Ana içeriğe atla

Bir fikriniz varsa ,bu başlığı siz koyun



Evdeki hesabının pazara uymadığı durumları rutin hal olarak kabul eden, kendini bir zaman  avangard zannetmiş western conisinden selamlar ,millet !

bugünlerde en ilgisiz zamanlarda en ilgisiz düşünceler geçiyor zihnimden.Gerçeklikle hayal arasındaki kavramın çelişkisi var içimde.Çılgınca şeyler geliyor aklıma. Çılgınca şeyler yaşamak....Herkesin çılgını bir başkadır üstad,
bana kalırsa hiç kimsenin girişemediği atılmaya cesaret edemediği şeyler de çılgıncadır.


çocukluğumdan zaman zaman bahsederim ben.Uslu bir çocuktum.Okumayı öğrenene kadar bir yabansı bir bitkiydim.Bana kalırsa yaşamaya okumayı öğrendikten sonra başlatmış oldum nazarımda.O yüzden eylülü hep doğum günlerime çok yakıştırmıştım.
okumaya başlamamın nedeni ise o zamanlardan yalnız oluşumu hissetmemle alakalı.
-çocukluğuna inelim,der psikolog zevsek.de

bazen şimdi  de düşünüyorum da hangi kitabı okuduğumu bile hatırlamıyorum.çoğunun okuduğu kitapları bile okumamıştım.gözüme takılanlar kütüphanenin en eski,en yüzüne bakılmayan kitaplarıydı.bazen tarih listesine baktığımda kitabı ilk alıp okuyanlardan bir tanesiydim.kendi aldığım kitapları bırak,sülalemin çocuklarından kalma kitaplarını okumaya başlayışım küstahlıktı bana göre.
çünkü yaşıtlarımdan önce başlamıştım onların okumadığı kitapların dünyasına kapılmam.

ve ne gariptir kitap okumanın klişe faydalarını sayamıyorum kendi okuma alışkanlığımda.
evet kelime hazinen zengin oluyor toplumda kitap okumanın düstur anlayışı kültürlü kişi sayılmak filan ama kitabı hiç bu mantıkla okumamıştım. Kitap okumak ,yalnızlığımı dolduran bir dost bilincini yaşatır bana.bu yüzden kitaplarımın kıvrılması içimi sızlatır.bu yüzden insanları kırmak incitir.bu yüzden onlar da beni çok derin incitir.

kültürlü kişi diyorlar ! pabucumun kültürü ! kime göre kültür ! Şöyle bakıyorum da okuyan okumayan gezen gezmeyen herkesin şimdi kendine göre kültürü var.
bir de çok saçma kültürlü kişi vasfı ! okuyan insana kültürlü denilemez bence .kültür dediğin bir milletin dili,dini,ibadeti,örfü geleneği ,düşüncesi,aile terbiyesidir.bugün bir kitabın kapağını kaldırmamış insan bile belli bir kültüre sahiptir.
Entel diyorlar ya .entel nedir ya !Bir nevi etiket .bugün sosyal medya herkes herşeyi paylaşıyor.ben aklımda tutamıyorum bile.ama birileri tutuyor sanki onu yalayıp yutmuş gibi söylüyor. sosyal statü meselesi haline gelmiş entel kişi !
bir moda akımı.Ama nedense geçerliğini kaybetmiyor.tıpkı siyah sade klasik bir elbise giy.istediğin herşeyle uyum sağlıyor.ister prada çantan olsun ister bit pazarından bir ceketin olsun.bu moda akımı geçmiyor.

herkesin herşeyde söyleyecek sözü ve nasihati var.herkes herşeyi biliyor.
tüm bunlardan hareketle örnek insan olma durumu var.Öğretmenler örnek olmalı diyorlar.ben bir öğretmen gördüm zil zurna sarhoş ayakta duramıyorlar ,diyorlar.
bence kimse kimseye örnek olmak zorunda değil.herkes ne olması gerektiğini,neyin ne olması gerektiğini biliyorlar.neye göre örnek insan olmak !
öğretmen okulda ne yaptığından sorumludur.örnek olunacak tavır onun sosyal hayattaki davranışı değildir ,kattığı farkındalıktır.
örnek insan deniliyor allahaşkına ,o zaman niye kimse Atatürk'ün ilkelrini benimsemiyor !!!
etiketlerimizdir bizi sınırlandıran...

sonra bunlar kafamın içinde karmaşık düşüncelerle toparlanırken şimdiye kadar az çok kendimce okumuş ,okumadığım zamanlarda bile küçük küçük yazılarla zihnimi beslemiştim. sonra kendimce yapmak istediğim şeyler olduğunda paylaştığımda olmaz deyip kestirip atılmıştı.
Oysa kimse bana neyin uygun olduğunu önermemişti.Hayır'lar yeterli değildir !

buna rağmen çaba sarfetmiştim.neler yapabileceğimi görmüştüm istersem.belki kolay yoldan elde etmemiştim ama dolaylı yollardan geçtiğim için bir çok şey daha öğrenmiştim.kimisi değerlerimi ayak altına alıp kişilik değerimi bile zedelemişti.sonra yine kendime döndüğümde bunu yapması için o cesareti ona ben vermiştim.
çok şey öğrendim.tüm bu öğremdiklerimi bir potada eritmek için zaman kolladığımda şimdi hayat bana bir gerçeği anımsattı.
-şükran artık 30'sun dostum sen.dışın seni 23 bile gösteriyor olabilir ama bu senin 30 olduğu gerçeğini değiştirmiyor.yaşın geldi hayatını biriyle birleştirmen gerekiyor.
gerçek tokat gibi yüzünde şaklıyor !
iyi de ben hiç 30una kadar evlilik hayalim olmamıştı ki ,ne biççim bir tipsem,
ama şu var bence fikir olarak
evlilik düşünülmez, bir gün biri çıkar o sizi düşünmeye iter,mahalle baskısı da o zaman devreye girer.tahammül sınırların denenir !



tüm bu cümleler ışığında oku oku oku
 düşün sorgula yap et çabala
bir gün gelir seni harcamaya çalışırlar ,
herkesin sen farklısın dediği kişi sıradanlaşır ;
bu ne perhiz bu ne lahana turşusu !
seni de bir kümeye dahil etmeye çalışırlar.

oku oku oku
bulunduğun yerden çıkamıyorsan kabuğunu kıramıyorsan farkındalık olup da hala içinde yaşadığın ailenin çevrenin toplumun düzenine de uyum sağlama peşindeysen ,seni bir kümeye dahil etme durumuna sokuyorlarsa ve buna karşın  halen hassas denge durumunu düşünürsen  yapacağın eylem  ya kısmetin böyleymiş diye kabullenmek ya  da yeni bir mücadeye girip yeni savaş çıkartma günlerinde olmaktır.

bazen ne düşünüyorum ya
okumak cesur insanların işi ,
yüzleşmek savaşçının kaderi,
irdelemek ateş altında demir dövenin içi
yaşamak için tam bir cengaver işi,

Sıdıka durumlarından hallice ,

Görüşeceğiz daha çok,

Selametle ,








Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o