Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Mart, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Küçük Küçük Notlarımdan Bir Buket

Bugünlerde hiç dinlemediğim bir şarkıyı keşfetmek istiyorum. Hani eskilerde yapılmış olsun ve ben dinlemiş olmayayım ben de niye dinlemedim şimdiye kadar diye  hayıflanayım..Hayıflanmak da  yetmesin 'tüh tüh, vah vah' yapayım..Öyle bir garip keşfetme olsun, diyorum.İlla benim bulmam gerekmiyor. Bana bir şarkı bulun.. O şarkıyı bir kez dahi dinlemiş olmayayım... Biliyorum ; daha  bilmediğim ,duymadığım ,okumaya şansım olmayan bir çok müzik var.  ( Bir ara saçlarımı da küt kestirmiştim de Amelie filmini izleyen arkadaşlarım beni de ona benzetmişlerdi.Amelie karakter olmaktan  ziyade simgeleşti bence ;) Bana bir şarkı bulun....Ağır aksak olsun...Hatta sokaklarında hafif caz esintisi duyabileyim...Caz maz,blues,klasik, film müziği...Hani Yann Tiersen tadında;James Brown,louis armstrong , Julie Londan , Nancy Wilson,Marketa Irglova Çok mu şey istedim?! Dağıttığım gardrobu da düzeltirken Chicago müzikal şarkıları keşfedip mutlu olduğum anlardan bi

Ağlamış da bulunduk,gelin olamadık

Hastaneye bir gidiyorsa insan,bir daha gidesi geliyor."Ay bugün hastaneye gideceğim,sevincimden ölüyorum çok heyecanlıyım "diye değil. Bir gidiyorsun,doktor bir şey daha istiyor.Sonra günü tutmuyor,yarın bir daha,öğleden sonra bir daha giidiyorsun.Yoksa...Öyle hastaneye uçarak gidenlerden değilim.Hatta çok ihmalciyimdir bu konuda.Gitmem ,gitmem sonra da acısını bir kaç defa giderek çıkartırım.Özlemişim de haberim yokmuş:) Bu kez de böyle bir durumda  bir gün önce tahliller ,bir sonraki gün ultrason olacak diye gittim.Tahlil için bir gün önce aç giden ben ,bir sonraki gün için de görevli "aç gel ve sıkışık gel" deyince ben de öyle hazır ve nazır gittim. Sıkışık deyince tabi benim muzur zihnim yine yaptı yapacağını.Bununla ilgili envai çeşit espri üretti.O an aklıma gelenlerle hakikaten değme stand-up çı şovmenlere taş çıkartırdım. Sen böyle içinden espriler yapakoy ,ben göreceğim yarın seni ,dedi içimdeki şeytan. Sabah kalktım.Hazırlığımı yaptım.Zaz'ı da

Bir demet şiirdir sevdiğim /kopuptu gelen şairin dilinden

BENİ BAĞIŞLA SENİ SEVİYORUM Beni bağışla Aşkım, aşkımı hoşgör artık Beni hoşgör, beni bağışla, Seni seviyorum. Yolsuz yordamsız bir kuş gibi öksendeyim Yüreğim tir tir, örtüsünden kurtulmuş Şimdi yoksul, şimdi çırılçıplak, şimdi soyunuk Acını esirgeme benden, ko sarınsın yüreğim Ko giyinsin, ko kuşansın, ko örtünsün. Sonra beni bağışla Aşkım, beni hoş gör, Seni Seviyorum. Eğer bir lokmacık bile sevemezsen beni, Hiç mi hiç sevemezsen eğer Acımı bağışla, beni hoşgör, Seni seviyorum. Bana öyle eğri bakma, ırak durma ellerden De, kuytuma çekilirim, de karanlığa kavuşurum Sımsıkı tutarım ellerimle utancımı Sarıp sarmalarım, dürüp bükerim O an yüzün eğ benden Aşkım, kaçır benden Beni hoşgör, beni bağışla, Seni seviyorum Gün gelir, hayalin erişir karanlık yiter Meyil verirsin bana, gün gelir Şimdi çaresizim, yalnızım, kolum kanadım kırık Beni bağışla Aşkım, beni hoşgör, Seni seviyorum Seni seviyorum, yüreğim mutluluk selinde Kapıp koyveriyor

