Ana içeriğe atla

Şanse Geldi Hoş Geldi / Radyo Özel Program


Hey Hey Hey Bayram Geldi ,hoşgeldi Ley ley limi limi ley Elleri dolu geldi Limi limi güzel gel bize  
Efendim mutlu bir 25 Ekim Bayram sabahında Şanse Pazar'dan kucak dolusu sevgiler sizeee...Bayramınız Kutlu ,mutlu olsun !
bugün bayram,erken kalkın çocuklar,giyelim en güzel giysileri. Elimizde taze kır çiçekleri üzmeyelim bugün annemizi ....

İlk şarkımız bu olsun hadi..hadi dinleyelim...Ne de olsa bayram sevincini en güzel çocuklar yaşıyor:)


Nasıl,iyi geldi değil mi sabah sabah ! İçim açıldı şekerim ,içim açıldı !

"Bu gün bayram çabuk olun çocuklar 
Annemiz bugün bizi bekler 
Bayramda hüzünlenir melekler 
Gönül alır bu güzel çiçekler"

Rahmetli Barış Manço'yu da anmışken...Aaaaa....aaaa...Aman Tanrım kimleri de görüyorum ! Aman da aman blog komşum güzel insan Blog Komşum Güzel İnsan Ebru değil mi bu ! Katılabilir miyim katılamaz mıyım deyip duruyordu.ayyy beni kırmamış gelmiş doğrusu...Ühhhüü..Ühü pek duygulandım ya...
Siz bir şarkı dinleyin hadi,ben cıvatası gevşemiş burnumun ve gözlerimin cıvatasını sıkıştırmaya gidiyorum...ühhhhüüü...ühüüüü:)
                                                  Eski 45'liklerden bir albüm...Şenay söylüyor 
                                        Bütün dünya buna inansa bir inansa /Hayat bayram olsa.... 

ıhım ıhım öhöm öhöm...duygulanmak böyle bir şey işte.Gözler yaşarınca burunun su tesisatı da bozuluyor.Havuz problemi gibi oluyor ağlamaklar da..Nedense delinin biri ,iki musluğu açar altta da delikten su akar gider.sonra sorarlar adama bu havuz kaç saatte dolar diye ! Bu bir sabır sınavı mıdır kardeşim ,anlamam ki.Doldurmaya çalışıyorum neden alttaki deliği açıyorsun,garezin mi vardır ,adam mı seçiyorsun !

cık cık cık !

ebru orda mısın ?huuuuu ! Tabi o kadar konuştum ki dayanamadı...aklına bir fikir gelmiş olmalı yine...Neyse söz havuz probleminden çıktı.Cem Yılmaz'in bu konudaki esprileri aklıma geliyor böyle anlarda.."ben hep havuzun problem çıkartan bir şey olduğunu düşünürdüm"diyor ya. "berkant yavrum girsene"şüpheli bir hareketle "problem çıkabilir" hahahay mutlaka izlemelisiniz.bir de bak ne diyor "bir insanın havuzla ne problemi olabilir,ya içine girersin ya uzaktan işersin " diye...

Şimdi reklamlar...



neyse bu fikir kadını içerde benim elemanlara fikir veriyor ...dur ...dur sen hele..Hahaha bu çılgın kadın ne yapmış etmiş pasta getirmiş...üzerinde Şanse Pazar'da Bayram Sevinci yazıyor...Hay sen çok yaşa Ebru ! Siz Nil'den Havuz Problemi'nin şarkısını da dinleyin...ardından bomba gibi bir ikili geliyor !

Şan...Şan...Şanse..Pa..Pa..Zar....Pazar...Şanse Pazar !

Ebrucum  hoş geldin/ Bana umut verdin / Yalnızlığımı aldın ya 

Nasıl ama İki dakikada bir Haluk Levent şarkısını kendi tertibime uydurdum.

