Ana içeriğe atla

Bir Tıkla Geziveriyoruz İşteee :)


insan beyni bir derya deniz arkadaşlar,
bizler onunla nelerin yapılabildiğini ,beynini kaybedenleri görünce (!) farkedebiliyoruz....
Ne diyor Yetenekleri Eller filminde doktorun annesi :sen beyninle tüm dünyayı ellerinde tutabiliyorsun !"
kulağımda japon esintisi bir müzikle sesleniyorum işte- size- şimdi-


Bir yandan uzun süreden beri unuttuğum -aslında çok da sevdiğim ve bir zamanlar oldukça çok sık ziyaret ettiğim - bir internet sitesi düşüyor aklıma.Bir zamanlar sosoyoloji,müneraloji gibi bilimlere merak sarmakla beraber genetik bilimine merak etmişliğim olmuştu.Bundan mütevellit ordan bir aklımda kalmışlık bu site .Belki sizin de ilginizi çeker diye düşündüm.Paylaşayım istedim.
TÜRKİYE BİLİM SİTESİ
oldukça bilimsel makaleler hazırladıklarına şahit oldum.izlediğim bir kaç National Geografic belgeseli de buna ışık tutuyor diyebilirim.
******
Geçmiş zaman olur ki bir de bir site daha vardı arada ziyaret ettiğim.
uzun zaman oldu o alışkanlığım da yitip gidivermiş. Şimdi onu da hatırladım.bilmiyorum şimdi nasıl bir yayın anlayışları var mı ! Bir çok gazete yanlı oldu malum.süreç içerisinde kendisini göz önüne koymakta fayda var.
bu kadar lafı dolandırışım şundan : sevdiğim bir yazı   -hatta hikaye  diyelim  vardı- diyelim.bu esnada o yazıya da ulaşmak çabası içindeyim. biliyorum bulursam ve okursanız sizde de ilgi ve duyarlılık oluşturacak.
Bir saniye : Siz bu arada kulaklığımda çalan Japon müziğini tanıyıverin ,geliyorum ben ,şuralarda bir yerde olacaktı :D

   gökte ararken yerde buldum. Hikayenin benzerini başka bir sitede buldum.
 (-çok komik bulacaksınız ama bir zamanlar çok takip ettiğim ve yine süreç içinde başka şeyler keşfettiğim için bıraktığım sitede buldum Duygu Biricik 'in yazısını :
Duygu Biricik İzedebiyat'ta....
Bir zamanlar ben de öykülerimi,yazılarımı İzedebiyat ortamında paylaşmıştım.Hatta bir vesileyle Bolu Mudurnu 'da oturan Kamuran Esen ile tanışmıştım.Sağolsun incelik gösterip yayınlanan iki kitabını göndermişti bana.Ona bu konudan sonraki bölümde sıçrama yapayım....

İlk bu yazısını gördüğüm okuduğum site ise :
GAZETEPORT 

(Konuşurken de böyleyim ben ,bir bakarsın mutfakta açılmış söz sonra ne olduğunu anlamadan sohbet nerelere kalmış...ama konuların hiçbiri yarım yamalak kalmıyor ;)

********
Kamuran Esen 'e dönelim şimdi...
Mudurnu kültürü hakkında bir kitabını da göndermişti bana.Onunla birlikte Oynatmayalım Uğurcuğum kitabını da.Keyifle okuduğum bir deneme -hikaye kitabıdır.
Kendisinin yazılarını ve hakkındaki bilgilerini yine İZEDEBİYAT 'ta 'ta bulabilirsiniz.....

ve aşağıdaki linkte :

Kâmuran Esen

*******
Acaba diyorum şimdi başka var mı böyle takip edip edip bıraktığım..Ben de ne çok harcıyormuşum meğer...Harcamak kelimesi kendime karşı insafsızca oldu.yok o kadarını da haketmiyorum bence.Bak yine döndüm.

Neymiş efendim ,tilkinin dönüp dolaşacağı yer kürkçü dükkanıdır !!!

Afiyetle ve sevgiyle kalın...



Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o