Ana içeriğe atla

Öğretmen : Hayat

Benim suçum değil,hatta bu bir hata değil,yaradılış bu,yaradılış !
Nasıl bir tabiatım varsa toplumda en önyargıya sahip en kabul edilmesi zor ,çevremde en zor kabul gören işler benim işim oldu...Hani insan doktor olur,öğretmen olur,ne bileyim muhasebeci olur,sekreter olur,yok anam yok ben illa gidip en antin kuntin işlere dalıyorum.İşin garibi de onları seviyor onları benimsiyorum.Başta beni eleştiren insanlar,benimle yürümeyen insanlar beni demorilize etse de ben vazgeçmeyip yoluma devam ediyorum...ediyorum ve bir süre sonra onlar da benim yaptığımı kabul görüp takdir ediyorlar,başta benim yaptığımı küçümseseler de sonra beni kıskandıklarını hissediyorum...Zaten maşallahları var bunları söylemekte ve göstermekte hiç çekinceleri yok..Anlayacağın diplomatik açılımlar çoğu ilişkimize yansımadı....:)

Çoğu zaman yaşadıklarımdan kesitler sunuyorum.Hatta yaşadıklarımın bana ne düşündürüp ne hissettirdiklerinden,hatta merakımı ne şekilde kabarttıklarından...Ama genelde kendime endeksli yaşamıyorum.Belki benim yaşadığımı içinizden biri de yaşıyordur da o da benim gibi cebelleşiyordur bu tip insanlarla, durumlarla diye yazıyorum.

Merak etmeyin siz de anormal bir durum yok..
Dur ; Var ! Niye yokmuş ki !
Anormalsiniz,sıradışısınız ki bilindik şeylerle meşgul olmuyorsunuz.Hadi herkes gibi olmaya çalışıyorsunuz diyelim ,bu kez de zaten toplum sizi kategorize ediyor...Sıradışı bir insan olmalısınız ki,sıradışı insanlar sizin güzel yanınızı görüyor.

Mütevazi görünmeye çalışmayın.Herkes biliyor içinizde nasıl bir megolaman olduğunu.Kendinizi beğenmeye de çalışmayın ,özgüvenli görünmeye çalışıp.Herkes biliyor sizi.Çünkü cümleniz,davranışlarınız,konuşmanız,bakışınız,duruşunuz sizi tanımlıyor.Ne deseniz boş!

Kendinize şans verin.Bir hediye verin kendinize.Sabah kalkın.Hayal kurarak kalkın.Yüzünüzü yıkayın.Aynaya bakın gülümseyin.Vivaldi'nin bir Spring şarkısı çalsın mutlaka.Kendinize hediye edin o gün.
Alışveriş yapmayın ama.Çünkü mutlu olmak için, kendine hediye vermek için, maddi koşullara bağlı değilsiniz.Sizi en mutlu eden bir şey düşünün.Şarkı söyleyin.Bir anınızı anlatın karşınızda biri varmış gibi.Bir kek çırpın ama telaşe ile değil,onu hayalinizde başka bir şeyle özdeşleştirerek.Kurabiye yoğurun.Kurabiye şekillerini resim boyarmış gibi düşünün.

Size çılgınca gelen bir şeyi yapın.Bir şey hakkında kulaktan dolma bir bilgiye sahipseniz kendinize iyilik yapın.Araştırın.Yerinde görün.Önyargınızı kırın.

Arkadaşlarınızı iyi tanıyın.
Siz başladıktan sonra başlayacak,siz para kazanmaya başladıktan sonra adım atacağını söyleyen kişinin gerçek dostunuz olup olmadığını tartın.
Önemli olan tek başınayken birlikte çalıştığınız size destek veren arkadaşlarınızdır.
Sen gir hele,sonra biz gireriz yerine birlikte yapabiliriz,ben de istifade edebilirim bu şanstan diyebilen insanlarla yürüyün.Yürek gözleri açık olsun.Para kazanabiliyor musun, demek yerine "vazgeçme,hiçbir iş kolay değil,azmin sayesinde bu zorlukların üstesinden gelebilirsin" diyen insanlar bence iyi dostturlar.

bir çok hayalim hedefim,yapmak istediğim öğrenmek istediğim bir çok şey var.Yaşamak için bir çok sebebim var.bu dünyaya sadece evlenip barklanıp bir ev ,otomobil alıp,kendi çoluk çocuğuma bakmak için ,bireysel hırslarım ,kariyerim için,başkalarını ezmek için,paraları makamları için onlara saygı göstermek için gelmedim.Bu yüzden daha fazla çalışıp en kısa zamanda istediğim gibi bir dünya kurmak istediğim için geldimmmm.....