EBRU-Oooo böyle coşkuyla karşılanıyor olmak ne güzel bir duygu.Bir daha çıkıp bir daha mı gelsem ne;)Çok teşekkür ederim 

ŞANSE : Şimdiye dek programlarımın sıkı bir takipçisi oldun.Hatta pastalarla yakından ilgilenmene rağmen sonuna kadar dinleyip pastalarımın lezzetinden istifade eden nadir yakınlarımdan oldun.Bir kere söylemiştim.Bu yüzden çok şaşırttın beni ! Çok da mutlu oldum.İyi ki geldin ve iyi ki bizimlesin !

Alkış Sesleri ,Islık,Bravo sesleri.... 


 EBRU :  Şanse Pazar radyo yayınına konuk alacakmış diye duyduğumda senden sevinmiştim.Malum koşturmacalarım bugünlerde fazla olunca kesin bir cevap verememiştim.Uygun zamanı yakalayıverince
 "…dümbeleği çala çala yoruldu bileklerim,al beni kıyamam seni” diyerek,elimde deterjan köpüğü,ayağımda şıpıdık ev terliklerim koşa koşa geldim,”beni al beni al” diye başına tünedim.

ŞANSE : Geel ,ne olursan ol gell ! Hoşgeldin sefalar getirdin.İyi ki geldin bak.Günümüze aydınlık getirdin !
Hep tüne inşallah,hep başımıza tüne :)) 


EBRU :  burda konuşmak ne kadar farklıymış böyle Şansecim.Ne ne yalan söyleyeyim,bilgisayar başında çen çen çen her şeye laf yetiştiren ben, mikrofon başına geçince bir heyecanlandım şimdi :-)Katılıp katılmayacağım pek belli değildi ama yine de günlerden beri ne konuşurum,ne anlatırım diye düşünüp duruyorum.

 ŞANSE : Şu ana kadar iyi gidiyoruz Ebrucum. Hiç de öyle heyecanlı görünmüyorsun.Bakmayın siz ona sevgili Şanse Pazar takipçileri, mütevaziliğinden böyle söylüyor.Birazdan daha çok rahatlayacağından eminim.
Öncelikle bayramın kutlu olsun Ebru.Bu bayram sabahında iki işinin arasında bize de vakit ayırdığın için teşekkür ederim sana.biliyorsun benim bu programa dek bir radyo geçmişim yoktu.ama çok sevdim de burda insanlarla sesimi buluşturmayı.Radyo biliyorsun,sihirli bir kutu.Zaten bundan önce de hep izlediğini biliyorum.Peki geçmişte benden başka kimleri dinlerdin,kimleri beğenirdin?En çok ne zamanları radyo dinlemeyi tercih edersin mesela?

EBRU-Radyo deyince ben bir Beyaz’ı bilirim(ki o da henüz sadece sesini bildiğimiz dönemden),sonra Geveze ve en son da Şanse Pazar !Hatta bu benim bir radyo yayınına ilk katılışım da değil.

ŞÜKRİYE :Aaa gerçekten mi ! Merak ettim bak şimdi.

EBRU : Eee tabi diyerek şimdi gülümsemekle yetiniyorum ama..Kabus gibi bir anım var. Öğrencilikten arta kalan zamanlarda part-time ev hanımlığı yaptığım dönemde anneme yardım ediyorum evde,toz alıyorum.Radyonun tozunu alırken bir yandan da Geveze’nin programını dinliyorum.Geveze canlı yayına bağlamak için telefon numarasını verdi ve nasıl bir şeytansa bu o eli toz bezli ben gittim telefonu kaptığım gibi aradım hemen numarayı.Ne söyleyeceksem,ne demeye aradıysam?Neyse şans mıdır şanssızlık mı bilmem,telefon bağlandı ve reklam arasına denk geldiği için ismimi,okuduğum okulu falan sorup beni beklemeye aldılar.Benimle birlikte birkaç kişi daha bağlanmış tabi aynı anda hepimizle sohbet edecek.Radyonun sesini kıs,telefondan dinle dediler.Neyse öyle yaptık tabii.Ama gel gör ki canlı yayına geçtiğimiz anda ben bir Türkan Şoray kesildim.Eline senaryo verilince bülbül gibi şakıyan ama mikrofon tutulunca o bülbülün dut yemiş haline dönen bir sanatçıdır ya kendisi, ben de o misal zaten manasızca bağlanmışım,heyecandan söyleyecek bir şey bulamayan ben başladım kem kümlemeye.Derken bir anda Geveze benim konuşmamamdan mütevellit diğer arayanlara yöneldi ve “ebru biraz düşünsün” deyip telefonu yüzüme kapatıverdi.Ben hala o saçma heyecanlı ruh halinde elimde telefon kalakaldım.Bekliyorum benimle yeniden konuşacak diye.Telefonun kapandığına emin olunca radyoyu açtım.Öyle umutsuzca beklemişim ki radyoya bir sonraki reklamlar girmiş bile ben beklerkenJ Aynı şey başıma gelmesin diye hazırlıklı geldim bak bugün:PBöyle çok fazla anılardan bahsediyormuşum gibi geliyor bazen,yaşlandım mı ne dersin?

