin Rahmi Gürpınar geldi Kuyruklu Yıldız Altında İzdivaç.Bilen bilir kuyruklu yıldızın  günlük hayatta insanların arasında nasıl rivayetlere yol açtığını yansıtıyordu bu romanında, yazar. Aynı mesele, yine benzer konuşmalar arasında geçmiyor mu şimdi... Hay Allah ,hiç mi değişmeyiz kardeşim,hiç mi :) Bu arada Şirince'de şaraplar ucuzlamış  ve bu kez yerli turistler sarmış Şirince meydanını...Hani ilk Şirince etkilenecekti ya bu 21 Aralık kehanetinden:)    Ah bu Mayalar..Mayalarrrr...Neyse burdan hareketle bugünlerde dolaşan bir mimi yazmak istedim ben.Ebru'yu ziyaretim sırasında yorum yapıp seve seve bu mimi cevaplama kara