Bir kişi,Bir Nokta Dokunuş

Otobüste yaşlı bir kadına yer vermiyorduk.Birbirimizle kavga ediyorduk. Hatta bu esefle ellerimizi de bu kavgaya alet ediyorduk. İlk gördüğümde sarışın ve havalı görünen bu kadın ile incir çekirdeğini doldurmayacak şekilde kavga ediyorduk.ilk de bu şekilde tanışmıştık kendisiyle. Sonra tiyatro doğaçlama çalışmalarımız sona erdiğinde bu sarışın ,güzel,sıcakkanlı varlık yanıma gelip 'çok incitmedim değil mi,kaptırdım kendimi 'dedi. İşte o anda bu güzel varlığın frekansının benimle uyumlu olduğunu gördüm. Resim öğretmeniydi.Öğrencileri ile sıcak ,samimi ve yakın ilişkileri vardı.Ona pek lakayt yaklaşıldığını görmedim.Kendine has tavrı gerçekten saygı uyandırıyordu.O zaten İzmirli bir hatundu en İzmirlisinden.Güzel,sıcak kanlı ve kültürlü ve özgün...Belki herkes kadar paylaşmışlığım oldu...belki daha az,belki daha çok.Ama içimdeki hissettirdiği duygular hep yaşadıklarımdan daha fazla ve derin oldu. Bazen hani bir insanla tanışırsınız da senelerden beri tanışıyormuş gibi ka

Senden Benden Bizden,Mimlerimizden

Caruso kulağımda Santa Lucia çaladursun , benim de içimde yazma hevesim kabardı. Bugünlerde ego patlamasıyla ego ezilmişliği arasında iki zıt duygu arasında gelip gidiyorum. Mesleğin ne derken,bu anlamsız soruyu sorana etiketçi buluyor,rahatsız oluyorum.diğer yandan da girdiğim tüm aktivitelerin sonuna kadar katıldığım ve yüzümün akıyla çıktığım için de müthiş bir ego patlaması yaşıyorum. Biz insanız. Öyle bir beceriye sahibiz ki aynı zamanda dünyanın en zeki mahluklarıyken bir yandan en süzmesinden akla da sahip olabiliyoruz.Eşya tabitamız bu olsa gerek...Zıt duygumu bu pencerede anlayabilirsiniz diye düşünüyorum. Die  Zauberflote Aria müziğine dalmışken konuyu bir anda değiştirme ihtiyacı seziyorum.Kendimden çıkıp tüm insanlara bu iki zıt duyguyu yaşama lüksünü vermek  olsa olsa bir tümevarım olur ki , bunun farkında olmak herhalde bilime uzak kalmadığımı da gösteriyor. Ne cümle kuruyorum ama değil mi ,gören de sanki beni... Firari Bir Mim

Akan bir musluktan aklıma düşenler...

Musluğu açtım.Su dümdüz yolunu şaşırmadan akıyordu.Onu engelleyen bir güç yoktu.Suyu tutmaya çalıştım.Oysa su,zaman gibiydi.Tutulamazdı.Ellerim suyu avuçluyordu.Su ellerimin kenarından kurtuluyor,3-5 tane su yolu oluşturuyordu. Aklıma geldi o vakit.Şimdiye dek  böyle bir şey düşünmemiştim oysa. önlerine engel konulmamış bireyler hayatlarını rutin bir şekilde yaşıyor;yaşam tarzlarını kendi belirliyor,ömründeki mesleği kendileri seçiyor.Onlar için hayat tek bir su yoluydu.Tek bir yörüngede akıyordu.Böylece kendilerine alternatif yollar aramak zorunda değillerdi. Önlerine engel konulmuş bireyler ise istedikleri mesleği,yaşam koşulları için bir yöntem bulmak zorundaydı. Ne kendi hayallerinden ödün vermek ne de ebeveynlerini kırmak isterler.Aslında ebeveynlerinin evlatlarından istediği meslek de olmazlar,kendi istediği de olmaz.öylece ortada kalırlar.Tek yapabildiği kendi ilgi duyduğu alanda kendini diplomasız geliştirebilmektir.Böylece çeşitli ortamlara girmekle bulur çareyi.He