ŞANSE : hahahahay :))Ne münasibet ,yaş alıyoruz,yaşadıklarımız çoğalıyor ,hepsi bu ! Bu durum ruhunda fırtınalar koparmış olmalı.Ki,bak önlemini alarak teklifi ikiletmeden gelmişsin.Hah şöyle ,iyi yapmışsın bak ,iki lafın belini kırıyoruz şurda,ne güzel fena mı :))
Geveze'nin o dakika pek gevezeliği yokmuş ki,senden bir ilham alamayınca başkasına geçmiş.Çünkü gerçekten geveze olsaydı o an ,ondan kesinlikle bir şey çıkarırdı.Televizyonun harcadığını gördük de radyonun izleyici ayırdığını ilk kez gördüm.
Türkan Şoray'a da burdan selamlarımızı iletelim.Bayramını kutluyoruz onun da.Sayın Şoray 'ın böyle tutuklukları var değil mi ! Oyunculuğuyla günlük yaşamdaki çizgisi o kadar farklı ki.Oyunculukta devleşen,emin,kendi ayakları üzerine basan, erkeksi ,vurdu mu masaya sözü bitiren bir anadoluluk hali varken  birden o kadının çıtkırıldım havası beni hayrete düşürüyor.Ben de hayranlık uyandırıyor.Ben bayılırım Türkan Şoray'a ve oyunculuğuna.Samimi ,içten ve güzel buluyorum.Benim için özel bir yeri var.Böyle güçlü oyunculuların günlük hayatta daha kendine dönük insanlar olması beni hayrete düşürüyor.Keza Binnur Kaya, Olgun Şimşek,Hasibe Eren mesela...bu arada Olgun Şimşek ve Hasibe Eren şimdi biliyorsunuz Yalan Dünya dizisinde oynuyor.Beyaz diziye duruşuyla oyunculuğuyla da çok yakışmış...Beğenerek izlediğim tek dizi hatta:)

EBRU  : Madem eski radyo alışkanlıklarımı yadettik ilk kez Beyaz’ın programında dinlediğim Şeyh Şamil’den çal benim için.

Oh oh oh kulağımızın pası silindi vallahi ! Bu parça Ebru için gelmişti.Dinledikçe bundan böyle aklına geliriz artık:)

EBRU : peki ben de sana soracağım.Sen radyoda kimi dinlerdin.Kimi kendine idol aldın.Ne bileyim kesin senin de vardr bir radyoyla anın.Anlatır mısın ?Hoş senin programında sana böyle soru sormak biraz abes oldu ama...merak ettim işte:)

ŞANSE : rica ederim.Elbette soracaksın.Şu an sohbet ediyoruz.Frekansları başında bizi dinleyen dinleyicilerimiz de bize eşlik edebilir ayrıca.Memnun bile oldum.Ben de fırsat kolluyordum.Sorulsun diye:))
Kendi programın bu ,demeyin ! İnsan bazen kendi programında bile bu tür şeylere gerek duyuyor.Devamlı kendim sorup kendim cevaplayacak olduktan sonra ne anladım bu işten ben :-))

EBRU : Bulmuşken bir soru soran...diyorsun :)

ŞANSE : tadını çıkarayım diyorum.....Benim ilk radyo ile tanışmam şöyle olmuştu.Küçükken dayımlarda kalmıştım bir gece.İki kızı vardır dayımın.Radyo programı dinlerken bir yarışma olduğu söylendi.Söylenen numaralar eğer varsa ,ses çıkarsa bir erkek parfümü kazanıyordun.Dayım aradı.3 tane numara söyleme hakkımız vardı. İkisini kuzenlerim söyledi.sonuncunda ben söyledim 4 diye.KazandıkBir kere de bir mağazadan tişört kazanmıştım.birisinde de bir bluz !

