Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Şubat, 2012 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Sevgili Deep...

Sana bu satırları yazarken sen yine muhtemel çello çalışmaktan helak olacaksın.Belki tam uyumak üzere bu saatin sınırında olacaksın ve belki yenilip göz kapaklarına çellonla yeni bir fur elise yolculuğuna çıkacaksın. Mim filan derken dur bakayım dedim ,neler yazmış Deep? Dememle beraber en sevdiğim mimler yazını okudum.Tabi ondan önce de blog arkadaşın Hilal Mudanyalı'dan aldığın alıntıyı da okudum. Bu benim aslında kendi kendime yazdığım notların yayın yazısı olmuş haliydi. Tuttum ben bu mimi.Tuttuğum gibi de bu geleneği sürdürmek istedim.Belki bir gün de biri benim blog sayfamda okur da bu böyle vagon vagon eklenir gider,ha ne dersin? Yazıyı neden mi böyle yazdım?İçimden öyle geldi.Çok da irdeleyip kurcalama niyetinde değilim.Bu sesleniş biçimi ,beyaz camın arkasında birinin beni şu an görmüş gibi hissettiğimin kanıtıdır.Belki de bu yüzden sanal ama gerçek birine yazdım.Kurcalama dedim,yine de ben açtım.Neyse ne! Mimlerim (Bu kelime pek bir hoşuma gitti.Bugün uykuya dal

Guguk Kuşu'ndan Uyanış'a

Gecenin kör vaktinde fikirlerim üşengençliğimin esiri olmadan fırından yeni çıkmış bir simiti ağzımda erimesini bekler gibi yazıyorum buraya.Taze ve çıtır çıtır etkisini kaybetmeden.Çünkü soğuyunca aynı keyfi almıyor insan.Çay, kahve, çorba nasıl sıcak içilmeliyse öyle de yazılmalı yeni bir sinema filminin tadı. Ben filmi uzun uzadıya anlatmayı pek sevmem aslında.Anlattıklarım  filmin müzikleri ,karakterleri ve oyunculukları ve konunun nasıl ustalıkla işlendiğidir ,beni ne derece etkilediği ve bende neler uyandırdığıdır. Henri Carter Bress fotoğrafı İnsanları severim.İnsanları izlemeyi çok severim.İnsanları yürürken kulağımdaki soundtrack müzikle izlemeyi severim.Alışveriş merkezinin cam kenarına oturup bilgisayarımı masaya koyup hem yazı yazmasını hem insanları izlemesini severim.Bu yüzden fotoğraf gerçek gelir bana.Tiyatro ayrı büyü .Sinema ise ayrı bir beyaz cam büyüsü.Karakter ve durum sinemaları ise bir o kadar etkiler ve büyüler beni.Bu sebepten olacak ;ben pek anima

Minik Serçe'den Keşfedebildiklerim

                                         Sezen Aksu-Dört Günlük Birşey Sezen Aksu'nun şarkılarına takıldım bugünlerde.Zihnimde de bu şarkılar vodvil etkisi yarattı.Çok sesli şarkılarının olduğu şarkılar zihnimde farklı çağrışımlar yapmadı değil.Belki bir gün bu çağrışımlar bir gösteriye dönüşebilir.Hiç de fena olmaz hani,laf aramızda:-))) Hepsi bir hikaye ,hepsi kendiliğinden sahnelenmiş oyunlar gibi yankılanıyor.Kimi kulağımıza âşina,kimi dilimize pelesenk olmuş,kimisi ise keşfedilmeyi bekleyen piri madonna edasıyla bekliyor geçmiş albümlerinde.                                          Sezen Aksu-Adem Olan Anlar  Ünlü müzik dinleme seanslarımın birinde teker teker keşfettiğim bu şarkılar zamanla sık sık dinlediğim şarkılar olmak bir yana tarafımdan da reklamları yapılabilmekte.Zaten ben şarkılar ne kadar eskimeye yüz tuttu,ne zamanki üzerinden seneler geçer ,işte ben o zaman sevmeyi başlarım şarkıları.Yıllara meydan okuyorsa notalar bu bana şarabı

Film Günlerine Devam Ediyoruz....

                                    Taxi Driver , Hayat Güzeldir, Ölü Ozanlar Derneği....                                              Travis,Guido , John Keating ve Neil....                                 Ardından tek başına Coco Chanel ve Audrey Tautou Bu hafta hayatıma bu üç filmle birlikte 4 adam girdi.Her birinin ruh hali beni oldukça etkiledi.Her birinde farklı bir parçam olduğunu duyumsadım içimde.Karakterlerin hepsi beni çok etkiledi. Travis değişik bir adamdı.Çok haşin görünmeyen ama uysal görünen tarafında, anarşist bir kişiliğin olduğunu kimliğinde saklar gibiydi.Filmi izlerken de Travis'in neler yapabileceğini kestiremiyorsunuz.Bir kadını da ilk sinema gidişlerinde teşhirci bir filme götürmesi bana göre kahramanın ilginç görüler taşıdığını gösteriyor.Bir yandan pantelite'ye gidip de kadınla konuşma cesaretini bulması ve özgüveni oldukça şaşırtıyor.Hayran kalmamak  insanın elinde olmuyor. Travis 'i böyle burda anlatırken olağan şekil