10 Mayıs'a kadar bu amacımın ilk atağını gerçekleştirmeye çalışacağım.. güzel haberler verme ümitlerim var...

Her geçen gün hayattan ,insanlardan,yakınlarımdan,yakın olmadığını düşündüğüm,oysa yakınlarımdan daha fazla beni tanıyan,bana güvenen insanlarlardan çok şey öğreniyorum....

bu süreçte öğrendiklerimden bir buket sunuyorum size...Ben üzüldüm siz üzülmeyin ,ben hayal kırıklığına uğradım siz uğramayın diye ,ben sevinçle şaşırdım siz de sevinin kendinize şans tanıyın diye...ben gördüm siz de güzellikleri görün diye.... ben yaşadım siz aynı zorlukları yaşamayın diye ,ben geç tanıştım siz de geç kalmayın diye...
Paylaşmamın daha bir çok iyi nedenleri var...

Hayat paylaşınca güzel...Lalalalalaaaaa:-)) 


 
 

Yorumlar

Unknown dedi ki…
kim üzmüş yine seni diycem ama görüyorum ki artık üzmeye güçleri yetmiyor.
sıradışı işler yapmak için sıradışı olmak gerekiyor gerçekten.kendimiz gibi olmayanları da dışlamak,eleştirmek bildiğimiz ve yapması en kolay olan.kendimi de katıyorum ki genelleme yapmış gibi olmayayım:)
Miss Eliane dedi ki…
Kim ne derse desin ne düşünürse düşünsün, hedeflerinden yapmak istediklerinden vazgeçme. İnsanlar çok nankör. Gerçek dostlar inci tanesi gibi. Tüm amaçların gerçek olursun, dilerim :)
Şükran dedi ki…
ebrucum sanıyorum burda kendine de pay çıkarmışsın,yanlış anlamadıysam ama senin öyle bir yapıda bir insan olduğunu düşünmüyorum.çünkü öyle bir insan olsaydın bile yazılarımdan ve konuşmamızdan nice manalar çıkartırdın.Ayrıca kendini onlarla bir tutma,sen okuyan okuduğunu yorumlayan,kendini yetiştirmiş ,zeki bir insansın.Bu dediklerimde çok samimiyim ,diğer türlüsünü sana yakıştırmam mümkün değil.
beni üzmekten ziyade beni güçlendiriyorlar.Zaten işimde başarılı olduğumda onlara teşekkür borcum olacak....;))
çok teşekkür ederim güzel düşüncelerin için...


Şükran dedi ki…
miss eliaNE,

canı gönlümle umuyorum sen ve ben güzel şeyler başaracağız,,,sen de vazgeçme....iyiler kaybeder gibi görünüp en kazançlı çıkan kötülerdendir.Kötüleri cezalandırmak istiyorsan iyiliklerinin sana kazandırdığı kazançların sana geri dönüşünü izle bence...öğrendiğin şeyleri yabana atma ve onları iyiliğinle cezalandır bence..ben öyle yapıyorum ve çıldırdıklarını hissediyorum:-)))
Unknown dedi ki…
kendimi ben de öyle görmüyorum elbette ama kim görür ki zaten? belki zaman zaman yanlış anladığımız ya da anlaşıldığımız zamanlar olabilir.
ben her okuduğumda kendime de pay çıkarmayı seven bir insanım,hepsi bu:)asıl senin güzel düşüncelerin için ben teşekkür ederim.
Şahin Şirin ERDEM dedi ki…
harika bir yazı.. yüreğine sağlık.. içindeki umut ve sevgi yi her zaman diri tutarak yapmak istediklerini başaracağına inanıyorum.. yüreğinde bol miktarda umut ve sevgi barındırıyorsun..
güzel haberlerini bekliyoruz.

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Üniversiteli Anne

Evlenip de çocuk sahibi olduğumdan beri hayatım öyle bir değisti ki...bir türlü rotamızı kaybettiğimiz günler bile oldu.. 6-7 ay İzmir Tire'de yaşadık...O başka bir hikaye...burada bahsetmeyi istediğim en güzel şeylerden biri... Umarım yakın zamanda bunu size güzelce anlatırım. Zaten bundan sonra bu blog sayfamda bir takım değişiklikler yapma kararım var...Bunun için artık daha organize daha planlı gitmek için yöntemler edindim. Evet bu da başka bir gün yazısı .Burda bir gülümseme smile'ı görmüş gibi gülümseyebilirsiniz . Benim bilgisayarım biraz arızalı olduğundan eşimin bilgisayarından yazıyorum.Onun klavyesi de kırgız-kazak alfabesi ...Yani bu satırları yazana dek ben bir süre idman yaptım.Ama yine smile yapamıyorum... ben aslında gülümsemeyi seven yazı dilinde bile seven gerçek hayattaymış gibi bunu yansıtmayı isteyen biriyim. bu yazımı okurken bunu düşünüp hissederek okursanız doğru iletişimi kurmuş olacağız  burda bir gözlüklü smile düşünebiliriz işte...