EBRU : Oooo şanslıymışız !

ŞANSE : Şanslı değil de kısmetli olduğuma inanıyorum ben. Bir ara bizim Uşak'ın bir radyo dj'i vardı.Halil Bescioğlu diye .Bayılırdım onun konuşuşuna.Bir kere daha gelmedi ondan sonra öyle düzgün,seviyeli program sunan.Şimdi nerdedir,ne yapıyordur,pek merak ederim.Uzun süre hiç dinlemedim sonra.Bir ara yolum Isparta'ya düştü.O zamanlar çok dinlerdim.Bir kadın solistin 'Okyanus'  şarkısı çalıyordu hep TRT 1 FM'de .abimle beraber kalıyoruz.Annemler yok yanımızda devamlı ühhhüü diye ağlıyoruz salya sümük,bir görekseniz....Bir de...aman neyse onu anlatmayayım tadımız kaçmasın :)

neyse Ebru bu hafta blog sayfanda bir tarama daha yaptım...Bil bakalım ne buldum...

EBRU : Ne buldun ki :)Bir ipucu versen..diyorum..:)

ŞANSE : İkimizde seviyormuşuz...Müzik...Benim giyim stiliminin adına benziyor...Müzik anlamına gelen bir adı var ...

EBRU : Hımmmm..Ik...Mık...Kem...Küm...Eller çeneye konur..Dudaklar büzüşür...Bir el saçına gider..Kaşınır.....Buldummmm! Bohemian Rhapsody ! Ama bu çok güzelll !

ŞANSE : Leb demeden Çorum anladın vallahi.Tebrik ediyorum.Quenn söylüyor Boheian Rhapsody !


EBRU :     Is this the real life? 

ŞANSE : Bu gerçek hayat mı? 

EBRU :Is this just fantasy? 

ŞANSE :Yoksa sadece rüya mı? 

EBRU :Caught in a landslide, 

ŞANSE : İki arada kalmış 

EBRU : No escape from reality 

ŞANSE :Gerçeklerden yok kaçış 

harika sözler...Eski bir hikayedir bu şarkı benim için.Senin de öyle midir ,bazı şarkılar bazı insanları hatırlatın insana.Unutmak istersin mesela.O gelir mührünü basar aklına.

Peki Ebru ,bugün bayramın ilk günü.Malum bu bayram biraz koşturmalı,telaşeli bir bayram .Sizde de hemen hemen bayram gelenekleri sürüyormuş gibi görünüyor.Yazılarından çıkardığım kadarıyla bayram ziyaretleri yapılıyor.Günümüzün bayramı sana neler yaşatıyor ?

EBRU  : Evet bu baram biraz bayramı daha çok hatırlatıyor sanki.Bir meşguliyeti ,işi gücü var çünkü.İlk gün bu telaşeler arasında geçse de bayram ziyaretlerimiz sürüyor.Kayınvalidem sağolsun,her defasında "şuna da gidin,bakın onun çocukları bana gelir ,siz de gidin" hatırlatır da.Eşim de bu konularda sağduyulu olduğu için ailecek çıkarız.Eski bayram coşkum kadar olmasa da ailecek beraber olduğumuz bu günlerin tadını çıkartmaya çalışıyoruz işte.Beraber olunca,sevilince her zaman bayram !

ŞANSE :evet .Belki eski bayramlar kadar coşkulu geçmiyor ama.Sevdiklerimizle,ailemizle,sevenlerimizle birlikte olunca bu mutluluk paha biçilemez oluyor.Bizim evde de ,babam hemen 1.bayramda kurbanı keser kesmez bayram ziyaretine çıkma görüşündedir.Öyle ayrı ayrı olmaz,hep birlikte çıkılacaktır.Çocukların eline harçlık tutulacaktır,öyle.Bayramlar bizde bu son 8 yıldır buruk geçer ,aramızda abim olmadığı için ama...onu hatırlayarak sanki aramızdaymış gibi yaşatırız işte...

eski bayramlar şöyleydi böyleydi diyoruz ya...neye göre eski bu ?Bayramın eskisi olur mu hiç ! Değişen bayram gelenekleri var...Ben halâ küçük yerlerde bayramın olması gerektiği gibi yaşandığı kanaatindeyim.Büyük şehirlerde evet biraz zor oluyor ama...

EBRU : Bir bakıma haklısın Şanse...Diğer açıdan ulaşım koşulları bir yana ekonomik gerçekler var...Eskiden herşey çok çok olurmuş.Şimdi yeri geliyor bazı aileler tatlısını zor yapıyor...Onun yanı sıra değişen hayat koşulları,fazla çalışılan mesailer,günlük meşgaleler,stresler daha çok arttı...İnsanlar o kısa zaman diliminde bile dinleneyim diye tatilin gözüne bakıyor kaç gün diye...Artık ilişkiler daha yüzeysel....Şu,bu derken bayram koşulları değişti.Ama sürdüren çoğu aileler de var...En azından biz çocuklara bayram geleneğini öğretmeye çalışıyoruz...

ŞANSE : haklısın..Bir de bana kalırsa bazı görgü kurallarımız ,inceliklerimiz değişti.Ben hatırlıyorum küçükken bayram ziyaretine gittiğimizde medillerin arasında ya harçlık ya da şeker olurdu.Büyüğümüzün elini öpünce o da mendili bize verir ,cebimize koyardık.O da bizi iki yanağımızdan öperdi sevgiyle.Bir hafta önce,10 gün önce karpostallar gelirdi evimize.O zaman böyle telefon mesajları da yoktu,aramalar  da.Öyle zırt pırt ev telefonu da pek kullanılmazdı. 

EBRU : Şimdi ne yapıyorlar ! birinden bir süslü mesaj geliyor.Beğeniliyor.Telefondan çoklu seçip aradan çıksın diye bir çok içtenliksiz mesaj gönderiliyor.Olmadı Facebook'tan !
Kişi bana mı mesaj atıyor ,tutuyor sanki televizyonda bildiri geçiyor "Tüm islam aleminin...."diye bayramımı kutluyor.

ŞANSE : Evet haklısın.Bu yüzden bilhassa aramaya gayret ederim.Teker teker ismine de ithaf ederek cevap vermeye çalışırım.Bir  ara da neydi öyle,bu duayı bilmem kaç kişiye gönderirsen böyle olacak diye..tövbe tövbe...bazen korkuma göndermiş olurdum Allah rızası dedikleri için...Dilenciler duymasın.Kim ki Allah rızası için desin,içim bir hoş olur veremediğim zaman..

EBRU : Aslında vermemek lazım ama bazen dayanamıyoruz işte....



 ŞANSE : Bayram kültürü güzeldir ya...bize özgü bunlar ! Kaynaştıran,küsleri barıştıran ,barış,sevgi dolu bayramlar..Önceden bayram programları olurdu...Şimdi öyle pek yok...Bakıyorum da bazı dizilere...kültürümüze dair bir şey bulmak mümkün değil.Koca ramazan geçer,bayram olur,kurban bayramı olur,ne kurban alımından bahseder ne bayramdan...Sanki bize dair herşey silinmiş gibidir...Ama tutar Avrupalıların günleri kutlanır...Karşı çıktığım için değil...gösterilsin..O da gösterilsin ama...Biri gösterilip de biri gösterilmeyince azıcık (!)  gözüme batıyor.Ya hep ya hiç !


bu arada Ebru ,programımızın da son dakikalarına geldik ama sözünü etmeden geçemeyeceğim....HAPŞUUUU...Pardon...Hafif soğuk almışım da...Tutamadım Hapşuruğumu..Bendeniz zaten kolay kolay hapşuramamaktan burnu kaşınan bir tip olduğum için bazen bu ortamlarda hapşurduğum oluyor..Afedersiniz...Dur yine geliyor...Ay ay ay..Bu stüdyo ortamı beni sarmadı....Ebru şekerim kafana göre takıl tatlım sen...Hop yandan yandan ...civanım...



Öhöm..Öhömmm...Nerde kalmıştım...Heh Ebru'nun pastasına getirecektim sözü...Sevgili dinleyiciler bir görmeliydiniz..Burda olmanız gerekiyordu....Ebru Pastacılık kursuna gidiyordu bir süre ve artık blogunda yaptıklarını sergilemeye başladı...Frekansları başında bizim dinleyen sevgili dostlar ,bendeniz bakarkör olarak ,jetonu henüz tedavülden kalkmamış Şanse Pazar olarak ,Ebru'nun yazdığı bir yazıya  Pastasarım'ı görmediğimi,nerde bulabileceğimi sormuştum.Oysa gözümün için "ben burdayım"diye bas bas bağırıyordu etiket orda.Tipik ben işte :)

EBRU : bana unutturma demiştin.Hani bir mim vardı benim sayfamda...29 Ekim ile ilgili ....

ŞANSE : İyi ki hatırlattın.Şimdiye dek yaptığım en anlamlı mimlerden biri 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı ile ilgili olan paylaşımdı...İsteyen herkes paylaşabilir bu mimi...Burdan duyurmuş olayım...

Ondan öğreneceğimiz çok şey var hala ,hayata bıraktığı eserleriyle...Çok şey borçluyuz sana Mustafa Kemal Atatürk.....

    



4999'a Şanse Pazar yazın talihli iki kişiye Ebru'nun lezzettli pastalarından veriyoruz...
Mikrofon arkasından Şanse'nin sesi duyulur.Mikrofonun sesi kapalı sanmıştır. İnşallah ŞAşmaz Muhittin ile Kokmuş Afife'ye çıkar. NE açgözlüler! Ne zaman bir şey verecek olsam ışık gören sinek gibi yapışıyorlar. Ebru dediğim gibi yaptın mı ?
Aman Allahım ,mikrofon açık ! Amaaan ,ben böyle bayramın içine...Offf ! 

Programın sonuna doğru gelmişken Ebru'cum sayın dinleyicilerimiz için ekleyeceğin bir şeyler var mı ?

Herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum.Nice güzel bayramlar geçirmenizi dilerim.Pastalarım çok lezizdir.Bakmayın siz Şanse 'ye .Herşey size bir şakaydı ! Pastasarım ile yazılarımla yine görüşmek dileğiyle...
Şanse bugün programında olmaktan çok keyif aldım.Teşekkür ederim.başarılarının devamını dilerim...

Efendim geldik programımızın sonuna...Bu radyo programı herzamankinden daha da uzun oldu.E malum,mühim misafirim vardı.Bir kez daha Ebru'ye teşekkür ederim,programıma katıldığı için.İnşallah başka bir zaman bir daha olur ümidindeyim.....Bayrama özel bu bu program için emeği geçen her dostumuza,katılımcılarımıza teşekkürler...

Alkışlar,ıslıklar,bravo sesleri...

Şanse Pazar geldi...Bayram geldi derken bir bayram gününü beraber noktaladık.Ne olursa bayram gelenekleri sürsün,çocuklarımız öğrensin diyoruz..Bu güzel adetlerimiz bozulmasın efenim...Bayramınız kutlu olsun,sevdiklerinizle neşe bulsun !
Hoşçakalın ...Esen kalın... Sevgiyle kalın..Sevgisiz kalmayın !  






Yorumlar

eğlencelıymıs radyon:))
bende yaslandım canım ya aynen katılıorum:) mutlu bayramlar dılerım bu arada:)
Unknown dedi ki…
hey dj,
mutlu bayramlar ve teşekkürler beni davet ettiğin için:)iyi yayın yapmışız ama asıl yük senin omuzlarındaymış,okurken farkettim de:))

Bu blogdaki popüler yayınlar

O o bir Türklerin Emile Zola'sı, O..o bir müzmin bekar , O kadın naturalisti...

*18 Ağustos 1864 doğumludur.Babasından etkilenmemiştir.annesine ise çok düşkündür. Annesi o dört yaşındayken veremden ölmüş ,bunun üzerine teyzesinin evine Aksaray'a yerleşmiştir. *Annesinin veremden ölmesiyle beraber evhamlı biri olur.Hatta Ahmet Mithat Efendi'nin kızını kendisiyle evlendirme teklifini nazikçe reddeder ve ömrü süresince evlenmez.Refik Ahmet Sevengil'in neden evlenmiyorsunuz sorusuna odasında bir nefese dahi tahammül edemediğini ,sinirli olacağını hatta bu sebeple misafirlikte bile kalmadığını dile getirmiştir. *Kadınların arasında uzun yıllar yaşadığı için onlardan etkilenmesi şüphesiz.Örgü ve tentene örmesi,reçel pişirmesi,evini bir kadın gibi titizce temizlemesi onun bu yönünü doğrular. *Sanat için sanat mantığından ziyade sanat toplum için yapılır görüşünü savunmuştur.Türklerin Emile Zola'sı diye bilinir öğretisel naturalizm akımında.'Deneysel Roman' Sadece belli bir kesimi anlatmaktansa halkın günlük hayatı üzerine yazmayı hedefle

Güzel İnsanlar Biriktirmişim,

Bugün bir huysuzluk vardı üzerimde.Gece de uyuyamamışım.Sabah gözümü bankanın mesajıyla açtım.Sağolsunlar,bugün şerefine,alışveriş edeceğim noktalardan ne alırsam üç katı fazla puan vereceklermiş.Ben ise ihtiyacım olmadıkça alışveriş etmeyi seven bir tip olmadığımdan bu mesaj bana yaramadı.Sağolsunlar yine de sağır sultandan önce doğum günümü kutlama lütfunda bulundular. Annem bugün  benim için  hazırlık yaparken  neli pasta  istediğimi sordu.Ben de beş karış suratla yapmamasını söyledim.Dedim ya ,doğum günüm benim için tam bir mutluluk kaynağı değil.Hatırlanmak,kutlanmak güzel şeyler.Sadece yanağıma iki öpücük ve seni seviyorum demeleri yeterli...Yoksa insanların benim için yorulmalarını istemiyorum.Hele hele oruçluyken...Ama annem bu...Koca kazık olmama rağmen tüm gününü mutfakta geçirme pahasına da olsa birbirinden leziz 4 çeşit yemeği yetiştirdi,üzerine bu moloz yığını düşmüş gibi duran bezmin bir kıza doğum günü pastası yaptı.Masayı da kurdu bir güzel...Gık bile demedi..Öyle

Cemal Süreya ,Keyif Sanat Kahvesi'nde

Camında Turgut Uyar'ın Göğe Bakma Durağı şiiri yazılıdır.Uşak'ın farklı ,özgün ,kültür sanat çalışmalarının  yapıldığı ,sahiplerinin de sıcak ,sanatsever oldukları aşikar;) Keyif Sanat Kahvesi'nde şiir okuma akşamlarımız başladı malum.Ben tabi ara ara kaçak olsam da ,her gittiğimde aldığım keyfi size anlatamam. Şiiri bu akşamlar sayesinde sevdiğimi itiraf etmeliyim.Bazı zaman ruhsuz okuyan arkadaşlarımın okumasından keyif almasam da ,onların şiire karşı duyarlılığı ,zaman geçtikçe okumalarında çaba sarfettiklerini görünce,bu tür ince şeylere önem verdiklerini  düşününce mutluluğum artıyor aslında.Bu yüzden bu açıdan bakınca tahammül edebiliyorum. düşünün,önceden şiir yazıp şiir okumayan,bildiği şiir ikiyi geçmeyen kişiyken şimdi başka şairler tanımak için çaba sarfediyor,sevdiğim şairlerin kitabını bizzat alıyorum. Ama şiir yazmıyorum artık !!! Boyumun ölçüsünü aldım,şiir yazmak ne kadar kolay görünse de zor zanaat ,bunun farkına vardım:-))) Sanırım iyi de o